GÖZLERİNİ KAPAT

22.8K 148 13
                                    

             Aramızda çok az mesafe vardı. Gözlerini yummuş yavaşça dudaklarıma yaklaşıyordu. Gözlerimi pörtletmiş öylece olacakları bekliyordum. Dudağı dudağıma değdi ama öpmemişti. Sadece çok yakındık. O da gözlerini açmış benimkilere bakıyordu. Aniden benden uzaklaştı. Bakışları derinleşmişti. Kızgın gibiydi.

"Özür dilerim." dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Bense hala şokta öylece kalakalmıştım. Neden böyle bir şey yapmıştı?

"Demek yeni tanıştığı biri bile olsa hemen aşna fişneye vuran bi tipmiş."dedi Ayça. Damlayla birlikte yanıma geldiler.

"Bizi mi izlediniz olum?"

" Özge cidden onun seni öpmesine izin mi vericektin? Daha yeni tanıştınız ve çocuk yavşak sapığın biri çıktı." diye kızdı Damla.

"Birden şey yapınca... Ne biliyim şok oldum!" dedim.

"Sende haklısın hiç öyle bir tip gibi durmuyordu. Pis yavşak. Bari bu kadar çok yakışıklı olmasaydı! O zaman daha az üzülürdüm." dedi Ayça.

"Acaba seni neden öpmekten vazgeçti?" dedi Damla. Bunu bende anlamamıştım. Birden geri çekilmişti. Başım ağrımaya başlıyordu.

    

                        Kulübede yatağımın üzerine uzanmış düşünüyordum. Aklım hala Çınardaydı. Az daha birinden ilk öpücüğümü alıyordum. Ne kadar yakışıklı olsa da hiç tanımadığım birinden. Saate baktım. Beş olmuştu. Yemek vakti. Kulübeden çıkıp yemekhandeye yürümeye başladım. Bu ses ne? Çalıların arasından bir ses geldiğine emindim. Yavaşca oraya yaklaştım. Çınar. Bir ağacın altındaydı. Bir çukurun içine poşet koymuştu ve şimdi toprakla çukuru kapatıyordu. Neden böyle bir şey yapıyordu? Ayağa kalktı. O beni farketmeden hızlıca oradan uzaklaşıp yemekhaneye gittim. Kızlar çoktan banada yemek alıp bir masa kapmışlardı. Yanlarına oturdum.

"Naber? Ne hayaller kurdun bakalım?" dedi Ayça. Benimle dalga geçmeyi çok severdi.

"Uğraşma kızla. Geçen sene Akın Yanlışlıkla göğsüne dokunduğunda bi hafta ruh gibi gezmişti. Şimdi az daha biri onu öpüyordu. Böyle olması normal."diye savundu beni Damla. O ikisi konuşmaya devam ederken bende yavaşça yemeğimi yemeye başladım. Çınarda garip bir şey vardı hissedebiliyordum.Biri

"Selam." dedi  ve yanıma oturdu. Başımı yemeğimden kaldırınca Çınar'ı gördüm ve sıçradım. Başını yana yatırdı ve

"İyi misin?" diye sordu. Başımla onayladım. Neden aniden bu kadar korkmuştum.

"Ben... ben doydum." deyip masadan kalktım. Halbuki neredeyse hiç bir şey yememiştim. Ben kapıya doğru giderken arkamdan kızlar ve Çınar'ın konuşmasını duyabiliyordum.

"Sen Özgeye aldırma yakınlaşmanızdan dolayı utanmıştır."dedi Ayça

"Özge nasıl biri çekingen midir?" diye sordu çınar.

"Hayır aslında çok girişken, sıcak kanlı ve iyi biridir. Çok çılgındır eğlenmeyi ve birilerine yardımcı olmayı çok sever ama çok ketumdur."

"Ketum?"

"Eğer istemiyorsa ağzından asla bir laf alamazsın. Çok iyi sır tutar ve ne olursa olsun kimseye söylemez. Bu yüzünden herkesin güvenini kazanmıştır."

"Ya... Güzel''

        Yemekhaneden çıkar çıkmaz ormandaki patikanın yolunu tuttum. Neden böyle olduğumu bilmiyordum ama tedirgin ve huzursuz hissediyordum. Her an kötü bir şey olacakmış gibi ve ne zaman Çınar'ı görsem, onun gözlerine baksam bu duygu dahada artıyordu.

SADECE SENWhere stories live. Discover now