3."Tutsak"

120K 4.5K 1.3K
                                    

“Ulus. kalbine tutsak olduğum adamın, cehennemiydi.”
AYDA

Sezen aksu; Keskin bıçak

Ayda Karabatak;

Karanlığın koynuna saklanan yıldızlar, birer kıymık olup kaburgalarımda ki hislere battı. 

Korku iliklerimde dolanmaya başlarken, atılan her kurşun korkuma boyut atlatıyor, canhışar bir çığlığı dudaklarımdan serbest bırakıyordu. Nereden atıldıklarını bilmediğim kurşunların sesleri gecenin bağrında nefeslenen tüm canlıları ürkütmüş ve kaçırmıştı.

Sancar elimden tutarak beni masanın altına saniyeler içinde çekmişti. Korkmuş bedenimi bedenine yaslarken, "Korkma, ben yanındayım." Dedi, ama sesinde dolanan bir telaş vardı. İki büklüm girdiğimiz masanın altında beni göğsüne doğru.

Nefes alışverişlerim hislerimle beraber hızlananırken, neler olduğunu anlamayan benliğim şaşırmış ve ürkmüştü. Kollarını dahada sıkılaştırarak kafamı gögsüne doğru bastırdı. Yatıştırıcı kokusunu içime çektim. "Sana asla bir şey olmasına izin vermem." Diye fısıldadı kurşun seslerinin arasından.

Daha önce kurşun sesi duymuştum ama o kurşunlar üzerime gelmiyordu. Hayatımda ilk defa ölümü bu kadar yakınımda hissettim ve bu his beni korkutuyordu.

Dudaklarından kaçan küfürlere kulağım aşina değildi. Üstümüzde ki masaya isabet eden kurşunlar bardaklara çarpıyor ve onları paramparça ediyordu. Her parçalanan camın sesine benim çığlığım eşlik ediyordu. Sancar elini cebine attı ve arka cebinden telefonunu çıkardı. Ardından bir kaç şey yaparak telefonu kulağına götürdü.

"Taner?" Dedi tek solukta. Masanın bizi koruduğu kurşunlar tek bir saniye atılımını kesmemişti. "Bir sus amınakoyayım!" Kaşlarının çatıldığını hissettim. Sertçe saçlarımın üzerinde bir soluk verdi. "Soru sorma çabuk Ulus'un çıkışında ki ormana gelin!"

Sancar telefonu kapayıp cebine koyarken, "Sancar..." Diye mırıldandım korkuyla. Sol elimle siyah kazağını kavradım ve avuç içimde sıktım. Korku tüm benliğimi kaplamıştı.

"Sakın korkma. Sana bir şey olmasına asla izin vermem duydun mu?" Sert sesi içimdeki korkuya darbe atarken kafamı salladım. "Saçının tek bir teli için iki cihanı yakarım."

"Kim bunlar?" Dedim kısık bir sesle. Cevap vermedi bana. Onun düşmanları olduğunu biliyordum. Muhtemelen onlardan biriydi. Daha önce semtte ki büyük kavgalara şahit olmuştum. Ama en fazla buydu işte. Kavga. Daha fazlası değildi. Oysa şimdi ölümle burun burunaydık.

O masanın altında iki büklüm ne kadar  zaman durduk bilmiyordum. Belkide bir kaç dakikaydı, ama o bir kaç dakika bile bana saaatler gibi gelmişti. Bir süre sonra ateş sesleri kesildi. Kurşunların geceyi delen sesleri bir anda susunca etrafı huzursuz bir sükunet aldı.

LİDER (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin