❦ 7 ❦

1.8K 331 295
                                    

Ameliyat için bir hafta sonrasına randevu almıştık. Ameliyat olmadan önce annem ve Baekhyun ile alışverişe gittik. Baekhyun her şekilde güzel olsada ona kıyafet aldık. Aynaya baktığında kendini daha çok beğenmesi için. Ayrıca artık dışarı çıkarken gözlük ve maske ile çıkmak zorunda kalsamda beni fark edenler oluyordu.

Alışveriş merkezinin bir restorantında yemek yerken annem Baekhyun'a sordu. "Ameliyattan sonra ne yapmak istersin?"

"Gözümdeki bandaj açılırken siz ve Chanyeol'ün karşımda olmasını istiyorum. Göreceğim ilk şey siz olun lütfen." dediğinde kalbim hızlandı. Annem saçlarını okşadı. "Tabii ki oğlum. Biz yanında olmayıp ne yapacağız?"

"Sonra Kore'yi gezmek istiyorum. Bir de ailecek, sizinle sinemaya gitmek istiyorum. Bu kadar." dedi hevesle gülerek. Kim bilir nasıl hayaller kurmuştu..

❦ ❦ ❦

Program çekimlerinden sonra eve geldiğimde Baekhyun evde yoktu. "Anne, Baekhyun nerede?"

"Bazı zamanlar yürüyüşe çıkıyordu, yine onun için gitmiş olmalı. Bu seferki uzun sürdü herhalde."

Endişeyle kaşlarımı çattım. "Ve sen onu yalnız mı bırakıyorsun?"

"Oğlum, görme engelliler kendi çıkabiliyor dışarı. Bana alıştığını söyledi. Endişelenme."

Yarım saattir Baekhyun'un eve gelmesini bekliyordum ve sonunda kapı çaldığında hızla kapıyı açtım. Kollarımla sım sıkı sardım kollarımı bedenine. "Baek! Neden geciktin?"

Gülümsedi. "Endişelendin mi?" sırtımı pat patladı.

"Tabii ki endişelendim! Sevgilim değil misin? Olmasan da endişelenirdim." kıkırdadı. "Sadece sahile doğru gittim. Yolum biraz daha uzadı her zamankinden."

Odamıza gittiğimizde dolabın kolunda şimdiden asılı, hazırda duran Baekhyun'a aldığımız lacivert yün takım elbiseyi onun eline verdim.

"Biraz resmi olabilir ama özel bir günde bunu giyeceksin. Heyecanlı mısın? Ben çok heyecanlıyım."

Baekhyun'un yüzü beklediğim gibi gülmedi. Sadece kumaşı okşadı. "Tabii ki.." başını eğdi. "Kumaşı yumuşakmış."

Kaşlarımı çattım şüpheyle ve yanına oturdum. Çenesini tutup suratına baktım. "Neden burnun ve gözün kızardı." dediğimde elimi ittirip sarıldı. "Hey, yoksa ağlıyor musun?"

Ses vermeyince iyice meraklanıp kendimden uzaklaştırdım. "Söyler misin? Neden ağlıyorsun?"

"A-ağlamıyorum."

"Ağlamıyorum derken bile ağlıyorsun.." baş parmağımla yanağını sildim. "Söyle lütfen."

Bir süre bir şey demedi. Neyi vardı cidden çözemiyordum. "B-ben sadece ya ameliyat iyi geçmezse diye düşünüyordum."

Gülümsedim. Endişelenmekte haklıydı. Ne olursa olsun sonuçta bir ameliyattı. "Endişelenme, yüzde doksan ihtimalle iyi sonuçlanır dedi doktor."

"Biliyorum ama.." tekrar sarılıp başını omzuma yaslayarak yüzünü kapattı. "..emeklerinin karşılığını alamamandan da korkuyorum. Şu zamana kadar ameliyat olmam hayalimdi ama senle tanışınca benim için en değerli sen oldun." dediğinde bu kadar düşünceli olmasına bir kez daha aşık olmuştum.

