Adsız Bölüm 30

104 15 3
                                    


Cihat;

Cuma günü iş çıkışında Atakan'la otobüsteydik. Çarşamba günüden beri Pazar gününe plan yapmayın deyip duruyordu. Ailesini ziyarete mi ne gidecekmiş. Merve'yle bensiz görüşmeyin diyerek kafayı sıyırmıştı. En son Merve hakkında bir şey söylediğimde kavga etmiştik bu yüzden sadece tamam diyerek geçiştirdim. Otobüsten indiğimizde o eve giderken ben ankesörlü telefondan Asu'yu aradım. "Ben de aramanı bekliyordum." Diyerek anında aramamı cevapladığında şaşırdım. "Neden?"

"Hafta sonu planı yapmak için tabii ki de."

"Böyle söylediğine göre aklında bir şeyler var."

"Bana makarna sözün vardı."

"Bana kek yaparsan ben de sana makarna yaparım tabii."

"Yaparım ama bir şey daha var." deyip susunca ne diyeceğini daha fazla merak ettim. Konuşmasını bekledim fakat destek bekliyordu sanırım. "Evet, Asu?"

Bir anda "Seninle kalmak istiyorum." Dedi. Bu beni oldukça şaşırtmıştı. durduk yere neden böyle bir şey istemişti ki acaba? Aklından ne geçiyordu çok merak ediyordum doğrusu. şaşkınlığımı üzerimden attığımda sadece  "Tamam."  dedim.

"Bana ders de çalıştıracak mısın?"

"Çalıştırırım."

"Tamam, o zaman. Yarın akşam iş yerinin oraya gelirim."

"Olur, saat sekizde orada olursan birlikte eve döneriz."

"Tamam, o zaman görüşürüz." Derken sesinden neşe akıyordu. Ben de görüşürüz dedikten sonra telefonu kapattım. Eve geldiğimde nasılsa Atakan gideceği için sadece Tibet'le konuştum. Ona durumu anlattıktan sonra Aslılara gitmesini istedim. "O çağırmadıkça gitmem." Diye tutturdu. Benim tanıdığım her insan benim gibi inatçı olmak zorundaydı sanki!

"Ay havan batsın! Tamam, gidip Aslı'yı ikna edeceğim." Dedikten sonra Aslı'nın evine gittim. Tibet orada kalsın diye Aslı'yı ikna etmek zaten zorken bir de Aslı'ya Tibet'i davet ettirecektim. Ağzım şimdiden yorulmuştu. "Ne var Cihat?"

"Neden böyle söylüyorsun ki iyi değil miyiz güzellik?" deyip yanağından makas alarak bir şey istemek için geldiğimi çok açık belli etmiştim. "Söyle de kurtul hadi."

"Asu bir gece benimle kalacak da Tibet burada kalsın mı?"

"Otel mi lan burası!" deyip enseme şaplağı yapıştırdı. Tüm aşağılamalara ve şiddete göğüs gerip direndim ve sonunda Tibet'in burada kalmasına izin verdi. Sırada davet işi vardı. "Sen davet etsene Tibet'i." dememle elini kaldırmıştı vuracaktı ki ellerimi havaya kaldırıp kalkan yaptım. Her hangi bir atakta bulunmayınca kollarımı çekip baktım. Sehpaya oturmuş öylece bana bakıyordu. "Vurmayacak mısın?"

"Acıyorum sana Cihat?"

"Neden?"

"Tibet'le benim aramda şamar oğlanına döndün. Hiç sesini bile çıkarmıyorsun. Bizim için çabalayıp duruyorsun ama sen sevgilinle baş başa vakit geçirmek için benden ufak bir ricada bulundun diye seni bir dövmediğim kaldı diyeceğim ama onu da yaptım."

"Tek kapım sen değilsin Aslı. Bir yolunu bulurum." Deyip kalktım. Tüm bunlara neden katlandığımı anlatırdım fakat şu an vaktim yoktu. Eğer bir yolunu bulamazsam Asu'ya gelmemesini söyleyecektim. Bayıldığı gün benimle kalmadığı için o kadar tartışmıştık ama o da haklıydı aslında kalsa nerede uyuyacaktı ki!

Gökyüzü DüşüyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin