geçmiş

566 48 0
                                    


İki gün sonra hastaneden çıktım.
İrem eve gitmeme izin vermiyordu, beni kendi evine götürdü.
bütün itirazlarıma rağmen "olmaz artık seni yalnız bırakmam" diyordu.
ama ben Keremi görmeye dayanamıyordum.
zaman zaman diğer arkadaşlarımda beni ziyarete geliyor,
ama bu benim günlerimi, İrem ve Keremin aşklarını azap içinde izlememe engel olmuyordu.
Birbirlerine dokunmalarına, sarılmalarına ve zaman zaman öpüşmelerine şahit olup,
zaten ailem için yanan yüreğimi, aşk acısıyla-arkadaşıma duyduğum sadakat arasında kalmak hiç iyi gelmiyordu.
Bende zamanımın çoğunu İrem'in benim için hazırlamış olduğu odada geçirmeye başladım.
ama bu durum bile o kaçınılmaz güne engel olamadı.
İrem'in acil işi çıkmıştı ve beni evde tek başıma bırakmak istemiyordu.
Sanırım potansiyel olarak intihara meyilli olduğumu psikoloğum ona da söylemişti,
bu yüzden Kerem'in de benimle kalmasına karar vermişti.
"aşkım çok teşekkür ederim" dedi Kerem'e
Keremse "ne demek, Ceren benimde arkadaşım" deyip
"merak etme, sen yokken oyalanacak bir şey buluruz aşkım,
hadi sen gecikme işlerini hallet ve sonra bana geri dön" diyordu.
Bu sözler içimdeki cam kırıklarını harekete geçirdi, canım daha çok yandı sanki.


İrem gittikten sonra bana "film seyredelim mi" diye sordu
" olur" dedim yalnız kalmış olmanın verdiği rahatsızlıkla
" özellikle izlemek istediğin bir şey var mı" dedi Kerem
içimden sadece seni izlemek istiyorum demek istedim ama maalesef diyemedim.
Başımı hayır anlamında sallayıp "sen seç benim için fark etmez" dedim.
Bir süre filmlere bakıp "işte burada" dedi.
başımı kaldırıp seçtiği filme baktım.
çizgi film seçmişti (buz devri )"iyi seçim" dedim çocuk ruhuna gülümsemeye çalışarak.
Ve iki saat boyunca harika zaman geçirdim en son ne zaman bu kadar mutlu olmuştum
artık hatırlamıyordum.
film bittiğinde ne yapacağını bilemedi.
bu duruma son vermek ve zihnimde dönüp duran sorulara cevap bulabilmek için,
" son zamanlarda hep benden söz ediyoruz birazda sen anlatsana,
nasıl oldu yani nasıl çıkmaya başladınız" dedim .
gülümsemesi bütün yüzüne yayıldı.
"uzun hikaye, anlatabilir miyim bilmiyorum gerçekten dinlemek istediğine emin misin" diye sordu.
ama anlatmak istediği her halinden belli oluyordu.
"evet "dedim içimdeki düş kırıklığını bastırmaya çalışarak şimdiden sorduğuma pişman olmuştum.
" uzun zaman önce başladı aslında askerdeyken bilirsin ya da bilemezsin" dedi.
" askerlik çok farklı bir şey. her şeyi ve herkesi özlersin, gerçek arkadaşlar edinirsin,
bütün hayatın boyunca unutamayacağın anılarla dönersin.
işte o zamanlar fark ettim İrem'i çok özlüyordum.
Sadece onu düşününce mutlu oluyordum.
askerden dönünce onunla konuşmak istedim ama onun erkek arkadaşı olduğunu öğrendim.
bütün dünyam yıkıldı ama hiç vaz geçmedim sonunda geçen sene arkadaşından ayrıldığında "dedi.
derin bir nefes alarak
"İrem'e daha yakın olmak için fırsat dedim kendi kendime ve sonunda geç oldu ama beklememe değdi" dedi,
geçmişi hatırlamanın verdiği gülümsemeyle
içim yanıyordu,
Kerem hiç bir zaman bana benim ona hissettiklerimi hissetmemiş,
ve hiç bir zaman arkadaşlıktan başka bir duygu beslememişti
tam da bu sırada kapı zili çalmaya başladı
kimdi bu ve niye durmadan çalıyordu kapıyı
Kerem koşarak gitti kapıyı açınca "Cereni görmek istiyorum ve bu sefer bana engel olamayacaksın" diyen Selimin sesini duydum.

