11. CANAVAR

1.9K 148 38
                                    

Şarkı; Aurora, Murder Song

-DARCY-

Kendimi tam da bir masalın ortasına itilmiş gibi hissediyordum. Sanki canavarın elinden kurtarılmaya muhtaç olana yardım edecektik. Eğer öyleyse o masaldaki canavar saraydı; kurtarılmaya muhtaç kişi de bendim. Canavar beni sımsıkı kendisine çekecekti, bense bağıracak ama sesimi kimseye duyuramayacaktım. Tıpkı şu anda olduğu gibi.

Saray, heybetli görünüşüyle tam karşımdaydı.

Kocaman demir kapıyı geçtiğimizde dört bölüme ayrılmış saray bize göz kırpmıştı. Önünde bir sürü heykeller, küçük havuzların kenarındaki at heykelleri, tam kenarda, ağaçların bulunduğu yerde duran devasa çarmıha gerilmiş İsa heykeli, her tarafa partiden dolayı serpiştirilmiş lacivert renkli, yarım güneş sembollü Fersina'nın bayrağı, U şeklinde dizilmiş, lacivert örtülü masalar ve şık, beyaz sandalyeler...

Sarayın tam giriş kısmındaki, Fersina Krallığının ilk kralının heykeli oldukça büyüleyici görünüyordu. Geniş, iri yarı cüssesi, uzun saçları ve sakalları, her bir detayında olduğu gibi çok ince ve gerçeği aratmayacak bir şekilde tasarlanmıştı. Ayrıca giriş kısmındaki muhafızlar ve diğer noktalara yerleştirilmiş muhafızlar bile eşsiz görünüyordu.

"Korkma," dedi Ashley. Tıpkı bir melek gibi görünüyordu. Büyük ihtimalle düşüncelerimi okumuştu. Yanaklarımın kızardığını hissettim. "Burası senin evin, alışman lazım. Korkulacak bir şey yok. Sen prenses olarak doğdun."

"Şşt," dedi Anya, yapay bir kızgınlıkla. "Onun kim olduğunu söylemeyeceğimizi unuttun mu Ashley?" dediğinde Ashley alnına vurdu. Evet, vakit gelene kadar benim kim olduğumu söylemeyecektik. Mavilerden biriymişim gibi rol yapacaktık. Herhangi bir terslik olursa Anya yardım edecekti.

Yine.

"Sen de," dedi Anya tehditkâr bir tonla. Bunun üzerine başımla onayladım. Böylesi benim için de iyi olacaktı, zira her şeyi öğrendiklerinde yaşanacak olan kaosu düşünmek istemiyordum.

Nereye kadar kaçacaksın Darcy?

Anya zarafetle önümüzde süzülürken Karan'ın arkasından bakakalması gözümden kaçmamıştı. Doğrusunu söylemek gerekirse aralarındaki ilişki biraz karmaşıktı ama şimdilik fazla kurcalamak istemiyordum.

Chris, hafifçe eğilip Ashley'in elini öptü. Ashley tatlı bir şekilde kıkırdarken Chris'e öfkeli bakışlarımı göndermemek için kendimi zor tutuyordum. Lucy bunları bir görseydi... Oysa Chris'in neden Lucy'nin karşısına çıkmadığını biliyordum ama yine de sinirlenmiştim işte.

Birden arkadaşımı ne kadar çok özlediğimi fark ettim. Eninde sonunda onu görecektim, görüşmeyeli epey olmuştu.

O burada olsaydı sır falan kalmazdı Darcy, dedim kendime. Ama Lucy sarayın düzenlediği baloya gittiğimi ya öğrenseydi? Ne de olsa ikimiz de küçüklüğümüzden beri sarayda düzenlenen balolara katılmamıştık.

Beraber sarayın eşsiz salonuna adım atarken Karan'ın arkamda belirdiğini hissettim.

"Güzel kız," dedi bana gülümseyerek. "Bana eşlik eder misin?" Ona gülümseyerek baktım. O kadar tatlı bakıyordu ki teklifini kabul etmemek imkânsızdı. Ayrıca Karan'ın yanındayken diğer insanlara kıyasla daha rahat hissediyordum kendimi.

"Tabii ki de," diye yanıtlarken koluna girdim ve başımı arkaya çevirdim. İşte o sırada bana keskin bakışlarla bakan mavi gözleri gördüm. Daniel bakışlarını benden ayırmadan sessizce arkamızdan ilerliyordu. Bir süre bakışlarımız birbirine takılsa da sonradan bakışlarımı kaçıran ben olmuştum. Ve bir yanım, okyanus mavisi gözlerindeki tuhaf ifadeye takılı kalmıştı.

MAVİ : Prensesin Sırrı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now