GÜZDEN KAÇIŞ- GİZEM VE CİHAN

954 30 68
                                    


Merhabalar muazzam insanlar. Bu sefer farklı bir konsept ile geldim. (kendimi moda programında zannettim galiba çaktırmayın.) Bir süre sevdiğim karakterler (bazen çift olanlarıyla) röportajlar yapacağım. Umarım seversiniz. Bugün ki konuklarımız mitolojikbiri'nin Güzden Kaçış' ından Gizem ve Cihan. O zamaaaan keyifli okumalar. Medyadaki şarkı çiftimize ithafen bakmayı unutmayın.

İzmir havasında yenilen karpuz tadında okumalar

1) Öncelikle sizleri biraz tanıyalım. Cihan ve Gizem kimdir? Ne yaparlar? Ne ederler?

Cihan: Hanımlar önden.

Gizem: Genellikle ben ünlü mankenler, iş adamlarıyla röportaj yaparken arada bir benimle de röportaj yapılmak istendi ve ben uğraşmak istememiştim. Ama Zeynep’in isteğini kırmayacağım. Onun için değerli birisin ki ajandamı alıp sakladı. Yani evet buradayım ve bütün soruları cevaplayacağım.

Cihan: Sana kendini tanıt dedi Hobbit. Neden burada olduğunu sormadı.

Gizem: Susarsan anlatacağım. Dizilerdeki, kitaplardaki erkek patron, saf kız olayına ters bir bakışla doğarak, Luster dergisinin başında yerini alan, bu -her şeyi bilen, buzlar kraliçesi- konumuna gelmek için çok çalışan, yirmi sekiz yaşımı bitirirken her gününü çalışarak geçiren, aslında sıradan hayatı olan işkolik bir kadınım. Cihan’dan kurtuldukça işkolik biriyim desem daha doğru olur sanırım. Keşfedilesi çok bir şeyim yok bana göre. Çalışırım, alışveriş yaparım ve Zeynep’in, Güzden Kaçış adlı hikayesinde bana yazdığı kaderi yaşarım…

Cihan: Sıra sanırım bana geldi? Zeynep röportaj  işini söylediğinde kendimi övmememi uyarıp durdu. Çok egoluymuşum ve artık bunu kontrol altına almıyormuş ama beni, o yarattı. Yani bu çapkınlığım, haylazlığım, egom onun istekleri… Beni ve Gizem’i yerli David ve Victoria Backham çifti olarak yarattı. Hayata oldukça hızlı başlayan, büyürken birçok şeyi öğrenen, çalışan, eğlenen otuz iki yaşını yavaş yavaş deviren normal biriyim aslında. Okuyanlar bilir tam bir ev kuşuyum değil mi? Oyunlarım ve Gizem olmadan asla diyen, evcimen, mükemmel, tatlı bir insanım. Kendimi çok övmedim, umarım Zeynep kızmaz.

2)Beşiktaş mı? Gizem mi?

Cihan: Beşiktaşlı bir Gizem!

Gizem: Çok beklersin!

3) Clara seni hiç aldatmamış olsaydı ama içinizdeki tutku devam edip de aşka dair şeyler yine az miktarda kalsaydı yine annenin sözleri kulağına bu kadar ciddi bir şekilde küpe olur muydu?

Cihan: Annemin öğütlerini hep çok geç dinledim. Bu konuda ona haksızlık yaptığımı biliyorum. Bunun için üzgünüm. Tutku… Sanırım tutku benim, Gizem’e kadar hayatıma giren kadınların avucunda tuttuğu şeylerden biriydi. Tutku biter, sonradan yaratılır. Kime karşı olduğu bence biraz bizimle alakalı. Clara ile sadece tutku üzerinden devam edemezdim. Ona aşık olmadığımı o zamanlar bir şekilde hissediyordum belki de… Alışkanlıklar benim için önemli olanlardı Clara ile böyle devam ederdim annemin söylediklerini de hep düşünürdüm ama sonra Gizem karşıma çıktığında yine burada olurdum. Onun yanında.

4) Can Keskin'in kardeşi olmak nasıl bir şey?

Cihan: Sanki her an Gizem, neden şiir okumuyorsun, romantik olmuyorsun diye soracak gibime geliyor. Can Keskin’in kardeşi olmak biraz bence romantiklik baskısı hissettiriyor. Abim her zaman duygularını en fazla hisseden taraftı ve çıtayı alıp çok yukarılara götürdü. Ben sadece ağzımda gül, en sevdiğim iç çamaşırımla -Beşiktaşlı- Gizem yatağımda bilgisayarıyla uğraşıyorken içeri girer ve üzerine atlarım.

KİTAP KOKAN KADINLARWhere stories live. Discover now