14./Bu Saraydan Kaçalım

4K 433 387
                                    

Bir sarayda doğmuş ve tüm hayatı soylu halk ile geçmiş bir prenses için tek dert midillisinin ölmesi olabilirdi.

Elbette kudretli kral boş durmayıp ölen midillinin aynısından en az elli tane alıp saray kapılarının önüne koyabilirdi.

Sevgiyle büyümüştü. Annesi, taht sevdalıları yüzünden zehirlenerek ölse bile bunu normal bir ölüm sanarak büymüştü. Çünkü öyle söylenmişti, o da buna inanmak istedi. Saraydaki ilk kural: Kralın söylediği her şey doğrudur.

Prenses, tüm bu ilgiyle ve tatlı yalanlarla büyüdükten sonra bir gün kraliçe olur ve tüm o yalanların gerçekleriyle teker teker yüzleşmeye başlar.

Artık sevgi yoktur. Hırs, nefret, kin ve taht aşkı vardır.

Bir şeylere sığınmak ister. Güneşli bir günde ağacın gölgesine sığınmak gibidir bu. Sığındığı insanı bir ağaç; güneşi ise düşmanlar olarak görür. O ağaç onu koruyacak ve ona sahip çıkacaktır.

Lalisa her zaman bu ağacın Chaeyoung olduğunu düşünmüştü. Yalanlar olmadan tamamen dürüst bir ilişkileri olduğunu sanmıştı.

Chaeyoung bunu asla istemezdi. Lalisa'nın yalanlardan nefret ettiğini biliyordu ama yalan söylemek zorundaydı. Kendisi çok zorlanıyor olsa da Lalisa'nın huzurlu uyuması için bir şeyleri saklamak zorundaydı sürekli...

Aslında bugünü hiç hayal etmemişti. İyi sakladığını düşünüyordu.

Ama Lalisa onu yakalamıştı.

Chaeyoung cevap vermedi. Nasıl inkâr edecekti? Her şey tüm çıplaklığıyla ortadaydı ve Kraliçe Lalisa artık küçük bir prenses değildi. Çevresinde olup bitenleri artık daha iyi anlıyordu.

"Ne zamandan beri bir vampirsin?" Sesi soğuktu, hiç olmadığı kadar soğuktu.

"Uzun zaman olmadı. Doğuştan böyle değilim... Beni buna zorladılar."

"Kimler?" sakin ses tonu buzu andırıyordu; zararsız görünüyordu ama uzun süre temas ederseniz derinizi yakardı, ateşten bir farkı olmazdı.

Seulgi'nin adını verip vermeme konusunda biraz düşündü. Eğer söylerse Lalisa şuan gidip onu boğazlayacakmış gibi duruyordu. Bu yüzden susmaya karar verdi.

Artık sessizlik çıldırtan bir boyuta gelmişti ki Lalisa parmaklarını saçlarına geçirip geriye doğru attı. Kahkülleri iyice dağılmıştı fakat buna rağmen mükemmel göründüğünü düşünüyordu Chaeyoung.

"Görmedin mi?"

Lalisa'nın bu sorusu Chaeyoung'un işine gelmişti.

"Görmedim."

Lalisa sinirle bir nefes verdi.

''Odana dönsen iyi olacak.''

''B-benden nefret etmiyorsun d-değil mi?''

''Odana dön,Chaeyoung'' bakışlarında şefkat mi vardı yoksa başka bir şey mi belli olmuyordu. Lalisa bile ne düşündüğünü bilmiyordu.

Chaeyoung, yataktan kalkıp kapıya yöneldiğinde son kez Lalisa'ya gözünü dikti.

''Senden nefret eden insanlar var...''

Lalisa başını onaylar anlamda salladı. Chaeyoung, hâlâ umursandığı için mutluydu.

''Bu saraydan gidelim.''

Lalisa'nın cümlesi Chaeyoung'un nefesinin kesilmesine sebep olmuştu. Doğruluğunu anlamak için ona biraz daha yaklaşmaya cesaret etti.

My All | Chaelisa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin