içimdeki karmaşa

539 43 0
                                    


Merdivenden inerken endişelerim artmış ve titremeye başlamıştım.
Umarım dedim içimden umarım her şey yolunda gider.
Sanki anlamış gibi gözlerime baktı Selim.
Elimi hafifçe sıkarken "onu sende seveceksin" diyordu.
Salona girerken deri koltukta oturan esmer yeşil gözlü
hafif tombul bir hanım kahvesini yudumla maktaydı.
Selimin "biz geldik" demesiyle başını çevirip bize baktı yavaş yavaş ayağa kalkıp
"Hoş geldin kızım ben Nazan Selimin annesiyim..."

O an şok dalgası kalbimi sarstı geçti

söz vermişti, acele etmeyecekti
Söz vermişti...

Sesimi bulup "Ceren" dedim
Ama bu Nazan hanımın bana sarılıp yanaklarıma kokulu öpücükler kondurmasına yetmişti bile,
Yüzümü görmek için geri çekilirken "nihayet tanıştığımıza çok sevindim."
Derken gülümsemeye çalışıp "ben de" diyebildim
"Uyuyormuşsun sesimizden rahatsız olup uyandırmamışızdır umarım".
Derken gözleri bir kavanoz çikolata yemiş yaramaz çocuklar gibi parlıyordu.
"hayır" dedim yalan söylediğim için yüzümün kızarmamasını dileyerek,
"aslında telefonumun sesine uyandım. Burada olduğunuzu bilmiyordum" derken Selime göz ucuyla bir bakış attım.
"bana söylememiştin."
"ahh" dedi Nazan Hanım "Selimin de haberi yoktu ki
zaten birkaç gündür işe de gitmemiş telefonlara da cevap vermeyince merak ettik.
Aracını dışarıda görünce benim deli oğlana bakmak istedim.
Ama seni burada görmek benim içinde sürprizdi" derken yine kahkaha atmaya başlamıştı.
"benim yüzümden" dedim birkaç gün önce olanları hatırlayınca rahatsız olmuştum
ve daha fazla orada duramayacaktım.
ayağa kalkıp "tanıştığımıza memnun oldum Nazan Hanım" dedim
kendimden beklemediğim kadar sesim normal çıkmıştı
"ama gitmeliyim" dedim.
" tabiki" dedi şaşırarak
Selime bakmaya başlamıştı sanırım daha uzun bir sohbet bekliyordu.
Ama ailesiyle karşılaşmaya hazır olmadığımı ona söylemiştim.
Bir den ikisi de ayaklandı benim için düzenlerini bozsunlar istemedim
Nazan hanıma dönüp "lütfen sohbetinize devam edin siz. Umarım başka bir zaman daha uzun konuşuruz"
bana tekrar sarılmasına izin verip vedalaştım onunla
koridora çıkıp çantamı alırken Selim geldi.
Sıkıca sarıldı bana "seni bırakayım" dedi.
Hâlbuki daha on beş dakika önce bana senin olduğun her yere giderim diyordu.
Şimdiyse sadece beni İpeklere bırakmayı teklif ediyordu.
Annesiyle onu uyarmama rağmen apar topar tanıştırması canımı iyice sıkmıştı,
Selim çok fena arada kaldım bana yardım et bakışları atarken,
bir erkeğin her zaman ilk aşkının annesi olduğu aklıma geldi.
annesini evinde yalnız bırakmak yada evine gitmesini söylemek istemiyordu.
aynı zamanda kalamayacağımı bile bile benden de ayrılmak istemiyordu.
(aklıma annemin babama söylediği söz geldi birden iki karpuzu bir koltuğa alamazsın hikmet bey)
gülümsedim bu düşünceme seçme şansı vermedim Selime,
" anneni yalnız bırakma lütfen, ben bir taksiye atlar giderim".
kapı önünde yanağına hızlı bir öpücük kondurup
cevap vermesine fırsat bırakmadan oradan uzaklaştım.
yoldan geçen ilk taksiye atlayıp İpeklere giderken
neden, neden ailesiyle tanışmak, beni bu kadar rahatsız ediyordu diye düşündüm.
gerçek olan:
çok yeni dedim kendi kendime
uzun zamandır birbirimizle tanışıyorduk ama bu boyut benim için çok yeniydi.
Beni rahatsız edense:
yanında çalıştığım insanlarla gönül ilişkisi kesinlikle bana göre değildi.
inkâr edemeyeceğim şeyse:
Selimle aramızdaki elektrik inkâr edemeyeceğim kadar gerçekti.

İpeklere varmadan indim taksiden
dışarıda hafifçe çiselemeye başlayan yağmurda yürümek istedim.
Yol uzun değildi ama kesin bir karar almam gerekiyordu
hayatım boyunca Selimin ailesinden kaçamazdım.
hazır olmayı beklemekse uzun zaman alacaktı.
ve benim aileme ihtiyacım vardı.
Bütün bunları düşünürken kendimi İpeklerin evinin önünde buldum.
daha da önemlisi Selimin arabası otoparka girmiş park ediyordu.
arabadan inip yanıma geldi o birkaç adımda Selimi ne kadarda özlediğimi
onsuz geçen dakikaların ne kadar rahatsız edici olduğunu fark ettim.
"o şekilde evden çıkmana izin vermemeliydim" dedi bana özlemle sarılırken
başımı sallamakla yetindim.
beni kendinden uzaklaştırıp yüzüme baktı.
Gözleri sanki neler hissettiğimi anlamış gibi "her şey yolunda merak etme" diyerek bana inanmasını istedim.
sonrada "hadi arkadaşlarını daha fazla bekletmeyelim" dedi.
"tamam" dedim elinden tutarken
apartmana girip yukarı çıktık,
kapıyı Ceyda açtı bana "hoş geldin" derken gözleri büyüdü birden
sonrada içeriye dönüp "kaçak aşıklar geldiiii" demesiyle içeriden gelen kahkahaları duyduk.
çok utandım birden yüzüm yanarken
Selim başını eğip kulağıma "yaşadığımız şey için utanmayacağız,
çünkü bu çok güzel bir şey" dedi sonrada yanağımdan öptü
Ceyda'nın imalı imalı "içeri girseydiniz bari" derken attığı kahkahaları duymamazlıktan gelirken
içeri girmiştik bile salona gidip "herkese selam" derken İrem'i görmem mi,
öyle özlemişim ki onu nikah gecesinden beri yada Selimle yakınlaştığımız
ve o kavganın olduğu geceden beri görmemiştim. Sıkıca sarıldık birbirimize
"ne zaman geldin hiç haberim olmadı" dedim.
"Dayanamadım" deyip omuz silkti. "Erkenden döndük. Şimdi geldik ve sizi çok merak ettik bu arada sizin hakkınızda çok şey duyduk" dedi sevinçle
"umarım" dedim alayla gülümserken "abartmamışlardır"
sonrada resmi olarak Selimi arkadaşlarımla tanıştırdım.
Selimin elini tutum "millet Selimle tanışıyorsunuz biliyorum,
bu güne kadar aranızda ne geçtiği umurumda değil,
her şeyin artık daha iyi olmasını bekliyorum" dedim
ve tek tek arkadaşlarımla tanıştırdım Selimi
"ee" dedi Kerem "şimdi çıkıyor musunuz" dedi
Selime fırsat vermeden
"daha çok yeni ve evet" dedim Selimin gözlerine bakarak
ve bütün gece beyler futbol sohbeti yaparken
ben ipeğin zoruyla ayrıntıları anlattım
uzaktan birbirimize olan bakışlarımızı yakalayan İrem'se içini çekip
"bu harika, nihayet, artık zamanı geçiyordu, senin adına çok mutluyum" deyip duruyordu.
gece oradan keyifle ayrılırken Selim "arkadaşların seni gerçekten seviyorlar" dedi.
"Ama ben seni daha çok seviyorum"
güldüm Selimin kıskanç haline
"onları bende seviyorum ama sana olan sevgim farklı" dedim birazcık nazlanarak.
"sen daha fazla içimdesin, nasıl anlatsam içim acıyor yokluğunda,
sensiz olmak zor geliyor" dedim.
sessizleşti birden yol boyunca sadece Selimi seyrettim bütün yüz hatlarını zihnime kazırken
ara ara bakıp gülümsedi.
Beni eve bırakırken "senden ayrı olmak içime sinmiyor,
yarın sensiz nasıl geçecek bilemiyorum" derken gözleri acı çeker gibiydi.
"benim de" dedim
sessizce anlımdan öpüp "iyi geceler bir tanem, sabah seni ararım" dedi ayrılırken
sessizce apartmanın içine girip eve çıkarken kendimi yalnız, yapayalnız hissettim.
Boş bir eve girmek beni huzursuz etti. Soğuk ve sessizdi ev ne annem ne de babam artık yoktu, içimdeki hüznü bastıramadım daha fazla, gözyaşlarım akıp giderken yanaklarımdan. Odama çıkıp duş aldım. Saçlarımı kuruturken,
uzun zaman böyle yalnız hissetmiş ve bu duyguyu Selimin varlığıyla tamamen doldurmuştum.
İstanbul'dan geldiğimden beri ise çok az yalnız kalmıştım.
"İstemiyorum" dedim kendi kendime konuştuğumu fark etmeden "yalnız kalmak istemiyorum"
acaba Selimi arasam gelmesini istesem diye geçirdim aklımdan
yok olmaz panik yapardı ve beni asla gözünün önünden ayırmazdı.
En iyisi dedim en iyisi benim ona gitmem şaşıracağından ve mutlu olacağından emindim.
Telefonu elime alıp taksi çağırdım zaten Selimle evlerimiz çok uzak değildi.
yolda içimi kaplayan umuda sarıldım.
Sevdiğim adamı görecek dahası yalnız olmadığımı tekrar hissedecektim. Onun sevgisine sarılıp sarmalanacaktım.

 

CEREN ( Tamamlandı)Where stories live. Discover now