13. Bölüm: Basketbol Maçı

1.1K 142 61
                                    

Hello! Günaydınlar! Sınır koymaya karar verdim. Umarım bölümü beğenirsiniz, iyi okumalar 💜💜💜💜💜💜💜

Sınır: 11, 12 ve 13. Bölümler 30 vote olduğunda yeni bölüm gelecektir 💜

Bölümün Yayınlanma Tarihi: 02/07/2018

Medya Hong Bin -Ağğhhh çok tatlı değil mi?-

Bölüm Şarkısı: İmagine Dragons-Warrios

As a child, you would wait
~Çocukken, beklerdin
And watch from far away
~Sadece uzaktan izlerdin
But you always knew that you'll be the one
~Ama hep biliyordun ki sen
That work while they all play.
~Diğerleri oynarken, çalışan kişi olacaksın.

~EMİR~

''Yumruklarımız yerine, yeteneğimizi konuştursak nasıl olur?'' diyerek bakışlarımı ellerimden karşımda duran Chan ve diğerlerine çevirerek. Min Ho, alayla gülüp:

''Yetenek mi? Siz basketbolda bizim kadar iyi değilsiniz.'' dedi.

''Öyle mi? O zaman bir basketbol maçına ne dersiniz?'' dedi Demir, kollarını göğsünde birleştirerek. Hyun Ji, kaşlarını çatıp:

''Peki, neyine varsınız?'' dedi.

''Kaybeden kızlarla ilişkisini tamamen kesecek ve kazananda kızları kazanacak.'' bir anda bunu söyleyen Rüzgar'a bakışlarımı çevirdim. Öfkeli bir yüz ifadesiyle, hepsinin üzerinde bakışlarını gezdiriyordu. Eğer kızlar onların üzerinde, Chanlerle iddiaya girdiğimizi öğrenirseler bu ne bizim için iyiydi, ne de onlar için. Çünkü, yaptığımız bu iddia yüzünden hepimizi silebilirlerdi. Hoş, zaten bizi sildikleri için çokta önemli olmayacak ama eğer barışma olasılığımız olan küçük bir umut ışığı varsa, o tamamen yok olurdu.

''Kızların hoşuna gitmeyecek bir teklif sunuyorsun'' diyen Chan'e bakışlarımı çevirdim, ne zamandan beri kızlar onun umurundaydı ki? Özellikle, yaptığı o şeyden sonra hala nasıl Mira'nın yüzüne bakabiliyordu ki?

''Kızların bilmediği bir şey daha var Chan, bunu sen çok iyi bilirsin. Asıl, o gerçekleri öğrenirseler hoşlarına gitmeyecek'' dedim keskin bir ses tonuyla. Bakışlarını yavaşça bana çevirip:

''Mira asla benim o çocuk olduğumu hatırlamayacak, buna izin vermeyeceğim. Çünkü, onu ellerimin arasında sıkı sıkı tutacağım ve gitmesine asla izin vermeyeceğim.'' dediğinde öne doğru atılan Rüzgar'ın omuzuna elimi koyup, onu durdurarak:

''Rüzgar, daha az önce ceza aldık. Eğer, bir kavga daha çıkarsa uzaklaştırma alırsın. Bu yüzden, öfkeni maçta kullan'' diyerek kulağına fısıldadım. Hafif başını bana doğru çevirip:

''Onları yenmek zorundayız'' dedi Türkçe. Başımı sallayıp: ''Bizde bunu yapacağız.'' dedim ve bakışlarımı Demir'e çevirip: ''Adam toplama zamanı'' dedim Korece. Aynı şekilde Chan'de, Felix'e: ''Adam toplama zamanı'' dediğinde güldüm. Cümlelerimi, benden sonra kullanması komik.

''Hemen!'' diyerek ikisi de aynı anda bağırdılar ve koşarak yanımızdan uzaklaştılar. Elimi Rüzgar'ın omuzundan çekip: ''Beden hocasıyla konuşmaya gidelim, nasıl olsa dersimiz beden.'' dedim. Rüzgar beni onayladığında, beraber öğretmenler odasına doğru ilerlemeye başladık.

***

''Ne demek bir adam eksik, eğer bir adam eksik olursa basketbol maçını yapamayız. Beden hocası, takımların tam olmasını istedi.'' diyerek öfkeyle bağıran Rüzgar'a kısa bir bakış attım. Chan ve diğerleri sağ olsun, tüm hepsini yanına çekmişti bu yüzden bir adam eksik kalmıştık.

Yıldızlarda Buluşalım 3 | Yeni Nesil | ✔️Donde viven las historias. Descúbrelo ahora