↑3↓

760 91 36
                                    

Jin gözlerini açtı. Düşlediği gibi,şuanda o beyaz odadaydı. Belli bir süre sonra karşısında beliren siyah giyinimli adama karşı hızlı hızlı konuşmaya başladı.

"Hey,bana bir şans daha ver lütfen. Ben fotoğrafları kaybettim ama yine de bu durumu toparlayabilirim. Lütfen lütfen.."

Eğilecek kıvama kadar düşen Jin'i, durması anlamında elini havaya kaldırarak engelledi siyah giyinimli.

"Bilmiyorsun belki ama,işe yaradı planın. Taehyung gerçeği duymak için seni arıyor. Yakın zamanda yeniden karşılaşacaksınız."

Şaşkınlıktan ağzı açık kalan Jin,siyah giyinimlinin yok olmasıyla kendini toparladı ve gözlerini ovuşturarak,terlediği yatağından attı kendini.

Yani, o çocuk farkına varmış mıydı?

Yüzü yeniden gülen Jin,neşeli şarkılar söyleyerek kahvaltı etmeye başladı. Umardı ki,her şey güzel gitsin.

*

Taehyung'u eğer yolda falan görürse nasıl bir konuşma yapacağını düşüne düşüne yolda ilerlerken, aradığı adamı karşısında gördü Jin. Taehyung'ta onu görmüş olmalı ki,karşıdan karşıya var gücüyle koşmuş ve aynı dün kendisini yakalamak için çabalayan Jin gibi nefes nefese kalmıştı.

"Hey,biraz konuşabilir miyiz?"

Jin Taehyung ile bu kadar erken karşılaşacağını düşünmüyorken,gelen soru üzerine hızlıca aşağı-yukarı sallamıştı başını.

İkili bir kafeye girdiklerinde,hızlıca bir masaya oturmuş ve Taehyung gergince parmaklarıyla oynamaya başlamıştı. Taehyung'un konuşmaya başlamasını artık bekleyemeyen Jin,yalandan öksürerek ses tonunu ayarlamıştı.

"Taehyung,suya düşen o iki fotoğrafı farkettin değil mi?"

Taehyung başı öne eğik,Jin'in sorusunu 'evet' manasında cevaplayarak sessiz kalmaya devam etmişti.

"Sana anlatmak istediğim oydu işte. Canından çok sevdiğin kız,seni aldatıyor."

Taehyung son cümle ile birlikte kafasını büyük bir hızla kaldırmış ve sağ elini tüm gücüyle masaya vurmuştu. Kafedeki bir kaç insan,Jin ile beraber şaşkın şaşkın Taehyung'a bakarken,Taehyung biraz yüksek bir sesle konuşmaya başlamıştı.

"Sen nereden biliyorsun bunu? Benim adımı da öyle. Sen kimsin?"

Jin gelen bu soru karşısında biraz afallamış ama soğukkanlılığını korumuştu.

"Biraz seni araştırdım diyebilirim sanırım. Amacım kötü değil lakin.."

Devamını bağlayamayacağını farkettiği anda gözleri kısa bir süreliğine Taehyung'un gözleri ile kesişmişti.

"Lakin?"

Aklına gelen ilk fikir ile konuşmuştu Jin.

"Senden hoşlanıyorum diyelim!"

Taehyung garipsercesine kafasını yana yatırmışken, Jin ise içten içe kendi haline gülmekle meşguldü. Gerçi sırf bunu dedi diye Taehyung ondan hoşlanacak değildi,bir süreliğine işi toparlaması için bu yalanı sürdürmeliydi.

"Senden hoşlandığım için birlikte olduğun kızı araştırdım ve pekte iyi sonuçlar alamadım. Sevdiğim insanın o kız yüzünden üzülmesi canımı yakar diye gözlerinin önündeki perdeleri açmaya çalıştım."

Gerçekten de işe yaramıştı galiba! Çünkü Taehyung Jin'in her bir kelimesini beynine kazımakla uğraşıyor gibi görünüyordu o anda.

"Ne desem bilemedim. Sanırım cidden gaysin."

Gay demek ha? Jin ağlamamak için kendini tutarken,bu yolun sonunda sevdiği kıza kavuşacağı içinde mutluydu. Bu düşünceler içinde oturduğu sandalyeden kalktı ve omzunun ardından Taehyung'a bakındı.

"İstersen inanmayabilirsin ama gerçekleri asla yok edemezsin Taehyung."

Ve Taehyung'u kafasındaki tonlarca düşünce eşliğinde kafede bıraktı.

Büyücünün Laneti ♤taejinWhere stories live. Discover now