"yapma dostum" dedi Kerem
"Ceren zor bir dönem geçiriyor ve sen anladığım kadarıyla ona daha fazla acı veriyorsun" diyordu.
"onu görmeliyim fazla vaktim kalmadı" dedi. Acelesi varmış gibi konuşuyordu ne olmuştu ki?
"şimdi olmaz dostum, ama geldiğini söyler, seni aramasını hatırlatırım,
Ceren hazır olunca seni arar "dedi.
Her şeyi yanlış anlamış çektiğim aşk acısının Selim yüzünden olduğunu sanmıştı.
ooof of üstelik bir de benim adıma söz vermişti.
"pekâlâ" dedi Selim
"Ceren'in daha fazla üzülmesine dayanamam ama beklemeye de hiç niyetim yok.
yarın saat dörtte köşedeki kafe de olacağım. Konuşmamız gereken önemli şeyler var" dedi.
ve sonra kapının kapanma sesini duydum.
Gitmişti ama yarın tekrar görüşmek istiyordu.
Kerem salona geldi ve" bu adamda saplantılı zorlanımlı Ceren takıntısı var yada seni delicesine seviyor,
hangisi bilemiyorum ama mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor "diye söylendi.
bir süre sessizce oturduk, "ne yapacaksın bir fikrin var mı?" diye bana sordu,
"bilmiyorum sanırım gideceğim onu durdurmak imkansızdır, yeter ki yapmak istesin" dedim huzursuzca.
ne yapacaktım ki gitmekten başka, ama kesin olarak bildiğim tek şey dayanacaktım,
isteklerini kabul etmeyecektim, gerekirse bu şehirden giderdim de biz bunları konuşurken
"ben geldim" diyen İrem'in sesini duyduk.
Kerem belli etmese de rahatlamış görünüyordu.
Çok yorgunum, ben yatıyorum, size iyi geceler dedim.
Birbirlerine sarılıp söyledikleri sevgi sözcüklerini duymamaya çalışarak odama gittim.
Yatağa uzanıp düşünmeye başladım. Böyle devam edemezdi hayatımın kontrolünü elime almalı,
daha önce denemeye korktuğum şeyi yapmalıydım kararımı verdim.
gidecektim İstanbul'a teyzemlere, bir süre orada kalır anne ve babam için yapılası gerekenleri yapar hem Selim'den uzaklaşır, tabii o benden uzak kalmaya dayanabilirse, hem de İrem ve Keremi rahat bırakmış olurdum onlar aşklarını rahatça yaşarken bende biraz huzur bulabilirdim.
telefonu bulup açtım, kim bilir kaç gündür kapalıydı,
hava yolu şirketini arayıp bilet ayırttım yarın akşam saat sekize,
sanırım artık hiçbir şeyi önemsemiyordum, yaşadıklarımdan sonra neydi ki
ve teyzemi arayıp yanlarına gittiğimi haber verdim çok sevindi teyzem,
"yapılacaklar var canımın içi sen olmadan olmayacak şeyler çok mutlu ettin bizi bekliyoruz" diyordu.
sonrasında kalkıp valizimi topladım,
ve salona gittim tabii ya yine sarmaş dolaş oturmuş film seyrediyorlardı.
"ben geldim" dedim tebessüm ederek, hemen toparlandılar.
" gel canım" dedi İrem
"hani uyuyacaktın sen" dedi Kerem rahatsız olmanın verdiği huysuzlukla
"uykum kaçtı" dedim.
"hayatımla ilgili bir karar aldım, sizinle paylaşmak istiyorum sadece" dedim.
İrem'se endişeyle yüzüme bakıp "neymiş bakalım" dedi
"ben onaylamadan hiç bir şey yapamazsın ona göre " dedi esiriymişim gibi espri yaparmışçasına
" sizin de hoşunuza gidecek" deyip düşüncelerimi aktardım.
Beni büyük bir hevesle dinleyip birbirleriyle bakıştılar
İrem "tamam kabul ama her gün arayıp ne yaptığını sorucam ona göre" dedi tebessümle .
Keremse "seni yeniden mutlu görelim de benim için fark etmez" dedi.
ahh bir bilse, mutluluğumun anahtarının onda olduğunu, ama artık çok geçti ,
ona sadece arkadaş gözüyle bakabilirdim,
" ne zaman gitmeyi düşünüyorsun" diye sordu İrem
"yarın akşam" dedim, "saat sekiz de uçakla" dedim
"emin misin" diyordu İrem yalnız uçmayı sevmediğimi hatırlayarak
"evet" dedim "en çabuk şekilde gitmek istiyorum bu şehirden zaten saat 4' te gitmem gereken bir yer var" dedim. Keremse başını sağa sola sallayıp "hiç içime sinmiyor bilesin" diyordu.
" neler oluyor "dedi İrem Kerem'le aramızda yaptığımız konuşmadan doğal olarak hiçbir şey anlamamıştı.
" hiç" diye geçiştirdim. Tekrar ve tekrar hatırlamak bana iyi gelmiyordu "ben yatıyorum" dedim.
İrem'se "hadi ama anlatın yarın ne var" diyordu.
Keremse "sana sonra anlatırım aşkım sen şimdi bütün ilgini bana ver bakim" diyordu İrem'i öperken
o gece sabaha karşı içimde bir sıkıntıyla uyandım ve bütün gün de öyle devam etti.
Sonunda daha fazla dayanamayıp kendimi sokağa attım.

Bütün gün sokaklarda düşüncelerim eşliğinde avare avare dolaşıp durdum.
ayaklarım beni Selim buluşacağımız kafeye kadar götürdü
erkenden gelmiştim orda bir masaya oturup beklemeye başladım.


CEREN ( Tamamlandı)Where stories live. Discover now