4 (m)

7.8K 220 72
                                    

"Nasılsın?"

"Ben iyiyim asıl sen nasılsın? Kore nasıl, bıraktığın gibi mi?"

JinYoung hyungun neşeli sesini duyduğumda karıştırdığım çorbadan kepçeyi çıkarttım. Tabaklardan birisini alıp doldurdum.

"Pek sayılmaz. Ama önemli de değil.. neyse, sana bir isim versem onu araştırabilir misin?"

"Oldu bil! Kim bakalım bu kız?"

Göz devirip diğer tabağı da doldurdum.

"Kız olduğunu neden düşündün?"

"Ahh.. o halde kim bu erkek?"

"Erkek olduğu doğru ama düşündüğün gibi bir şey deği- unut gitsin.."

Tepsiye yerleştirirken kulaklığı da kulağımda sabitledim. "İsmi Park Jimin. Kısa boylu bir Koreli. 16 yaşında.."

"Bakıyorum da bayyaaa bir şeyler öğrenmişiz!."

"Dalga geçmeyi keser misin, ben ciddi JinYoung'u istiyorum."

Tepsiyi alıp oturma odasından ilerledim. Karşı hattan JinYoung hyungun kahkahası yükselirken gözlerimi kısıp dudaklarımı büzdüm.

"Akşam bulduklarımı sana e-mail olarak atarım. Hem soyadı Park olduğu için daha çabukta gelebilir. Bilemiyorum."

"Tamam. Kapatmalıyım, görüşürüz."

Kulaklığı kulağımdan çıkarıp cebime koydum. Kapıyı araladım ve içeri girdim. Jimin üzerini giymiş, bol giysilerimle çok tatlı duruyordu. Yatağa yaklaşıp kucağına tabağını koydum. Ellerine bakmayı kesip sıcak kaseyi kavradı.

"Sıcak bir şeyler içmelisin Jimin. Sonra ilaçlarını vereceğim. Ayrıca vücudundaki yaralara krem süreriz."

Tam karşısındaki sehpaya oturup çorbamı kaşıklamaya başladım. O da eline kaşığını aldı ama tutamayıp yatağa düşürmüştü. Yerimden kalkıp oturduğum yere kasemi koydum.

"Sana yardım edebilir miyim Jimin? Yemeğini yemek konusunda.."

Yanına oturup kendime çevirdim. Kaşığı alıp kaseden biraz erişte ve suyundan aldım. Üfleyerek ağzına uzattım. Dolgun dudaklarını aralayıp kaşığı kavradı. Yavaşça içerken ben ıslanan ve parlayan dudaklarına, yudumlarken de hareket eden ademelmasına baktım.

Diğer kaşığı da ona uzattığımda kendime gelmek için soru sorma ihtiyacı duydum.

"O işareti kim yaptı?. ' X ' şeklini işte.."

"Okuldaki öğrenciler.."

Okula giden bir ergen olduğuna emindim, o yüzden şaşırmadım. "Öğretmenlerine söylemedin mi? Onlar gerekeni yapardı."

Dudaklarını kaşığın ucundan çekti. Ellerini oynamaya başladı. "Eğer kimsesizsen, sana istediğini yapabilirler. Aynı şey zengin olmazsan da olur.."

"Lise iki öğrencisisin değil mi?"

"Hm hm.."

Kaşığı kenara koydum. Elimi çenesine koyup dudağının kenarını okşadım.

"Sen kimsesiz değilsin Jimin. Eğer hemen karşı çımazsan.. bu evde kalmanı istiyorum. İyileşene kadar değil, reşit olana kadar.. o zaman fikir değiştirirsen istediğin yere gitmene izin vereceğim. Olur mu?"

İçimden kabul etmesini istiyordum. Yanımda olmasını ve onu tüm kötülüklerden korumak istiyordum.

"Şey.. ben bilmiyorum."

(Daddy)Kink By YoonMin 🎷Where stories live. Discover now