Multimedia: Bölüm Şarkısı / Yengeler
Gölge'nin Ağzından:
Çok üzgündüm. Çok korkmuştum. Çok yıpranmıştım. Koşarak salondan içeri girdim. Gözlerim ağlamaktan kızarmıştı. Ağzımdan bir hıçkırık kaçtığında elimi dudaklarıma bastırdım. Bunun üzerine dikkatlerini üzerime çekmiştim. Umut hemen yanıma gelip elleriyle omuzlarımı tuttu. Ben Umut'a sarıldığımda Yakamoz bizi ayırdı ve soru sorarcasına bakmaya başladı. Benim ağzımdan bir tane daha hıçkırık kaçtı ve yine ellerimle dudaklarımı kapattım. Emir "Kızım ne oluyor söylesene!" deyip omzumdan tutarak sarstığında bir kere daha hıçkırdım.
Sonrasında gerileyerek sırtımı duvara verdim. Ardından kayarak yere oturdum. Çağrı salona girdi ve bana bakıp kafasını olumsuz anlamda salladı. Ben ise ağzımdan çıkan hıçkırığa aldırmadan "Çağrı..." dedim. Cümlenin sonu çok korkunçtu ve ben konuşamıyordum bile. Ama yine de söyleyecektim. İçimdeki acıya bir son verecektim. "...bana çikolata almamış!"
Nedense ben cümlemi bitirdiğimde Çağrı'ya değil bana bön bön bakmaya başladılar. "Ne?" dediğimde Akın "Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü anne muhammeden abduhu ve resulü! El Fatiha!" dediğinde hepimiz dua ettik. Ondan sonra Yakamoz, Yağız'a dönüp "Emir, Gölge'yi yer." dedi. Yağız ise "Yok bea! Ona dokunamaz ama Çağrı kesin geberdi." dedi. Emir yavaşça Çağrı'ya döndüğünde Çağrı "El Fatiha!" dedi ve koşmaya başladı. Hasbinallah ve nimel vekil! Ben çikolata istiyorum!
Belki de Umut'un ağzıma tıktığı 15. Milka'yı kemiriyordum ama zerre itiraz etmemiştim. Milka yani çikolata yani 15. değil 150.'si bile israf etmeden tüketilir. Umut "Sen doymaz mısın kızım?" dediğinde kafamı olumsuz anlamda sallayıp poşetten bir Milka daha çıkardım. Umut göz devirdiğinde ona ölümcül bakışlarımı attım. Tabii bana bakmadığı için görmedi pislik.
Yakamoz odaya girdi ve yerdeki Milka çöplerini görünce "Yuh!" diye haykırdı. "Yani kanka nezaketen sorayım. İster misin?.. ama şimdiden söyleyeyim zırnık koklatmam." dedim. "Hıh! Senin Milka'na mı kaldık? Ben Karam severim bir kerem. Hem bu akşam gidiyoruz yani hazırlan." dediğinde "Sen bilirsin karşim." dedim ve elimdeki 16. Milka poşetini atıp 17.'yi aldım.
Umut "Batu'ya söyle: Her zaman olduğu gibi yine biz otobüsle gideceğiz." dediğinde "Tamam!" dedi ve kapıyı çarparak çıktı, Yakamoz. 18. Milka'ya elimi uzattığımda Umut poşeti önümden çekti. "Len! Çek ellerini Milka'larımın üzerinden pis pislik!" dediğimde "Güzelim. Şurada çikolata krizinden öteki tarafa gitmeni istemiyorum. Şu poşette 25 Milka vardı... ama inan para umrumda değil. Üst üste 17 tane taplet çikolata yediğin için ölmeni istemiyorum. Hepsi bu. Şimdi kapa çeneni ve akşam yolculuğunu bekle. Yoksa hepsini Çağrı'ya veririm. Görürsün gününü." dedi. Ben ise uslu uslu kafamı sallamaktan başka bir şey yapamadım. Şaka maka 25 Milka her biri 4TL'den 100TL eder lan!