Hatıralar

71 5 0
                                    

-Bölüm Şarkısı: Medcezir - Bir Kuyruklu Yıldıza Mektup (Piyano) 🎶

Ayaklarımı bir türlü ilerletemiyordum. Sanki biri ayak bileklerime ellerini kelepçelemiş beni bırakmıyordu. Geri dönüp eve gitmek işime gelirdi. Ama yapamazdım. Rıfat amca ile görüşmeliydim. Söz vermiştim. Geleceğim demiştim. Şimdi sözümü tutmalıydım.

Giriş kapısına ilerlerken acaba dışarıda mı buluşsaydık diye düşünmedim değil. Şık bir restorantta bir öğle yemeği yiyebilirdik ya da sessiz sakin bir kafede karşılıklı kahve içebilirdik. Konuşmamız gereken konuları böylede konuşabilirdik sonuçta değil mi ? Off. Ne saçmalıyordum ki ben. Buradayım işte. Olmam gereken yerdeyim. Babamın ikinci evindeyim.
Yapabilirdim.
Yapacaktım.

Derin bir nefes aldıktan sonra adımlarımı kararlı bir şekilde şirketin girişine yönelttim.
Avuç içlerim şimdiden terlemişti.
Kalbim göğüs kafesimi parçalayabilirdi.

Bu koku...
Babamın ceketine, gömleğine sinen kokuydu. Burası babam gibi kokuyordu. Gözlerim yine doldu. Ellerimle hızlıca gözümden intihar eden bir kaç damla gözyaşını sildim. Kulaklarımın aşikar olduğu bir kadın sesi sağ tarafıma dönmemi sağladı.
Bu Selma ablaydı. Babamın baş asistanı. Sinan abinin biricik eşi. Annemin kahve arkadaşı Selma abla. Saçlarını kızıla mı boyatmıştı. Ne kadar da yakışmıştı. Doğumdan sonra bir kere görmüştüm. Doğumda aldığı kiloları geri vermiş olmalıydı çünkü son derece fit ve genç gözüküyordu. Annem şu an burada olsaydı güzellikleri kesinlikle yarışırdı.
Beyaz şifon gömleği ve siyah dar kalem eteğiyle göze gayet hoş gözüküyordu.

"Özüm, ahh tatlım sen misin ?" tanınmayacak kadar kötü mü gözüküyordum. Bu kadar mı çökmüştüm acaba. Düşüncelerimi durdurmaya çalışarak gözlerimi kapatıp açtım.

"Selma abla, evet benim." dudaklarımı tebessüm etmeye zorladım. Bir an duraksadım Selma Abla kollarını boynuma dolamıştı. Şaşırmıştım. Beklemiyordum. Sarılması garip hissettirmişti. Sanırım bir ay kadar olmuştur birine en son sarılalı. Zihnimi hatırlamaya zorladım. Evet en son Saye'ye sarılmıştım. Otuz, otuz beş gün falan oluyordu. Özlediğimi hissettim.
Özlemiştim.

Selma abla geri çekilirken tebessüm ediyordu. "Özlemişim deli kız, tutamadım kendimi sarıldım gerçekten özlemişim."

Keşke sarılmasaydın be Selma abla keşke. Alışırdım yoksa. Kimsem kalmadı ki. Kime sarılacaktım sarılmak istediğimde. Yutkundum. Yüzüme zoraki bir tebessüm yerleştirdim. "İyi yaptın Selma ablacığım, bende özlemişim seni, burayı.." Selma ablanın gözlerinde hüzne şahit olmuştum. Oda üzülüyordu. Belki oda özlüyordu, babamın kendisine verdiği tonla işi.
Annemle olan sohbetlerini özlerdi belkide. Ne bileyim hiç olmazsa dörtlü şekilde çıktıkları yurtdışı seyahatlerini özlerdi.

Elleriyle saçlarımı okşadı. Yemin ediyorum içim cız etti. Anne özlemim kalbimi kanattı. Beş saniyelik dokunuş ciğerlerimi parçaladı. Kalbimin ritmi değişti. Anne edasıyla saçlarıma dokunuşu beni çocukluğuma götürüp bir odanın içine hapsetti. Gözlerim  zorlukla hareket ederken Selma abla
" Özlüyorsundur. Özlenmez mi zaten. Annen ve baban mükemmel insanlardı Özüm. Ama unutma ben ablanım senin, yani nasıl desem biliyorum yerlerini tutamam, kimse tutamaz zaten. Ama hani olur ya konuşmak istersin, canın sıkkın olur, dertleşmek istersin adresi biliyorsun tatlım. Başka bir şey dememe gerek yok sanırım." deyip gözlerime dikti kahvenin en koyu renginde olan güzel gözlerini.
Ne de güzel konuşmuştu. Her bir kelimesinden tonlarca anlam çıkarabilirdim. Ama bunu yapmanın ne yeri ne de zamanıydı. Tuttuğum nefesimi bıraktım.

"Biliyorum Selma abla, aklımın bir kenarına not ettim." deyip gülümsedim. Buna ne kadar gülmek denilebilirdi orası tartışılırdı.

Selma ablaya veda edip asansöre yöneldim. On yedinci katı tuşlayarak beklemeye başladım. Asansörde tek başımaydım. Sessizliği bozan tek şey kalbimin fütursuzca atmasıydı. Elimi kalbime götürdüm istemsizce. Ne olur yavaşla. Yalvarırım sana. Ağlamak istemiyorum, üzülmek istemiyorum. Kapı açıldığında derin bir nefes alarak kabinden çıktım. Sola dönerek ilerledim. Tekrar sola döndüğümde Rıfat amcamın odasının karşısındaydım.

Masimaoropen Where stories live. Discover now