Outro

2.9K 172 195
                                    

"Sen kimsin ?" Yerde oturup, oyuncak arabamla oynayan küçük çocuğa sordum. Ağzından küçük kıkırtılar çıkarken, arabayı ileri geri sürüyordu. 

Bana cevap vermemişti, bu yüzden oyuncak arabayı tekmelemiştim. 

"Uh ?!" Bana ve tekmelediğim arabaya bakarken hayal kırıklığına uğramış bir ses çıkardı. Tulumla birlikte bebek mavisi bir tişört ve küçük tatlı converse'ler giyiyordu. 

"Sen kimsin ?" Ona tekrar sordum. 

Gözlerini ovuşturup, söyledi. "KuKu" Sonra da gülümsemişti. 

Nefesini tutarak babama doğru koştum. Birisiyle konuşuyordu ama kim olduğunu bilmiyordum, bu yüzden umursamamıştım. Babamın elini çekiştirdim. "Baba ! Baba ! Sana bir şey göstereceğim ! Gel, gel !" 

"Taehyung, arkadaşımla konuşuyorum. Bunu yapmamalısın." Babam söylemişti ama ben onu dinlememiştim. 

"Siz de Bay Jang ! Buraya gelin !" Kahyamızı ön kapının yakınında görünce bağırmıştım. Benim yanıma geldi. "Bir şeye mi ihtiyacınız var, genç efendi ?" Bana bakarken sordu. 

Hizmetçilerimizden birine doğru koşan küçük çocuğa döndüm. Elinde tuttuğu gri tavşanı elime aldım. 

Onu küçük çocuğa vermiştim. Tekrar gülümsedi. "Bunbun..." Dedikten sonra bana bakmıştı, hala gülümsüyordu. 

"Baba ! Bay Jang, bakın !! O bir tavşan !" Önümüzdeki küçük çocuğu işaret ettikten sonra, neden bahsettiğimi görmelerini istediğimden babamın bacağına dokundum.

Herkes gülmüştü ama umrumda değildi. Önümdeki bu küçük çocuk, onların gülmesi için fazla tatlıydı. 

Ona doğru bir adım attım ve peluşunu tuttum. "Ona ne isim verdin ?" diye sordum. 

Bana bakmadan önce, tavşan peluşun kulaklarını tuttu ve sonra, bana tavşan dişlerini gösterdi. "BunBun" tatlı bir şekilde söyledikten sonra dudak büzmüştü. 

"Waah ! Baba ! Bu tavşanı istiyorum !" Hala peluşuna sevgiyle bakan küçük çocuğun elini tuttuğumda, babama söyledim. 

Bu, bizim ilk tanışmamızdı. Ben 5 yaşındaydım ve o da 3 yaşındaydı. Annesi, benim annemin en yakın arkadaşıydı. Bizi ilk kez ziyaret etmişlerdi ama bir saat sonra eve dönmeleri gerekiyordu. 

İkinci buluşmamız, orta okulda olmuştu. Onun, 5 yaşındayken gördüğüm çocuk olduğunu bilmiyordum. O zamanlar depresyondaydım çünkü en iyi arkadaşım, ilk aşkı onun kalbini kırdığı için gitmişti. Diğer arkadaşlarımıza gittim ve Jin hyung orada, yeni transfer olmuş çocuğun yanaklarını sıkıyordu. Onu tanıyamamıştım. Ama ertesi gün, etrafında zıplamak ve ilk aşkımın geri geldiğini bağırmak istemiştim. Ama elbette yapmadım. Bu, 14 yaşındaki bir çocuk için utanç vericiydi. 

"Taehyung, o seni Areum teyzen" Annesini bir kadını işaret etmişti. "O da senin Raewook amcan, ve bu çocuk da Jungkook. Onların oğlu." Annem tek tek onları, benimle tanıştırmıştı. 

Büyükannemin diğerlerini nasıl düzgün selamlamam gerektiğini söylediği gibi, hafifçe eğilmiştim. "İyi günler, Bay ve Bayan Jeon." Dedikten sonra oğullarına doğru bir adım attım ve el sıkışmak için kolumu ona doğru uzattım. O da memnuniyetle elimi sıkmıştı. "Ben Kim Taehyung, biz okul arkadaşıyız. Dün Jin hyunglayken tanışmıştık, hatırladın mı ?" Onun yumuşak elini sallarken söyledim. O an, elini bırakmayı bile unutmuştum. 

"Seni hatırlıyorum, hyung ! Tanıştığımıza memnun oldum !" Sevinçle söyledi. 

Ve bu arkadaşlığımızın başlangıcı olmuştu. Evleri benim evime 20 dakikalık uzaklıkta olsa da, sürekli onların evine gidiyordum. Böylece, birlikte online oyunlar oynayabiliyorduk. 

Delinquent | TaeKook [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin