O gün yine, her zamanki gibi yatağımda müzik dinliyor, orta Dünya'ya gitme hayalleri kuruyordum. Yatağım camın dibinde, bana ikindi yağmurunun manzarasının tadını çıkartmama yardımcı oluyordu. Gündelik hayatımın sıkıcılığı ve Orta Dünya'nın efsanevi hikayeleri beni bu dünyadan iyice soğutmuştu. Günlerdir, yatağımda öylece yatıyor, keşke, keşke gidebilsem diye iç geçiriyordum. Oraya gitmek istememin en büyük sebeplerinden bir tanesi de, etrafımdaki hiçbir erkeğe bakmamamın sebebi olan Thranduil idi... Ahh Thranduil, seni o kadar seviyorum ki...
Hayallerimin gerçekleşme olanağının sıfır olması gözümden bir damla yaş akmasına sebep oldu. Neden böyle sıkıcı bir hayatım var?
Hava kararmaya devam ederken çakan şimşekler etrafın bir anlık parlamasına sebep oluyordu. Akan gözyaşlarım çoğaldıkça boğazımda bir şeyler düğümleniyor, sesimin çıkmasını engelliyordu. En sonunda kendimi tutmayı bıraktım ve hıçkırıklarımın havada yayılmasına izin verdim.
Nefret ediyorum... Hayatımdan nefret ediyorum...
Şimşekler sanki hıçkırıklarımla senkronize oluyor, her haykırışımda etrafı parlatıyordu. Biraz zaman geçtikten sonra nefes alış verişimi yavaşlatmayı başardım. Uyumalıydım. Kafamın dağılmasının en kolay yolu buydu. Nemlenmiş gözlerimi cama çevirdim ve cama çarpan yağmur damlalarını seyretmeye başladım. Hıçkırıklarım azalmıştı. Bu güzel manzara beni sakinleştiriyor ve uykumu getiriyordu. Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı.
YOU ARE READING
Elf Kral
FanfictionTolkien'e ve kitaplarına hayranlık duyan ve Orta Dünya'ya gitme hayalleri kuran bir kızın beklenmedik bir şekilde dileğinin gerçek olma hikayesi...
