01010101

4.4K 300 184
                                    

Bir.
İki.
Üç.
Dört.

Söylendiği gibi yapmasına rağmen Talha kapıyı açmıyordu. Biraz bekleyip tekrar denedi.

Yine açılmadı.

"Talha? İçeride misin?"

Ses yok.

"Korkutma beni. Ses versene. Aç şu kapıyı."

Endişelenmeye başlamışken kapı açıldı. Talha ağlayacakmış gibi duruyordu. Uğur hızla içeri girip kapıyı kilitledi.

"Bir şey mi oldu lan?"

Talha kafasını hayır anlamında salladı. "Söylersem kızmayacaksın."

"Söz bitanem benim kızmayacağım. Ne oldu?"

"Sen gelip halledecektin ya. Sen gelmeden o kadar çok o anı hayal ettim ki beklerken hiç dokunmadan oldu.. Boşuna acele ettirdim seni."

Konuşurken sesi titriyordu ve Uğur onu öpmemek için kendini zor tutuyordu. Tutamadı da zaten.

"Bu kadar şirin olma lan." diye gülüp dudaklarını Talha'nın dudaklarıyla buluşturdu.

Uzun bir süre öpüştükten sonra Talha'nın kuzeninin beklediğini ve şu anda bir kafe tuvaletinde olduklarını hatırladılar. Uğur Talha'nın alt dudağını son kez ısırıp kendine çekti.

"Şu an kuzenimi burada bırakıp size gelmek için neler vermezdim ama..."

"Ama?"

"Annem beni öldürür."

"Buradan çıkmak istemiyorum."

Talha gülümseyerek Uğur'un kolundan çekip tuvaletten çıkmalarını sağladı. Şükür ki tuvalet oturma yerlerinden uzak kuytu bir yerdeydi de kimse onları görmemişti. Kafenin arka tarafındaki açık bahçeye geçerlerken Talha elinin hala Uğur'un kolunda olduğunu farkedip kendini geri çekti. Beraberlerken her şey o kadar güzel ve normaldi ki, gerçek hayatın acımasız ve homofobik olabileceğini unutuyorlardı.

Bahçenin köşesinde tek başına oturmuş sigara içen çocuğun yanına oturdular.

"Merhaba ben Uğur." dedi Uğur elini uzatırken.

Çocuk da uzattığı eli yavaşça sıktı. "Oktan."

"Nasıl yani?"

"Ney nasıl?"

Uğur fazla çalışmaktan beyninin durduğunu düşündü. "Sekiz karbonlu alkan gibi oktan mı yani?"

Talha boğazını temizledi. "Şey, Uğur.. Kimse 12. Sınıf esprilerine gülmek istemiyor."

" Sorun değil." dedi Oktan. "Mezuna kaldığım için ben de bu sene gireceğim. Aynı durumdayım diyebilirim. Dilci olmam hariç tabii."

Dilci lafını duyunca Uğur huzursuzlandı. Bir sayısalcı olarak dilcilerden hiç hazetmezdi.

Bir süre aptal espriler yapıp birbirlerine takılarak muhabbet ettiler. Hem Talha'nın hem Uğur'un o an istediği şey etraftaki herkesten kurtulup deliler gibi sevişmek olsa da kendilerini tutmak zorundaydılar. Sevişmeyi bırakın, el ele tutuşamamak bile canlarını yakıyordu.

Oysa hetero çiftlerin hepsi şu an herkesin önünde rahatla birbirlerinin yüzlerini yiyordu. Talha'nın yan masadaki öpüşen çifte imrenerek baktığını gören Uğur daha fazla dayanamadı.

"Talha, benimle tuvalete gelir misin?"

"Niye?"

"Çişim geldi."

'Ee, işerken sikini mi tutayım git kendin."

"Talha.. Gel işte." diye fısıldadı dişlerinin arasından. Talha sonunda olayı anlamış olacak ki anında yerinden fırlayıp Uğur'u beklemeden önden koşmaya başladı. Etrafta kimsenin olmadığından emin olup hızla tuvalete girdiler.

Sanki en son birkaç saat önce değil de yıllar önce öpüşmüşler gibi hırsla birbirlerinin dudaklarını emiyorlardı. O kadar kendilerinden geçmişlerdi ki Uğur yanlışlıkla Talha'nın dilini ısırmıştı. İkisinin de ağızlarına gelen kan tadı umurlarında değildi. Uğur ellerini Talha'nın tişörtünün içine atmış ince belini hissederken Talha da Uğur'un ağzının içine inliyordu.

"Seni. O kadar. Özledim ki." dedi Uğur her sözcüğün ardından Talha'yı öperken.

"Daha yeni sevişmemişiz gibi konuşuyorsun."

"Yine de özlüyorum. Bağımlı oldum sana."

Talha gülümsemesine hakim olamıyordu. Sadece bu cümle bile bütün kötü psikolojisini iyileştirmeye yeterdi.

Her zaman olduğu gibi yine öpüşürken zaman kavramını yitirdiler. Aceleyle tuvaletten çıktıklarında beklemedikleri birine rastlamışlardı.

"Umarım tuvalette dudak dolgunlaştırıcı sürmüşsünüzdür." dedi Oktan. "Birden ikinizin de dudakları bu kadar büyüyüp kızaramaz çünkü."

Love, Simon izledim ve gaza gelip aileme açılmayı düşündüm ama sonra homofobik olduklarını hatırladım hayat zor wksnamsn

Sunkiss/ Texting (boyxboy)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang