5./Soğuk Yatak

7.5K 715 663
                                    

At üstünde geçen uzun bir yolculuktan sonra saraya geldiklerinde hava kararmıştı, saray halkının soylu kesimi çoktan uykuya dalmıştı. Saray görevlileri ise prensesin gelişi için ayaktaydılar.

Saray koridorları boyunca Jennie ve Lalisa genelde Chaeyoung'un anlamadığı konulardan konuşmuştu. Chaeyoung'un onların konuştuklarından çıkardığı sonuç; ikisinin eskiden yakın olduğu ama şimdi aileleri yüzünden düşman olduklarıydı. Üzülmesi gerekirdi fakat Jennie oldukça güzeldi, ister istemez onu kendine rakip görmüştü. Lalisa'nın ailesinin onun ailesine düşman olması işine gelmişti.

Onların arkasından yürürken bir ara Lalisa'ya kaymıştı gözleri. Arkadan bakıldığında dalgalı sarı saçları ve sıkı korseyle desteklenmiş incecik beliyle harika göründüğünü düşünüyordu. İçinden böyle bir güzelliği kaybetmek üzere kaçtığını hatırlayıp kendine lanet etti.

Lalisa yürüdükçe hareketlenen saç tutamlarına hayranlıkla bakan Chaeyoung, Lalisa'nın aniden arkasını dönüp ona bakmasıyla gözlerini büyütmüş, kaplan görmüş yavru geyik gibi bakıyordu.

Lalisa'nın çözemediği bakışları onunkilerle buluştuğunda yutkundu.

"Jennie için oda hazırlanacak. Jisoo'ya haber ver."

Lalisa, emir verdiğinde Chaeyoung başını eğip onayladı. Arkasını dönüp gidecekken birkaç saniye içinde Lalisa onun kolunu tutup kendine çevirdi. Yüzleri yeniden karşı karşıya geldiğinde, prenses derin bir nefes aldı.

"Neyse sen gitme Jisoo'nun yanına..."

Lalisa'nın gözleri Chaeyoung'un arkasındaki saray hizmetlilerini buldu ve onlara oda hazırlamaları için emir verdi.

Ardından Jennie'ye dönüp "Seni odana götürecekler." dedi.

Jennie'nin gözleri ikisi arasında gidip geldi ardından sanki bir şeyleri fark etmiş gibi gülümsedi. "Ah, tabii... Sizin konuşacaklarınız vardır. Pekala, iyi geceler size."

Onlara arkasını dönüp diğer saray hizmetlileriyle yoluna devam ederken Chaeyoung da ona "İyi geceler" demek istemişti ama Lalisa, onun kolunu çekiştirip birkaç adım uzaklıktaki odasına soktu.

Chaeyoung, kapıyı arkalarından sertçe kapatan Lalisa'ya boş gözlerle bakıyor olsada kalbi heyecanla atıyordu.

Lalisa kapının önünde durup gözlerini ona dikti.

"Bunu neden yaptın?" Sakin çıkan sesi birazdan kıyamet kopmayacağını garantilemezdi.

"Dürüst olmamı istiyor musun?"

Lalisa kollarını önünde birleştirdi ve derin bir nefes alıp lafa girdi:

"Bana karşı yalan söyleyecek cesareti kendinde buluyor musun? Eğer cesaretin varsa yalan söyle."

Lalisa'nın sert konuşmaya hakkı var mıydı yok muydu bilinmez ama Chaeyoung, gözlerinin dolmasını bir türlü engelleyemiyordu. Prenses, onunla son zamanlarda hep böyle sert konuşuyordu ve bu onu fazlasıyla kırıyordu. Düğümlenen boğazını açmak istercesine birkaç kez yutkundu.

"Bana karşı son zamanlarda çok sertsin."

"Tebrik mi etmeliyim? Saraydan kaçtığın için tebrik mi edilmek istiyorsun? Aslında haklısın... Bu yüksek surların ardına elini kolunu sallaya sallaya çıkman gerçekten tebrik edilecek bir olay. Tebrikler Park Chaeyoung!"

Chaeyoung, kaçtığı anı düşündü. Kanını emdiği hekim aklına geldi. Şuan ona ne olduğu konusunda hiçbir fikri yoktu. Lalisa'nın böyle bir olaydan haberi yokmuş gibiydi çünkü duymak istediği şey, hekime ne olduğu değil Chaeyoung'un neden kaçtığıydı.

My All | Chaelisa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin