nine; quit it!

4.5K 580 81
                                    

+

Carmen'e olanlardan sonra birkaç gün olmuştu ve o küçük olaydan beri, bazı şeyler anlam ifade etmeye başladı.

Herşey, bir anda Carmen'e birer anlam ifade etmeye başladı.

'Luke' tabancayı bulduğu gün, aslında bulan oydu. Bunu hatırlıyordu. Çekmecelere doğru gidişini ve tabancayı buluşunu hatırlıyordu.

Çılgınca olansa, ilaçlarının onun hatırlamasını sağlamasıydı. Her şeyi hatırlamasını sağlıyorlardı.

Luke'u en son dün sabah görmüştü ve çığlık atıyordu. Onun anlayamadığı şeyler bağırıyordu ve gerçekten kızgın görünüyordu.

Carmen'in etrafında daireler çizerek koşuyor, çığlık atıyor ve anlaşılmaz sözler bağırıyordu.

Hala kafası karışıktı. Luke hayal ürünü olamazdı, Carmen buna bir anlam veremiyordu.

O gerçekti, gerçek olmaması imkansızdı. Yıllardır onun yanındaydı, bu yüzden bu sadece Carmen'in olduğundan daha çok düşünmesine neden oldu.

Fakat bildiği şey şuydu ki; Luke'un yaptığı her şeyde, aslında yapan kişi kendisiydi. Bunlar sadece kafa karışıklığını daha da artırıyordu ve başının dönmesine neden oluyordu.

Tüm bunlar Carmen için daha fazla hakkında düşünmek istemeyeceği kadar karışıktı.

Son zamanlarda ilaçlarını alıyordu, fakat her zaman değil. ne zaman ilacını alsa, sadece kaybediyordu ve her şey bulanıklaşmaya başlıyordu, avuç içleri terliyordu ve tek duyabildiği Luke'un kulağının içine doğru bağırmasıydı. Bu dehşet vericiydi, gerçekten.

Birkaç gün önce kendi kendine kafayı yerken koruyucu ailesi geldiğinde hemen tabancayı yastığının altına saklamıştı.

Odasında bir tabanca bulmalarını istememişti. Yoksa şüphelenebilirlerdi. Her şeyden sonra Carmen'in bulunduğu yer hakkında hiçbir fikirleri yoktu ve şu ana kadar aslında kaç kişiyi öldürdüğünü bilmiyorlardı.

Sadece ailesini öldürdüğünü düşünüyorlardı.

Ailesini öldürdüğü gün gözünün önünden gitmiyordu. Yerin tamamının kan ile kaplandığını görmek ve onları çok hayatsız bir şekilde görmek. Sadece düşünmesi bile ona acı veriyordu.

Birdenbire, Luke belirdi. Carmen'in yatağında çok sakin durarak oturuyodu. Luke'u sakin görmek kalbini ısıttı, çünkü son zamanlarda yaşayan bir kabus dışında başka birşey değildi. En azından Carmen böyle düşünüyordu. 

"Ailen hakkında düşünme, Carmen." dingin bir sesle konuştu.

"Luke, sadece beni yalnız bırak." bacaklarına sarılıp başını dizlerinin arasına yerleştirirken fısıldadı.

Onu yalnız bırakmadı. Ayağa kalktı, onun daha yakınına oturdu fakat ona dokunmadan. Sadece ona dikkatlice baktı.

"Hakkında düşünmeni istemediğim şeyler hakkında düşünüyorsun." dedi.

Carmen başını kaldırıp ona baktı, fakat orada değildi.

"Kes şunu, Luke." onu cama yaslanırken gördüğünde dedi. bir anda kayboldu ve Carmen onu yerde otururken gördü.

Her yerde olan Luke'a bakarken afallamıştı.

"Luke, dur." bir öncekinden daha yüksek bir sesle konuştu. Durmadı.

Luke beklenmeyecek bir anda yakınındaydı, yatakta yakınında oturuyordu. Ona baktı.

Yastığı işaret etti, "Carmen,"

Carmen kaşlarını çattı ve artık kırmızı ve yaşlarla çevrili olan yüzünü sildi.

Yastığı yerinden çekti ve karşısındaki objeyi gördü.

Bu o tabancaydı.

Sadece şaşırmıştı, aslına bakılırsa.

"Ne?" dedi. Luke tabancaya bakmaya devam etti.

"Al onu."

Düşünmeden Carmen silahı eline aldı. Ona baktı.

Luke tetiği işaret etti ve sonra o da silahı çekti. Bu sanki Luke onu kontrol ediyormuş gibiydi.

"Luke, kes şunu!" diye bağırdı.

Artık kendini kontrol edemiyordu. Sanki Luke onun kafasının içindeydi, yaptığı her hareketi kontrol ediyordu.

Kendi elinin silahı kendisine doğrulttuğunu hissettiğinde hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.

Carmen bunun için hiçbirşey yapamıyordu. Carmen hıçkırarak ağlamaya devam ederken Luke ona baktı ve gülümsedi.

Silah başına yerleştiğinde çığlık atmaya başladı.

Koruyucu ailesi bir anda içeri girdi ve Luke Carmen'e bakmaya devam etti.

"Yap bunu, Carmen. Benim için."

Carmen Luke dışında hiçbirşeyi duyamıyordu. Koruyucu ailesi tarafından yaratılan tüm çığlıklar, her şey. Duyulabilir değildi. Luke'a baktı ve Luke da ona baktı. Hiçbirşey hissetmedi.

Sanki Luke zihninin içindeymiş gibi hissettirdi ama Carmen umursamadı. Hiçbirşey yapamıyordu. Sadece Luke'a dikkatlice bakıyordu.

Kendini vurdu.

+

bir bölüm kaldı ağağağağa

ashton hikayeme bakar mısınız adı broken. profilimden bulabilirsiniz tişikkirlir

sizi sefioz

-Ceren&Ezgi / Ezgi&Ceren

schizophrenia | luke hemmings | türkçe çeviriNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