Babamdan Kalan

80 5 1
                                    

-Bölüm Şarkısı: Poyraz Karayel - Çocukluğum 🎶

"Dost" dört harf bir kelime.. Seneleri içine alan ömrüne, çocukluğuna ortak olan. Sahi dost neydi ? Kime denirdi ?
Dost evine geldiğinde bir misafir gibi değilde ev halkından birisiymiş gibi davranandı. Sen ağladığında omzu gözyaşlarıyla ıslanandı. Derdini hisseden derdine ortaklık edendi. Gecenin geç vaktinde saati önemsemeyip arayan, aradığında da telefonunu açandı. Defalarca kez tartışsan da arkasını dönüp gitmeyendi. Arkadaş bildiklerin gibi zayıflıklarını başına kakmazdı, dost zayıflıkları örtendi. Zaaflarını bilip ona göre davranandı. Dost yanakların ıslanınca mendil olan, ihtiyacın olduğunda başını omzuna yaslayabildiğindi.

Eve geleli yarım saat kadar falan olmuştu sanırım. Şaşkınlığımı üzerimden hala tam anlamıyla atabilmiş sayılmazdım. Can ve Saye'ye bakıp aptalca sırıtıyordum. Can sonunda dayanamayıp eşek gibi anırmaya başladı. Kıkırtılarımız kahkahaya dönüşmüştü. Şuan dünyanın en mutlu insanı olamasamda mutluydum işte. Günlerdir belki de haftalardır hiç mutlu olmadığım kadar mutluydum. Habersiz gelişleri mükemmel denilebilecek kadar güzel bir süpriz benim için.
Saye pastayı dilimleyip bize servis ediyordu. Tabağımdaki pasta diliminden bir çatal alarak ağzıma götürdüm.
"Hala inanamıyorum, sizin burada ne işiniz var neden geleceğinizi haber vermediniz?"

"Kızım on iki yıldır hangimizin doğum gününü atladık. Bu kutsal günde de sen ananın karnından fırlamışsın. Ne yapsaydık yani bir mesajla mı yetinseydik?"
Can ağzı doluyken kesinlikle konuşmamalıydı pastayı ağzı ile değil resmen tüm yüzüyle yiyordu. Oturduğum yerden kalkıp kollarımı Can'ın boynuna doladım. "Teşekkürler, teşekkürler Bay Ucuzcuğum. İyi ki geldiniz, iyiki buradasınız." dedim Can'a sımsıkı sarılırken.

"Yaa banane ama kıskanıyorum bak, giderim haa." Saye'nin konuşmalarını tiye aldık desem yeridir. En sinir olduğu şey bir ortamda takılmamasıydı. Hele hele konuşmasını karşılıksız bırakırsanız var ya vay halinize.
Üzerimde bir ağırlık hissediyordum. Saye'nin üstümüze atladığını anlamam çok geç olmamıştı. Deli kız..

"Saye yeter kızım Beşiktaş derbilerinde bile bu kadar izdihama uğramıyorum ben." Can'ın sesi oldukça boğuk çıkmıştı. Ama ne dediğini anlamıştık yine karakartalcılığını gözler önüne seriyordu; işte klasik Can Yücesoy hareketleri bunlar.

Yıllardır Sayeyle beni beşiktaşlı yapmaya çalışır dururdu. Lakin sonuç onun için hep hüsrandı çünkü biz doğuştan cimbomluyduk. Kız olduğumuza bakmayın hee fena fanatiktik. Ofsaytı bile bilirdik o derece hani..
Can'ın söylediklerine en içten şekilde gülüyorduk. Bu çocuk hiç akıllanmayacaktı gerçekten. Pastanın son dilimini ağzıma attığımda elimde ki tabağı orta sehpaya bıraktım.

"Pastaları yediğimize göre sıra hediyelerde." Saye cümlesini bitirir bitirmez mutfağa doğru koştu. Gözlerimi yavaşça Can'a yönelttim. Hediye faslını genelde sevmezdim. Hediye alırkende verirkende utangaçlığım üzerimde olurdu her zaman. Can bakışlarımı dikkate dahi almadan "Kızım Saye bu ne yapayım hediye almayalım deseydim beni İstanbul'un dipsiz maviliklerinde boğardı vallahi." Can'a hak vermiştim elbette Saye'ydi bu yapardı gerçekten. Bir an gözlerimde Saye'nin Can'ı İstanbul'un maviliğinde boğduğu sahne canlandı. Birden gülmeye başladım. Ne olduğunu anlamadığı halde Can'da gülmeye başladı. Saye elinde kocaman bir kutuyla bana doğru geliyordu. Yüzündeki saf tebessüm benim için mutluluk demekti. On iki yılımdı benim, çocukluğumdu. İyi ki on iki yıl önce cesaret edip 'bende sizinle oynayabilir miyim' diye bir soru yöneltmiştim ona. İyi ki hayatımdaydı. İyi ki şimdi buradaydı.

Saye kutuyu bana uzattığında heyecanlanmıştım. Kutuyu aldım ve açtım. İçinde altı yaşından bu zamana kadar olan fotoğraflarımız vardı. Ona aldığım ilk hediye vardı. Hayranı olduğumuz grupların posterleri vardı. Bir de küçük küçük notlar.. Birbirimize sesleniş tarzlarımız, anılardan arda kalan birkaç kelime derken, küçük kağıtta bir cümleye denk geldim. Notta; "Mavinin en güzel tonu!" yazıyordu. Anlayamadım ilk önce. Bakışlarımı Saye'ye doğru yönelttim. "Sanki gözlerim mavi" dedim.

Masimaoropen Where stories live. Discover now