GİRİŞ

81.8K 2.7K 2.3K
                                    

Okulun bahar festivali için kampüsün en geniş alanına kurulmuş olan sahne ve çeşit çeşit standlar öğrencilerin ilgi odağıydı. Çimlerin üzerindeki puflara kurulmuş olan gençler,ordan oraya koşturan öğrenciler ve bir şeyleri sergilemeye çalışan kulüpler... Her şey yolunda gibi görünürken sahnenin arkasına tamamen kaos hakimdi.

"Ne demek grup bir saat daha gecikecek?"

Kumral genç ilk kez katıldığı organizasyonda başarısız olmak istemiyordu. Karşı tarafı dinlerken saçlarını yoluyordu.

"Bakın zaten öğrenciler sabahtan beri Manga için burda bekliyor. Ve siz benden onlara biraz daha beklemelerini söylememi istiyorsunuz!"

En güvendiği gruptan bile kazık yemek bayağı zoruna gitmişti. Dakikalardır telefonda konuştuğu menajerin daha fazla mazeretlerini dinlemek istemediğinden telefonu suratına kapattı. Önündeki kutuya tekme savururken çığlık atmamak için zor tuttu kendini.Bir daha bu işlere karışırsa iki olsundu.

Deli danalar gibi bir oraya bir buraya giderken ne yapacağını şaşırmıştı. Kendini o kadar kaybetmişti ki Sezer'in varlığını ona çarpınca fark etti.

Kıvırcık genç Yavuz'un karşısında endişeli bir tebessümle duruyordu. Kumral adam biraz da olsa gördüğü yüzle rahatladığını hissetti.

"Faşist hayırdır,beynini mi arıyorsun?"

Yavuz alıştığı bu laf sokmalara gülmeye zorladı kendini. Felç geçiriyormuş gibi bir ifade yüzünü kaplarken cevap verdi.

"Marul efendi yine formundasın ama ben o modda değilim."

Sezer zaten bir sorun olduğunu gayet net görüyordu.

"Onu anladım zaten,noldu?"

Yavuz kısaca olayı aktarırken hala ne yapabileğini düşünerek ekledi.

"Oğlum benim bahtım kara ya! Elimi attığım her şeyi kurutuyorum."

Sezer sevdiği adamın bu hallerine dayanamadı. Ve ona yardım etmeye karar verdi. Genç adamı sağ kolunun altına alıp sahneye doğru ilerlemeye başladı.

"Amaan derdin bu olsun Kumral'ım,ben hallederim."

Yavuz anlamaz gözlerle kendisine bakınca açıkladı.

"Ben Manga gelene kadar çıkar milleti oyalarım. Doğrusu uzun zamandır şarkı söylemiyorum ama halledebilirim sanırım."

Yavuz yürümeyi bırakınca Sezer de durmak zorunda kaldı.

"Oğlum bak emin misin? Bu kadar insanın önünde söylemek arkadaş ortamında söylemeye benzemez."

Sezer kibirli bir gülümseme takındı.

"Ne sandın lan benim profesyonel olmadığımı mı? Ben tüm TRT korolarına üyeydim."

Kumral genç,sevdiği adam hakkında aslında çoğu şeyi bilmediğini fark etti. Bu işi atlatınca onun işeme şeklini bile öğrenecekti.

"Vallaha mı? Var ya bu işi hallet dile benden ne dilersen!"

Heyecanı sesine de yansıyan adamın koluna hafifçe vurdu.

"Tamamdır lan. Hadi ben çıkıyorum o zaman sahneye."

Arkasını dönüp sahneye ilerledi. Küçük orkestraya bir şeyler söyleyip mikrofonun başına geçti.

"Ses bir iki,ses bir iki! Selam gençler."

Etrafa dağılmış kalabalık grup dikkatini sahneye verdi.

"Ben mühendislikten Sezer. Manga sahneye çıkana kadar burayı işgal etmek için geldim."

Öğrenciler sahnenin önünde toplanırken Yavuz da arka taraftan gelmişti. Sahnenin karşısında sağ tarafta tam olarak Sezer'i görebileceği bir yerde durdu.

"Açıkçası bu seneki organizasyonun tek hatası beni buraya çıkarmak oldu ama bu kadar kusur kadı kızında da olur değil mi?"

Kıvırcık saçlı genç kül rengi kapri pantolunu ve NBA tişörtüyle sahnenin ambiansına o kadar zıttı ki dediklerine hak veren kalabalık kahkahalara boğulmuştu.

"Şimdi söyleyeceğim şarkıdan sonra arkadaşlarım benimle ilişkisini keserse anlarım. Çünkü bundan sadece birkaç ay önce ben de aynısını yapardım."

Kalabalık tekrar kahkahalarla gülerken Yavuz tebessüm etti. Kıvırcık genç, arkasını dönüp orkestraya işaret verdikten sonra Ankara müziklerinin belirgin ritmi duyuldu. Yüzündeki tebessümle kalabalığa dönen genç şarkıya girdi kısa süre sonra.

*Medyadaki şarkı😄*

"Bir yanında kalesi
Bir yanında efesi
Biter mi sandın canım
Ankara'mın neşesi"

Millet erik dalına başlamışken Yavuz gözlerini kıvırcık gençten alamıyordu.

"Ne paşasın ne paralı
Olsa da bahtın karalı
Bu alemin tek kralı
BİR TEK SENSİN ANKARALI"

Ankara şarkıları en büyük neşesiydi. Belki Ankaralı olduğundan belki de sadece hoşuna gittiğinden.

"Atamızı Seymenler
Karşıladı Dikmen'de
Şanlı tarihimizi
Yaşıyoruz sayende"

Bu güne kadar Sezer onunla sürekli dalga geçmişti.

"Ne paşasın ne paralı
Olsa da bahtın karalı
Bu alemin tek kralı
Bir tek sensin Ankaralı"

Ancak şimdi görüyordu ki genç adam onu bu şarkıları dinleyecek kadar seviyordu.

" Ne toprağız ne de taş
Ne diyor bak vatandaş
Mertliğiyle övünen
Ankaralıyız biz gardaş"

Manga'yı unutmuş olan gençlik erik dalına vurmuşken kendini Yavuz bir kez daha kıvırcık gence vuruldu.

" Ne paşasın ne paralı
Olsa da bahtın karalı
Bu alemin tek kralı
Bir tek sensin Ankaralı"

Son kısımda gözlerini Yavuz'dan ayırmazken aşkla bakmışlardı birbirlerine. Kimsenin onları fark etmediğinin bilincinde Yavuz'a göz kırpan kıvırcık bir kez daha genç adamın kalbindeki yerini garantilemişti.

Bir Tek Sensin AnkaralıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin