2.2 "Final"

7.9K 595 227
                                    

Arden'in ağzından

Teyzem odama elinde poşetlere dalana kadar keman çalmakla uğraşıyordum.

"Bunlar ne?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Sormak yerine açsana." diyerek göz kırpttı.

Kemanımı bırakıp yatağıma bıraktığı poşetlere doğru ilerledim. Açar açmaz "Cidden mi?" dercesine suratına baktım.

"Neden bana takım elbise aldın ki? Evden çıkmıyorum bile."

"Bu hayatın boyunca takım elbise giyemezsin demek değil." dedi teyzem heyecanlı bir tonda.

"Tamam çık odadan madem giyeyim." dedim ben de. Teyzem sırıtarak odamdan çıkıp kapıyı kapattı. İstemsiz bir şekilde gülümseyerek şık takıma baktım. Bunu hayal bile etmezdim ki ben.

Nihayet giyinip odamki boy aynasının karşısına geçtim. Pekala spor yapıyor oluşum sağlığım içindi. Ama kendimi böyle görmek ciddi manada hoşuma gitmişti.

"Giriyorum bak içeri." dedim teyzem bağırarak. Ardından bir cevap beklemeden içeri daldı.

Tek eliyle ağzını kapatıp büyümüş gözlerle bana baktı. "Arden."

"Teyze."

"Çok iyi görünüyorsun." derken neredeyse ağlayacaktı. "Yakışıklım benim seni çok seviyorum."

"Ben de seni sulu göz." dedim ve kollarımı açıp aramızdaki mesafeyi kapatarak ona sarıldım. Kafası çenemin hizasına geliyordu.

"Senden nefret ediyorum kocaman oldun. Kollarımın arasında kaybolacak kadar küçük bir bebektin sanki daha dün." diye söylendi.

"Hala fazla büyümedim ya sen kısasın." dedim geri çekilip sırıtarak.

"Sus ya ergen seni. Utan biraz teyzenden. Kaç yaş büyüğünüm ben senin?"

"10."

"10 işte. Sus şimdi hazırsan gidiyoruz."

"Nereye?" dedim kaşlarımı çatarak.

Teyzem sakince omuz silkti. "Dışarı."

"Hangi dışarı?"

"Evden dışarı işte." dedi sanki çok normal, olağan bir şeyden bahseder gibi.

"Ne?"

"Üf Arden. Duymuyor musun beni?"

"Duyuyorum teyze de. Şakanın sırası mı şimdi?"

"Şaka değil teyzoşum hadi."

"Dur ya. Bu çok saçma."

"Of Arden ama oyalanma vaktimiz yok."

Odamda gezinip telefonum bulmasının ardından telefonu cebime bıraktı ve kolumdan çekiştirerek odamdan çıkardı. Kapının önünde bana aldığı yeni ayakkabıları uzattığında dahi durumun gerçekliğini sorguluyordum.

Hiç bir şey demeden, beni dinlemeden çift girişli kapıdan çıkardı. Güneş batmak üzereydi. Gökyüzü bir renk cümbüşü ile dolmuştu. Turuncu ve kırmızı artık silikleşmiş maviye baskın gelmişlerdi. Yer yer bulutlar şekiller oluşturmuş beyazlıkları ile dengeye uyum sağlamışlardı. Mükemmeldi.

Hafif esen meltem yüzüme vurduğunda gözlerimi kapattım. Bu bir rüya ise tek istediğim biraz daha kalmaktı. Teyzem artık kolumdan tutmuyordu ama varlığını hissedebiliyordum. Bu anı yaşamama izin veriyordu.

Dizlerimin üstünde yere çöküp tek elimle temiz, düzenli çimenleri kavradım. Avuçlarımın arasında ıslak toprağı hissettim. Bir seram vardı ama bu his başkaydı. Yerine koyamazdım.

Görkemli Kaybedenler (Boyxboy // Texting)Where stories live. Discover now