44. Bölüm

44 4 22
                                    


Selam!

Nasılsınız bakalım görüşmeyeli?

Keyifli okumalar efenim...

Nehir'in anlatımıyla...

''Rahatsız edici sesliğin ardından ''Özür dilerim,'' dedim. Anlamadım dercesine kaşlarını çattı. ''Benim yüzümden o kadar ıslandın.''

''Sorun değil.'' Tebessümü büyüdü. ''Değdi.''

Utangaçça bakışlarımı kaçırdım. Zilin sesi imdadıma Hızır gibi yetişmişti. Hemen ayaklandım. Katre hanım sonunda teşrif edebilmişlerdi. Kapıyı açıp bir adım geriledim.

Karşımda gördüğüm yüzün sahibi gülümserken dehşetle simasına bakmaktan kendimi alıkoyamadım.''

○○○

''Ayşe Abla!'' Kelimeler dudaklarımdan dökülürken ecel terleri bedenimi ele geçirmişti bile. ''Ne işin var burada?'' Kapıyı açarken geriye doğru attığım adımdan pişman olup geçebileceği boşluğa bedenimi yerleştirdim.

''Baban rica etti. Bir bak bakalım kızlar ne durumda dedi.'' Şen şakrak bir sesle devam etti sözlerine. ''Bende geldim''

'İyi b*k yedin!' dedi diğer yanım.

Beceriksizce gülümsedim. ''İyiyiz ya ne olsun! Yok bir sıkıntımız!'' Kapıyla duvar arasına iyice sıkıştırdım bedenimi. Sesimdeki gerginliği anlamaması için dua ettim. ''Oyalanma boşuna. Saatte geç oldu zaten. Evdekiler bekler.''

''Aman ne olacak! İki laflarız...'' Gülümsemeye zorladım kendimi. Muhtemelen acı çekiyor gibi görünüyordum.

Eğilip ayakkabısını çıkarırken zihnimde yanan ampulle ''Telefonum çalıyor!'' dedim abartılı bir sesle. Hızla kapıyı kapatıp içeri doğru koştum.

''Saklan!'' Şaşkınlıkla yüzüme bakması beni daha çok telaşlandırıyordu. ''Baran hadi!'' dedim inler gibi. Hızla pencereyi açtım.

Kaşlarını çatmış ayağa kalkma zahmetinde bulunmadan beni inceliyordu. Bileğinden tutup peşimden sürüklemeye çalıştım.

''Neler oluyor?''

Es geçtim sorusunu. Şu an sorusunu yanıtlayacak bir durumda değildim. ''Burada bekle. Mümkünse hapşırma, öksürme hatta nefes bile alma!''

Kapıyı kapattım. Tam geriye doğru dönmüşken vaz geçip yine kapıyı açtım. Bıraktığım halde kapıya doğru bakıyordu. Saniyeler içinde ne yapacaksa çocuk zaten! Benimki de laf!

''Ben gelmeden asla çıkma!''

Kapıyı kapatıp hızla hedefime doğru koştum. Nefes nefese kalmıştım. Heyecanlı korkum yormuştu. Açarken kapıyı inşAllah gitmiştir, diye tüm hücrelerimle haykırıyordum resmen. Ama kapıda beni bekliyordu. Dudaklarımı gerdim.

''Hay Allah kapanmış kapı!'' İçeri girmesi için geri çekildim. ''Hiç farkında da değilim. Gelmeyince siz bir bakayım, dedim. Kapı kapalı.'' Salona doğru o önde ben arkada ilerlerken sinirden ağlayacak durumdaydım. Ama açıklamama devam etmeli onu inandırmalıydım. ''Camdan herhalde!''

Oturması için yer göstermeme kalmadan koltuğa bıraktı bedenini. Bu hareketi canımı sıkmıştı. Bu kadının rahatlığı deli ediyordu beni. Zaten hiç sevmiyordum. Bozuntuya vermedim.

''Yağmur kokusu girsin, diye açmıştım.'' Elimle sehpayı gösterdim. İyi ki Katre ile abur cuburla donatmıştık. ''Malum içeri de kokuyor.''

Bir Umuda KiracıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin