5: Kırgınlığın Elli Tonu

2.9K 154 75
                                    

Onun güzelliğini herkes görüyorsa o bence az güzeldir.

Herkes biliyorsa o bence hiç güzel değildir.

Onun güzelliğini yalnız ben görüyorsam bu sevgidir.

Yalnız ben biliyorsam bu aşktır.

Hiç kimse görmüyorsa bu yalnızlıktır.

Özdemir Asaf / Bu Sevgidir

İzmir'deki çekimler bitmiş, Boran'ın dizisi çoktan final yapmış, Miray'ın okulu bu senelik bitmiş ve zaman ilk defa acımasızca değil, tatlı bir telaşla geçivermişti. Son zamanların yoğunluğuyla birbirlerine, hatta kendilerine bile vakit ayıramamışlar ve birçok plana bağlanmışlardı. Ama o tatlı telaş geçip, günler kendisini bu iki aşığa bırakmışken, yapılan planların hiçbiri uygulanmamış; hiçbir yer gezilmemiş, saatlerce kitap okunmamış veya diyete başlanmamıştı. Aksine Miray, Boran'ın şaka yollu isyanına içerlenerek kendisini yemek tarifleri öğrenip, onları uygulamaya geçirmeye vermişti.

İnsanlara güneşe ve sıcağa aldanıp kışlık kıyafetlerini, yorganlarını yatakların altlarına veya dolapların üstlerine kaldırmışken, hava insanlara ters köşe yapmış aniden soğuyuvermişti. Böyle olunca da kimsenin dışarı çıkası gelmiyor, ikisini de bir mayışıklık, bir uyku hali alıyordu. Havanın böyle değişken olması sebebiyle Boran'ın final yapan dizisinin son yemeği ertelenip durmuştu. Yönetmenleri açık havada bir veda yemeği düzenleme konusunda ısrarcı olunca herkes eli mahkum kabul etmek zorunda kalmıştı.

En sonunda boş geçen günler Miray'ın canına tak etmiş "İtiraz istemiyorum, bu cumartesi akşamı tiyatroya gideceğiz." diyerek yumruğunu masaya vurmuştu. Her ne kadar yoğun bir temponun ardından tembelleşse de Boran, bu teklife kesinlikle hayır diyememişti. Sonrasında oturup gidecekleri oyuna karar verme çalışmalarına başlamışlardı. Miray Nihayet Bitti adlı tek kişilik oyunda ısrar ederken Boran Arturo Ui'nin Önlenebilir Tırmanışı'nı isteyince sonuç olarak Bir Delinin Hatıra Defteri'ne karar verilmişti. Birisi geri adım atınca diğerinin gönlü olmaz diye düşünüp ikisi birden geri adım atıp, farklı bir yola sapmışlardı. Ayrıca Erdal Beşikçioğlu'nun oyunda yer alması ikisini de cezbetmişti. Adamın Ankaralı olması Boran için ayrı bir önem taşısa da bunu söylememiş, söylemese de Miray anlayıvermişti zaten.

Tüm planlar yapılmış, biletler alınmış, her şey ayarlanmıştı. Bir değişiklik yapıp o gece dışarıda yemeye karar verilince bu sefer balık mı et mi kararsızlığında kalınmış ama bu sefer Boran geri adım atamayınca ette karar kılınmıştı. Oyundan çıktıktan sonra da sevgililiklerinin ilk zamanlarında keşfettikleri, sahilde olmasına rağmen tenha olan Mavi Çam Cafe'de oturacaklardı. Miray belirli bir saatten sonra bir şey yememe alışkanlığından bir geceliğine ayrılıp, sütlü şekersiz kahvesinin yanında limonlu kekini yemek için sabırsızlanıyordu. Oranın kekindeki gizli aromayı bir türlü çözememişti. Keki yapan kişinin ek olarak bir şey daha kattığına emindi ama Boran'ı buna bir türlü ikna edememişti. Buranın kendilerince her açıdan kusursuz olmasına rağmen tenha olmasının sebebini dışarıdan bakıldığında lüks görünmemesine yoruyorlardı. İnsanlar ne kadar meraklıydı dış görünüşe göre yargılamaya? Gerçi buranın hala keşfedilmemiş olması işlerine gelmiyor değildi.

Miray kotunun üstüne haki rengi bol kesim tişörtünü geçirmiş, önden bir bölümü kotunun içine sokmuş, özenle saçını toplamış, aynada kendisini inceliyordu. Boran ise kotunun üstüne siyah tişörtünü geçirip gelmişti hemen yanına.

MAVİNİN ELLİ TONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin