12|🕊

16.4K 1.1K 258
                                    

Güneş ışığı tül perdeden sızıp gözlerimi rahatsız etmeye başladığında anlamsız bir şeyler mırıldanıp gözlerimi araladım. Birkaç dakika boş boş tavanı izleyip yavaşça yataktan kalktım. Kaldığım yurtta dört kişi aynı mutfağı, lavaboyu paylaşıyorduk. Delfin ve ben aynı odada, diğer iki kız da yan odada kalıyordu. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra telefonumu alıp yatağıma geri döndüm.

Tarihi görünce istemeden oflamıştım. Bugün benim doğum günümdü ve ben doğum günlerini kutlamayı seven bir insan değildim.

İnsanların yalnızca yılın bir günü birbirlerini hatırlayıp, hediye almaları saçma geliyordu. Hediye almak için neden özel günleri bekliyorduk ki? Bu duruma anlam veremiyordum ama insanların görüşüne saygım sonsuzdu.

Ailemden, hâlâ kim olduğunu çözemediğim anonimden, Alperen'den mesajlar vardı.

Alperen: Doğum günün kutlu olsun prenses ;)

Prenses mi? Yüzümü buruşturup cevap yazmaya başladım.

Laden: teşekkür ederim!

Ailemden gelen mesajları da ses kaydı atarak yanıtladım. Sırada anonimin mesajı vardı.

053*: günaydın, bugün doğum gününmüş

Laden: günaydın, çok teşekkür ederim :)

053*: daha kutlamadım

Laden: evet şimdi fark ettim

053*: :D

053*: doğum günün kutlu olsun

Laden: teşekkür ederim :')

Telefonumu yatağımın üzerine koyarken bir anda odanın kapısı açıldı. Aniden kapı açıldığı için yerimde sıçramıştım. Delfin elinde küçük bir hediye paketiyle, dudaklarındaysa kocaman bir sırıtışla adeta odaya dalmıştı.

"Delfin!" dedim korktuğumu belli ederek. "Yavaş, hayvan. Korkuttun beni."

"İyi ki doğdun! Benim canım arkadaşım!" diye bağırarak yanıma geldi. Sarıldık, hediye paketini bana uzatırken gülümsedim. Siz de normal misiniz yoksa hediye alırken benim gibi utanıyor musunuz?

"Teşekkür ederim, zahmet etmeseydin keşke."

"Ne zahmeti ya, hadi aç."

Hediye paketini açtım. Takip ettiğim ünlü bir sanatçının sergisine iki tane bilet almıştı.

"Şaka yapıyorsun!" dedim gözlerime inanamayarak. "Çok mutlu oldum! Teşekkür ederim." Ona sıkıca sarılırken sesli bir şekilde gülüyorduk.

"Kiminle gideceksin bakalım?"

"Soruyor musun? Tabii ki seninle!"

Gülümsedi. "Canımsın. Aa bak ne hatırladım, bugün Efe, Çınar ve Alperen'le beraber sahile ineceğiz. Sus, itiraz yok." O kadar ciddiydi ki itiraz etmeye cesaret edememiştim.

Akşam üzeri olduğunda hep beraber sahilde buluşmuştuk. Çınar'ın yanında gitar vardı ama henüz konusu açılmamıştı.

"Ee" dedim sessizliği bozarak. "Çınar, gitar çalacak mısın?" Gruptaki diğer kişilerin de ısrarıyla gülümsedi ve kitarı kılıfından çıkardı. Biraz çaldıktan sonra şarkı söylemeye başladığında buna oldukça şaşırmıştım. Hem böyle bir şeyi beklemiyordum hem de sesi gerçekten çok güzeldi.

Çınar denize bakarak daha önce duymadığım bir şarkıyı söylerken bense bütün dikkatimi ona vermiştim. Umarım rahatsız olmuyordur.

Şarkı bittiğinde tekrar gülümsedi, gözlerimiz anlık buluştu ama bunun uzamasına izin vermeden Delfin'e baktı.

Çevremizde bulunan birkaç kişi de alkışlamıştı.

Bir süre sonra telefonuma gelen mesaj sesiyle çok beklemeden mesajı açtım.

Çınar: Birkaç dakikalığına uzaklaşabilir miyiz?

Kafamı kaldırıp ona baktığımda zaten bana bakıyordu. Kafamı onaylar gibi salladım. "Beş dakikaya geliyoruz." diyip sahilde yürümeye başlamıştık.

"Bu konularda pek iyi değilim." dedi ellerini cebine koyarak. "Bugün doğum gününmüş. Öncelikle kutlu olsun ve senin için küçük bir kediye aldım."

Bakışlarımı yüzüne çevirdim. Yan profilini incelerken gülümsemiştim. "Düşünmen yeterdi."

Ceketinin cebinden çıkardığı küçük kutuyu bana uzatırken ikimiz de durmuştuk. Kutunun kapağını açtığımda kuş figürlü bir kolye olduğunu gördüm. "Bence bu konularda oldukça iyisin." dedim gülerek. "Çok güzel! Teşekkür ederim."

O da güldü. "O söylediğin sözü unutmadım. 'Bazen uçmak istiyorum.' Neyse, takmamı ister misin?"

Kabul edip saçlarımı elimle topladım. Biraz tuhaf bir kolyeydi, içi açılan tarzdaki kolyelere benzetmiştim ama incelememi yurda gidince yapacaktım. O sırada Çınar kolyemi takmıştı ve bizimkilerin yanına doğru ilerlemeye başlamıştık bile. Yanlarına vardığımızda Alperen'in gözü kolyemdeydi. Kendisi bana Fotoğraflar için albüm almıştı ve verirken "Beraber doldururuz." demişti. O an kısa bir süre de olsa anonime hak vermiştim. Alperen'in bana yaklaşımı pek arkadaşça gibi değildi.

Hoş çocuktu aslında, bir zararını da görmemiştim bu yüzden kötü biri olarak görmüyordum onu.

Biraz daha takılıp yurda giriş saatini kaçırmamak için Delfin'le gitmek zorunda kalmıştık. Alperen ve Efe bizi yurda bırakırken Çınar evine gitmişti.

Kendimi yatağa atıp gözlerimi kapattım. Delfin de aynısını yapıp gülerek söyleniyordu.

"Ne gündü ama.."

🫂

bazen uçmak isterim ❦Where stories live. Discover now