1.0

7.5K 761 467
                                    

"Seni gerçekten anlamıyorum." dedim arabaya binerken.

"Neyini anlamıyorsun?" dedi annem gülümseyerek.

"Genel olarak hiç bir şeyini. Cidden beni Arden'e mi götüreceksin şimdi?" Şaşkınlığım hala geçmemişti. Geçen günlerde Arden ile konuştuktan sonra hemen anneme gidip durumu sormuştum. Aynı Arden'in söylediklerini söylemişti. Öyleyse neden bir manyak gibi davranmıştı?

"Çünkü o iyi bir çocuğa benziyor. Ayrıca evinde yalnız. İkiniz içinde iyi olacak."

"Vay. Benim iyiliğimi mi düşünüyorsun? Gözlerim yaşardı."

"Yapma." diye yakındı. "Her zaman senin iyiliğini düşündüğümü biliyorsun."

"O zaman o gün elimden telefonu zorla almazdın. Ya da emirler yağdırmazdın!" kendimi tutamıyordum. Her şeyi dökesim vardı. Şuan vazgeçip beni götürmese yeriydi.

"Kolay olduğunu mu sanıyorsun? Her şey için endişelenmekten nefret ediyorum. O illette yeniden bulaşırsın diye ödüm kopuyor. Ya konuştuğun o şeyle ilgilenen biri olsaydı diye düşündüm. Özür dilerim, tamam mı?"

"Hah peki. Çok güzel güveniyorsun bana cidden. Ayrıca o şey demek zorunda değilsin. İsmini söyleyince canım çekmiyor."

"Yapma böyle Cemre. Anneyim ben doğal böyle davranmam."

"Anneysen biraz rahat bırak beni. Gidip bir şey kullanmayacağım ya da kendimi asmayacağım tamam mı?"

Bir şey demek yerine iç çekti. Arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. Sigara içmemek için kendimi zor tutuyordum. Hayır, sorun annem değildi. Bazen sigarayı karşılıklı içtiğimiz bile olurdu. Bir şey demiyordu. Kötünün iyisi diye düşünüyordu herhalde. Her neyse sorun kötü kokmak istemememdi. Eve falan almazlar diye ufaktan korkuyordum. İçten içe de Arden'e çekici görünmek istiyordum. Tamam umutsuz bir keştim ama iyi görünebilirdim bir şekilde değil mi?

"Biraz daha bahsetsene arkadaşından." dedi annem uzun süren bir sessizlikten sonra.

"Uyuşturucu ile alakası yok. Hayat dolu. İntihara meyilli değil. Yetti mi?"

"Sadece sohbet etmeye çalışıyorun Cemre."

"Tamam." dedim camdan dışarı bakarak. "Bende ettim işte."

"Her neyse. Seni bırakırım sonra burada bir arkadaşıma gideceğim. İstediğin zaman ararsın. Gelir alırım."

"Vay kalıp bakıcılık yapmayacaksın demek. Büyük gelişme."

"Abartıyorsun."

"Doğru." dedim başımı olumlu anlamda sallayarak. "Helin olsaydı ne derdi? Kendine acımayı kes zavallı."

"Helin'in davranışlarından ben sorumlu değilim. Sorununuz varsa kendiniz halledin. Ayrıca şuan seninle ilgileniyorum farkındaysan."

"Sağol." dedim ifadesizce ve camdan dışarı bakma işime geri döndüm. 1 saat süren yolculuğun sonunda Arden'in attığı konuma gelmiştik.

Şehir merkezinden biraz uzaktı. 2 katlı oldukça lüks duran bir evdi. Tahmin ediyordum biraz ama bu kadar beklemiyordum.

"Ben gidiyorum o zaman."

Annem bana doğru uzanıp sarılmak için hamle yapsada arabadan inip soğukça el salladım ve arkamı dönüp eve doğru yürüneye başladım.

Kapıyı çalarken bütün bedenim titriyordu. Gereksiz heyecanlanmıştım. Kapıyı genç görünen güzel bir kadın açtı. Onu biliyordum. Arden ikisinin fotoğrafları atmıştı bana. Teyzesiydi.

Görkemli Kaybedenler (Boyxboy // Texting)Where stories live. Discover now