7.Bölüm

884 111 35
                                    

Sabah erken sayılabilecek bir saatte gelen tıkırtılar sebebiyle ilk uyanan Luhan olmuştu. Gece Sehun ile sohbet ettiği için geç uyuması ve hem psikolojik hem de duygusal açıdan oldukça yorgun olması yüzünden gözlerini zorlukla açmıştı. Yan tarafına baktığında Sehun hala bebek gibi uyuyordu. Tıkırtılar artmaya başlayınca gözlerini etrafta gezdirdi ve hareket eden kapı kolunu gördü. Açılmamak için direnen gözleri şokla açılırken, delicesine Sehun' u dürtüklemeye başladı. İyi ki gece Sehun' a kapıyı kilitlemesini söylemişti.

"S-Sehun... Sehun k-kalk. Kapıda biri var ve içeri girmek istiyor."

Sehun yavaşça gözlerini aralayıp, Luhan' a baktı. Olanları rüya sanıyordu ama Luhan' ı görmesiyle gerçek olduğunu anlamıştı. Ama Luhan' ın panik halindeki hareketlerine anlam veremedi.

"Günaydın. Neden telaşlısın?"

"Uyuşuk uyuşuk suratıma bakma be çocuk! Kapıda biri var diyorum sana!"

Sehun göz devirip yataktan kalktı.

"Her sabah evdeki yardımcılardan biri beni uyandırmak için gelir. Malum babam her gün aynı saatte kahvaltı yapmamızı istiyor. Sen banyoya geç. Ben de kadını gönderip, üzerimi değiştireyim."

Luhan başını sallayıp, adeta jet hızıyla banyoya girdi. Hazır gelmişken tuvalet ve yüz yıkama işlerini halletse iyi olurdu. Ah, keşke bir de diş fırçası olsaydı... Daha sonra Sehun' dan bir diş fırçası istemeyi aklına koyarak banyodaki işlerini halletti. Çıktığında Sehun giyinmiş, kravatını bağlıyordu. Luhan 'vay be' dedi içinden... Bu devirde delikanlılar ne kadar olgun ve şık görünüyordu. Onun geldiği yılda ise paspal ve bol kıyafetler modaydı. Daha fazla izleyip, yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermemek için yatağa oturup, dün yatarken çıkardığı çoraplarını ve ceketini giydi. Bu arada Sehun da banyoya girdi. Luhan sıkıntıyla etrafına bakındı. Bütün gün bu odada kapanıp kalırsa, sıkıntıdan canı çıkardı. Bu yüzden bir yolunu bulup, Sehun ile dışarı çıkmak istiyordu. Zaten bu dönemin yaşantısını merak ediyordu. Evde durursa nasıl öğrenecekti ki? Duyduğu kapı sesi ile banyodan çıkan Sehun' a baktı.

"Sehun?"

"Hım?"

"Ya diyorum ki bir yolunu bulsak da ben de seninle gelsem?"

Sehun, tek kaşını kaldırıp Luhan' a baktı.

"Nasıl olacak ki o iş? Evde 4 tane yardımcı var. Onları atlattık diyelim. Dışarıda bahçıvan var. Chung Hee abiyi de unutmamak lazım. Ya kütüphanenin penceresinden falan görürse seni?"

Luhan bir süre düşündü. Chung Hee sorun değildi. Hatta şu an onunla tanışmaktan büyük zevk duyardı. Çünkü yaşlıyken bile sohbeti iyi olan adamın genç halini merak ediyordu.

"Şimdi... Ben seninle her gün dışarıya çıkamayacağıma göre, bu kapı her zaman kilitli kalacak demektir. Sen aşağı inip, kahvaltını yap. Sonra baban gidecek büyük ihtimalle. Anneni ve çalışanlarınızı, bahçıvan da dahil, salona topla. Sonra onlara bundan sonra bir süre odanı kilitleyeceğini ve kendine özel alan yaratmak istediğini söyle. Temizlik işini de sorumluluk sahibi olabilmek adına kendin yapacağını söyle. Annene de 'babamın gözüne girmek için böyle davranıyorum' dersin. Babalıkla arayı düzeltmek için olduğunu sansın herkes, bırak. Ben de o arada sıvışırım dışarı."

"Tamam, annem ve yardımcıları bu şekilde hallederim ama ya bahçıvan? Adamın benim odamla ilgisi ne yahu? Ona ne diyeceğim?"

"Şu kısacık dakikalarda ben onu da düşündüm. Bahçıvana da akşam geldiğinde ondan saksıda kolay bakılabilecek bir bitki alacağını söyle. Hani sorumluluk sahibi olmak için odanı temizliyorsun ya güya, bir de çiçek bakacaksın. Saçma olduğunu biliyorum ama başka çare yok. Chung Hee' yi de dert etme. Onun beni görmesi daha iyi olur. Yaşlı dostumu merak ediyorum."

WinterDonde viven las historias. Descúbrelo ahora