2

4.6K 223 72
                                    

"Sizi geldiğiniz ilk günden sıkıştırmak gibi olacak ama, şirketteki payınız hakkında konuşmak istiyoruz, Bay Min."

Söz konusu olarak çoğunluktan bahsedildiği için başımı sallayıp devam etmesini istedim. Bu arada gözlerimi üzerinden bir saniye bile çekmiyordum.

Şu an şirketin en üst katındaki toplantı odasında, birbirimize yargılayan ve eleştiren bakışlar atarak koltuklarımızda oturuyorduk. (!)

"Uzun süredir Japonya'daydınız. Oranın düzenine alışmış olabilirsiniz Bay Min. Ama burası Tuan&Min Grup. O yüzden farklı durumlar ve kurallar var."

Acaba ne gibi kurallar?(!) Şu an acayip merak ettim.(!)

"Ayrıca altı senedir orada olduğunuzdan buradaki etkinliğiniz fazla olmayacaktır. Sonuçta siz ikinci kurucusunuz."

Peki sen, hiç bir şirket kurucusu oldun mu?

Başımı onaylar biçimde sallayıp yüzüne bakmaya devam ettim. O da boğazını temizleyip kaldığı yerden dwvam etti.

"24 yaşınıza geçtiğimiz hafta bastınız ve bu yapılan anlaşmamıza göre size şirkette yüzde ellilik payı vermemiz için bir nevi izin.."

"Düzeltmek isterim sizi Bay Peng.. reşit olmadan şirket kurucusu sayıldığım için koyduğunuz kurallar bütününden yanlızca birisi."

Ses tonumu olabildiğince donuk tutarken, gözlerimle karşımdaki insanları izliyor ve yargılıyordum. Kimisinin yüzüne yaptığı abartılı makyaja, kimisinin zengin görünmek adına koluna taktığı altın saate..

İçimden, onların ne kadarlık, adi, şerefsiz olduklarını söylemek geçse de, masanın altındaki yumruğumu sıktım. Sakin olmalıydım.

"Lakin.. siz gelmeden önce yapılan toplantıda yeni bir karar aldık.."

Beni duymamış gibi davranarak konuştu.

Göz devirmemek için kendimi sıkmaya devam ettim. Yoksa, karşımda ağzını yamulta yamulta konuşan, çok bilmiş adamın ağzına, sıktığım yumruğumu geçirip kalıcı olarak yamultmasını da bilirim.

"Evlenme yaşınız artık yakın olduğundan, ki Bay Tuan, Bay Wang ile hayatlarını da birleştirdiler, sizin de evlendiğiniz zaman şirket hisselerinin yüzde ellilik payını almanız kararlaştırıldı."

Şu an, tam şu an, sence neden suratına sağlam bir yumruk indirmiyorum?

Beklediğim engeli de önüme koyduklarında sesli bir nefes bıraktım toplantı salonuna. Gözlerimi tüm bölüm müdürlerinde gezdirdim ve kaşlarımı kaldırarak bakışlarımı çok alakasız bir yerde sabitledim.


°
°
°


Arabayı hızlıca evin önüne park edip kapıyı açtım.

"Demek, evlendiğim zaman hisseleri vereceksiniz!"

Sesimin ne kadar yüksek olduğuna dikkat etmedim. Uzaktan bakıldığında bir aptala benzediğime eminim.

"Sizi sikik, piçler!"

Kapıyı çarparak kapattım. Anahtarı düşürmemeye çalışarak merdivenlerde ilerledim. Son basamakta ayağımı yukarı kaldıramadığım için takıldım. Tam düşecekken dengemi sağlayıp ellerimi mermere yaslamıştım.

"Siktiğimin basamağı.."

Kendimi yukarı itip ceketimi düzelttim. Basamağın bir suçu olmadığını biliyordum ama benim öfkemi çıkaracağım bir yapı olmuştu bile. Ellerimi çırpıp yerdekileri aldım. "Ben, ben.. ben bunları hak edecek ne yaptım?.."

(Daddy)Kink By YoonMin 🎷Where stories live. Discover now