Omuzları sarsıldığında saçlarını öptüm. Geri çekildiğinde ıslak boş bakan görüşlerinde boğulmak istedim. Dudağını öpmeye başladığımda gözlerini yumdu, bende yumdum. Ensemdeki saçları okşamaya başladığında hafif bir mırıltı çıktı ağzımdan. Saçlarımla oynanmasını çok severdim ve o bunu birlikte uyuduğumuz akşamlardan birinde keşfetmişti.

Yanakları yanaklarımı ıslatırken aynı zamanda beni yakıyordu sanki. Sessizce ağlaması artık duyulmaya başlarken kulaklarımı koparmak istedim. Onu ağlarken duymak isteyeceğim son şeydi.

İkimizi yatağa yatırdığımda takım elbise düşmüştü. Fakat ağlayışlarından dolayı ne o ne ben fark edebildik o an. İkimizde yan yana uzanırken ben yanaklarını ve dudağını öpmeye devam ediyordum.

Çok sesli olmasa bile o kadar çok ağlıyordu ki burnu hafif akmaya başladığında kızararak çekildi.

Burnunu elimle sildiğimde kaşları yukarı kalktı. "Tiksinmeyeceğimi biliyorsun değil mi? Çünkü aşk bu, hastalıkta, sağlıka, iyi günde, kötü günde hep yanında olmak.."

Sesi daha yükseldi ve küçük bir çocuk gibi ağzı açılarak ağlamaya devam etti ve hızlıca üstüme çıkarak boynuma sarıldı. Boynumu öperken göz yaşları da süzülüyordu tenimde ama dert etmedim. Küçük ıslak dokunuşları ikimizi de teselli ederken uyuya kaldık..

❦ ❦ ❦

Sabah uyandığımda tavana boş boş baktım ayılmak için. Sonra üstümde ağırlık hissetmeyince irkildim. Baekhyun dün üstümde uyuya kalmıştı ama ne üstümde ne de yatakta değildi.

Hızla kalkıp evdeki tüm odalara girdim.

Yoktu.

Annemin uykusunu bölmek zorunda kaldım. "Anne Baekhyun yok. Hiç sabahları yok olmazdı."

Annem adeta onu suyla uyandırmışım gibi yerinden zıpladı. "Yok mu?" gözlerini açmak için birkaç saniye durdu, fakat birkaç saniye birkaç yıl gibi geçiyor ve yüreğimi boğuyordu. "Belki erkenden yürüyüşe çıkmak istemiştir."

Başımı iki yana salladım. "Hayır, bu başka. Dün çok ağladı ve nedenini sorduğumda yalan söylediğine emindim."

Annemin korkuyla gözleri büyüdü. "Ailesi zorlamış olmasın?" dediğinde bu fikirden korkarak odadan çıktım. Hızla üstümü giyindim.

Baekhyun'un evine vardığımda terden saçlarım alnıma yapışmıştı. Kapı açılana kadar yumrukladım.

Kapıyı tanımadığım biri açtı. Şaşkınlıkla "Buyrun.." dedi.

"B-ben Baekhyun'a bakmıştım." nefes nefeseydim.

"Baekhyun diye birini tanımıyorum. Yeni taşındık. Belki eski sahibinin ailesinden biridir."

Hayır, hayır bu olamazdı..

Taşınmış olamaz..

Selam bile vermeyi unutarak tekrar koştum.

Onun ismini haykırıyordum ama onun dışında herkes duyuyordu..

❦ ❦ ❦

Evin kapısını annem açtığında derin nefes alıp "Hala gelmedi mi?" dediğimde annem başını iki yana salladı üzüntüyle.

Hızla odama girip cep telefonumu aldım. "Polisi arıyorum."

Tuşları çevirirken gözüm odamın bir köşesine takıldı ve telefon ahşap zeminle buluştu..

"Çantam.."

❦ My Inspiration ❦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin