E I G H T

3.7K 313 228
                                    

Yatağıma atlarken genişçe esnedim.

Güzel yatağım.

Babamdan önce eve gelmiştim. Çok önemli bir şeyle uğraştığını söylemişti.

Tüm düşüncelerimi bir kenara ittim ve uyumaya çalıştım.

°

Ertesi gün tüm çalışanlar toplantıya çağrıldı.

"Daha önemli" olan çalışanlar sandalyelerine otururlarken, ben ve Joon, masanın arkasında dikildik.

Babam karşıdan geliyordu. Göz torbalarının fark edilir derecede belli olması hemen dikkatimi çekmişti. Yüzü solgundu ve ifadesi koyulaşmıştı.

Kesin bir problem vardı.

Hiç bu kadar bitkin görünmezdi.

"Son dakika haberlerim var." Belirtti.

Yutkundum.

Joon, gerginliğimi fark etti ve beni daha çok yakınına çekti.

"Çoğunuzun bildiği üzere, eski ortağım,  Lui Shanghai, her zaman benim başarımı kıskanmıştır."  Babam oturduğu sandalyesinin kulplarını sıktı.

Şok olmuş bir şekilde elimle ağzımı kapattım.

 Lui Shanghai ve babam, işler yüzünden iyi arkadaşlardı. Gençken, ona "amca" diye seslenirdim.  İşte bu kadar yakınlardı. Babama popüler bir şirket tarafından büyük bir rol teklif edilmişti fakat,  Lui Shanghai'ye edilmemişti.  Lui, gözle görülür bir şekilde babamı kıskanıyordu ama arkadaşlıkları yüzünden içine atıyordu. Babam, yolunda ilerleyerek şirket şampiyonu oldu. Lui ise diğer yandan Japonya'ya taşınıp, burada bir kariyere başladı. İki yıl önce neredeyse babam kadar zengin oldu. Bundan sonra da başka bir şey duymamıştım zaten.

"Bir iddiaya girdim. Aptalca bir iddiaya." Babam devam etti.

Tırnaklarımı ısırıyordum.

"V-Ve tüm paramı kaybettim." 

"Ne-" Derin bir nefes aldım, boğulmak üzereydim.

Joon'un gözleri ise nereyse yuvalarından fırlayacaktı.

Odayı gürültü kapladı. İnsanların konuşmaları ve buna benzer şeylerdi. Babam kafasını eğdi.

Joon'un tutuşundan kurtuldum ve babama doğru koştum.

"Baba, ciddi olamazsın!" Aslında babama inandığım için çok büyük bir şokta olduğumdan sordum. "Böyle iddialar yapmazdın sen! Yapmazdın!"

"İnsanlar, bazen aptalca kararlar alır ve bunların bedelini ödemek zorunda kalırlar." Babam yanıtladı.

"Nasıl?"

"Bir süre önce salakça bir anlaşma yaptık. Kim kendini Kuzey Amerika'da tanıtırsa, ilk o kazanacaktı. Eğer ben kazanırsam, onun tüm şirketini ve şubelerini alacaktım. Eğer, o kazanırsa, benim tüm zenginliğimi alacaktı. Tüm paramı." Başını eğerek, sağa sola salladı.

"Ama neden?!" 

"Kazanacağıma emindim."

Kalbimin sıkıldığını ve  kırıldığını hissederek, eğildim.

"E-Evi de mi?"

Kafasıyla onayladı.

Dudaklarımı ısırdım.

"Sahip olduğumuz... h-her şey mi? Bu aptal iddiayı kaybettin diye, tüm hayatımızdan vazgeçmek zorunda mıyız?!"

Ne onayladı, ne de reddetti. Gözlerime bakamıyordu.

BOSS || JUNG HOSEOK (Çeviri)  (✔)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin