13 | Yaşasın Değişiklik!

1.9K 195 41
                                    

Bölümün Yayınlanma Tarihi: 17/04/2018

Hilal

''Hey! Ya birileri sizi tanırsa.'' dedim Namjoon ve diğerlerini arka kapıdan, soyunma odamızın içine götürerek. Hepsi omuz silktiği zaman Namjoon yanıma geldi ve bir elini yanağımın üzerine koyup:

''Sence bu umurumuzda mı? Tek umurumuzda olan şey, sizinle istediğimiz her anda beraber olmak.'' dediği zaman gülümsedim ve bakışlarımı Jin'e çevirip:

''Jin, Doğa şuanda mutfakta babası ile konuşuyor. Sanırım, onun yanında olman daha iyi olacak.'' dedim ve Namjoon'un elini yanağımdan indirdikten sonra Merve'nin şapkasını ona attım. Şapkayı havada yakalamıştı, kafasına taktıktan sonra ağzından indirdiği maskesini tekrar taktı ve soyunma odasından çıkıp gözden kayboldu.

''Biraz bekleyin olur mu? Doğum günü partisi biter bitmez kafeyi kapatacağız.'' dedim. Çocuklar, beni başı ile onayladıktan sonra soyunma odasında bulunan sandalyelerin üzerinde oturdular. Bakışlarımı ayakta duran Namjoon'a çevirdim ve bir elini tutup:

''Bana mutfakta yardım eder misin?'' dedim. Namjoon, yüzünü asıp: ''Benim takma adlarımdan bir tanesinin: 'Yıkım Kralı' olduğunu biliyorsun dimi? Buna rağmen, sana yardım etmemi mi istiyorsun?'' dedi kaşlarını havaya kaldırarak, gülümsedim ve ayak parmaklarımın üzerine basarak boyumuzu eşitleyip, dudaklarının üzerine bir buse kondurup geri çekildikten sonra:

''Ben sana güveniyorum'' dedim. Namjoon'un gülüşü artıp, gamzeleri ortaya çıktığı zaman dişlerimi gösterecek şekilde gülümsedim ve onu elinden tutup, maskesini yüzüne takıp, mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Aslında mutfak ve soyunma odamızın bulunduğu yer birbirine yakındı ve içeridekiler, bizi görmüyordu ama tabii tuvalette gidenler olduğu için işi garantiye almak lazım dimi? Aynen.

Merve

''Demek yönetmen olmak istiyorsun, bu çok güzel bir hayal Dolunay. İnşallah, bunu gerçekleştirirsin. Hem burası Türkiye değil, eğer iyi bir üniversiteye gidersen seni hemencik kaparlar ve bu gerçekten güzel olur.'' dedim. Dolunay gülümsedi ve bana sarılıp: ''Çok teşekkür ederim, iyi ki sizi tanıdım. Cidden, Kore'de Türk bulmak zor, insan bulunca da bırakamıyor.'' dediği zaman güldüm ve ondan ayrılıp:

''Biliyorum, hadi keyfine bak sen.'' dedim. Dolunay başını olumlu anlamda salladıktan sonra arkadaşlarının yanına gitti, bende mutfağa gitmek için sağa doğru dönecekken biri ile çarpıştım. Kızın elindeki meyve suyu üzerime dökülmüştü. Ah! En sevdiğim tişörtüm.

''Özür dilerim'' diyen kız üzerine gülümseyip: ''Sorun değil'' dedim ve kenarda duran Ece'ye elimi sallayıp: ''Kanka, burayı silsene. Üzerimi değiştirip geleceğim.'' dedim. Ece, başını olumlu anlamda salladıktan sonra dökülen meyve suyunun üzerinden atlayıp, soyunma odasına doğru ilerlemeye başladım. Kapıyı açıp içeri girdikten sonra kapıyı kapattım ve ellerimi tişörtümün eteklerinin üzerine koyup, tam çıkarıyordum ki, Taehyung'un: ''Kapatın gözlerinizi!'' diyerek bağırması ile elimi tişörtümden çektim ve arkamı döndüm. Döndüğüm gibi Taehyung ve gözlerini kapatmış ama bu halimize gülen Jimin, Hoseok, Jungkook ve Yoongi ile karşılaştım. Yanaklarıma, kanlar hücum ederken arkamı döndüm. Ah! Çok utanç verici, içeri girerken nasıl onları görmedim ki ben? Hem, onlar burada ne arıyor ya? Soyunma odası burası sonuçta.

Ama bildiğin üzere, ünlüler.

Diyen iç sesim üzerine başımı olumlu anlamda salladım ve gözlerimi açıp tekrar diğer tarafa döndüm, Taehyung kaşlarını çatmış ve öfkeli gözlerle bana bakıyordu. Dişlerimi gösterecek şekilde gülümseyip: ''Sevgilim'' dedim tatlı bir ses tonu ile. Taehyung yanıma geldi ve hırkasını havaya kaldırıp, vücudumun üst kısmını kapatıp: ''Şimdi çıkarabilirsin.'' dedi.

Yıldızlarda Buluşalım 2 | BTS | ✔️Where stories live. Discover now