|3|

4.2K 361 179
                                    


Jisoo'dan...

Başımı aşağı doğru çevirdiğimde raylara 2.80 yayılmış bir adam gördüm. Elinde bir içki şişesi vardı.

Saçları siyahtı ve ıslanmıştı. Kulağında siyah bir küpe vardı.

Peki bu adamın burada ne işi vardı?

Bu soruyu ona sormaya karar verdiğimde, bacaklarımı kırdım.

"Tren Yolu'nda ne yapıyorsunuz?"

Sorum üzerine yavaşça gözlerini açtı. Beni gördüğüne şaşırmamış duruyordu.

Şöyle bi bakınca,

Şeymiş yaa...

Yakışıklı~~

"Sanane!"

Aslında o bana 'sen niye geldiysen ben de o yüzden geldim.'demeliydi.

Ama bağırmayı tercih etmişti.

"Ş-şey, ben sadece merak etmiştim."

"Merak etme ve s*ktir ol buradan!"

Yine bağırdı. Az daha kibar olsa ölür mü yani?

"Üzgünüm.. Yani rahatsız ettiysem."

"Evet ettin!"

"Tamam! Bağırmayın"

Soluma döndüm ve ilerlemeye başladım. Yerler taşlı olduğu için, az da olsa zorlanıyordum.

Biraz daha gittikten sonra çömelip raylara yerleştim ve kendimi bıraktım.

Yağmurla birlikte esen rüzgarın yüzüme vurması ve kimden geldiğini bilmediğim uğultular beni mayıştırıyordu.

Ve hala ıslanıyordum...

Tam gözlerimi kapatacakken kulaklarıma değen ses buna izin vermedi.

"Git buradan! Rahatsız oluyorum."

Rahatsız mı oluyor? Yeter ama!

"Sen içkini zıkkımlansana. Niçin bana bulaşıyorsun?"

"Senden rahatsız oluyorum! Defol!"

"Hayır! Gitmeyeceğim."

İnat değil mi? Ben de inatım.

Hızla yanıma doğru adımladı. Gözlerinden lavlar çıkacaktı nerdeyse.
Niye tanımadığı biriye bu denli korkunç bakıyordu ki? Ya da niye bu kadar kaba konuşuyordu?

Ben daha farketmeden yanımda bitip kolumu sıkıca kavradı.

Amacı neydi? Kolumu koparmak falan mıydı?

Hızlı ayağa kaldırıp, saniyesinde beni yere savurdu. Ne olduğunu anlamadan kendimi yerde bulmuştum.

Ne oldu şimdi, yani eline ne geçti?

Beni itince havalı birisi mi oldun yani?

Bu mudur?

Anlımdan akıp giden sıcak sıvının kan olduğunu anlamam kısa sürmemişti aslında.

Acıyla bağırmıştım. Canım fazlasıyla yanıyordu.

"Böyle daha mı iyi oldu!"

Cevabını bildiği halde niye soruyor?

Gözlerimden akan yaşın haddi hesabı yokken konuşmaya çalışmıştım.

"Niye-"

"Buradan defol demiştim. Beni dinlemedin. Şimdi ağlayıp zırlama!"

Kafayı mı yemiş bu? Beni itip canımı yakan kendisi, ama sanki haklıymış gibi konuşan da kendisi. SİNİR ŞEY!

Tek elimle göz yaşlarımı sildim ve konuşmaya çabaladım.

"Sen.. Sen k-kafayı yemişsin!"

Dudaklarına psikopatça bir sırıtma yerleştirip konuşmaya başladı.

"Evet! Ben kafayı yedim. Ve sen bu psikopat insanın sakın yanından bile geçme!"

Arkasını dönüp benden uzaklaşmaya başladı. Dayanamayıp ona bağırdım.

"Senin gibi ruhsuz psikopatla ne işim olur benim!!!"

Bağırmamla kafasını bana çevirdi. Yağmurdan dolayı pek net göremiyordum.

Kısa bir bakış atıp tren yolundan uzaklaştı.

Vakit kaybetmeden ben de saçlarımı geriye atıp ayağa kalktım. Başım hala sızlıyordu.

Üstümü başımı elimle silkeleyip ben de tren yolundan ayrıldım..

Devam edecek...

•  Tren Yolu  •  vsoo ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin