six; handgun

4.8K 644 99
                                    


+

Üç gün önce, Dr. Hughes öldü. Öldürüldü.

Dört gün önce, Carmen'in Dr. Hughes'la bir randevusu vardı, Luke da oradaydı.

İki gün önce, polis memurları Carmen'in evine geldiler. Carmen onlara olanlarla ilgili hiçbir fikri olmadığını söyledi. Yalan söylemişti.

Memurlar, onunla ilgili hiçbir şüphe duymadan gitmesine izin verdiler. Carmen müteşekkirdi, ve Luke da.

Dört gün önceki seans boyunca, Dr. Hughes Carmen'e Luke hakkında sorular sordu. Ona, bir arkadaşı olduğunu söyledi. Carmen Luke'la ilgili sorular hakkında biraz tuhaf hissediyordu. Neden onun hakkında soru soruyordu?

Luke bütün seans boyunca terapistin arkasındaydı, ve Dr. Hughes tarafından tutulan klipsli dosyaya göz gezdirmeye devam etti. Yazılanları sevmemişti.

Dr. Hughes Luke'un gerçek olmadığını biliyordu. Eğer bunu ona öylece söylerse, bunun onun için çok büyük bir hayal kırıklığı olacağını düşündü, bu yüzden ona başka bir seans için diğer gün gelmesini söyledi. Carmen kabul etti.

Seanstan sonra, ikisi de eve gittiler. Luke koruyucu ailenin odasına gitti. Çekmecelere baktı, ve bir tabanca buldu. Carmen'in odasına gitti.

"Carmen, bak ne buldum. " diye sırıttı, tabancayı onun eline tutuşturarak. Carmen ürktü. "Bunu nereden buldun?"

Luke omuz silkti. "Mesele bu değil Carmen. Senin bu tabancayı kullanmanı istiyorum."

Carmen donup kaldı. Tabancaya ve detaylarına göz attı.

"Kimin üzerinde?" diye sordu.

"Dr. Hughes. "

İlk başta, Carmen sadece dehşete kapılmış değildi, şok olmuştu. Luke'un neden onun ölmesini istediğini  gerçekten bilmiyordu. Kaldı ki, o herkesin ölmesini istiyordu.

"Carmen, bu biraz tuhaf görünebilir, ama güven bana, bu yapılması gereken en doğru şey. O benim seni yalnız bırakmamı istiyor Carmen. "

Carmen bunu yapmak istemiyordu, ama Luke son günlerde hiç de mutlu değildi. Onu mutlu etmek istiyordu.

"Tamam. "

Konuşmalarından sonra, bununla ilgili tekrar konuşmadılar. Bu ikisi için de normal bir şeydi.

Sonraki gün, Carmen'in Dr. Hughes'la bir seansı vardı. O çanta taşıyan kız tiplerinden değildi, ama tabancayı saklayacak bir yeri yoktu.

Tabancayı rastgele bir çantanın içine tıkıştırdı, Luke'un bileğinden kavradı ve onu aşağı kata çekiştirdi. "Seansıma gidiyorum şimdi. " diye seslendi ve koruyucu ailesi başlarını salladılar.

Genellikle binaya doğru yürürdü, çünkü sadece üç blok ötedeydi ve o yürümeyi severdi. Carmen ve Luke ikisi de binaya doğru yürüdüler ve ofise doğru yol aldılar. Carmen midesinin düğümlendiğini hissetti.

"Gergin olma. Bu eğlenceli olacak. "

Carmen başını salladı.

Ofise doğru yürüdüler, ve Carmen bunun tüm gün sürmesini istemedi. Bir an önce işi bitirmek ve kurtulmak istiyordu.

"Lütfen, otur. " diye soğukça konuştu Dr. Hughes, masasının üstündeki dağınık kağıt yığınına bakarak.

Luke Carmen'in bunu sadece bitirmesini isteyerek başını salladı. Carmen bunu yapmak istemedi. Yapamadı.

"Lanet olsun Carmen, hadi!" diye bağırdı Luke.

"Kapa çeneni Luke, seni duyabilir!" diye geri bağırdı Carmen, ve Dr. Hughes Carmen'e baktı.

Carmen paniklediğini hissetti, ve ardından silahı çekti, ve Dr. Hughes'un başına yerleştirdi.

Onu vurdu.

Luke gülümsedi.

+

schizophrenia | luke hemmings | türkçe çeviriWhere stories live. Discover now