14 (m)

4.6K 135 28
                                    

"Ahh! Ahggm.. J-Jimin! Kendi-ni kas-ma."

Elimi Jimin'in kasıklarına yaslayıp çekiştirmeye başladım. Başını geriye atıp inlemeye başladı. Elleri araba koltuğunun kenarlarını sıkarken, deliği kasılmalarını bıraktığı için gevşemişti. Rahatlayarak parmaklarım girmeye devam etti.

Otelden çıkar çıkmaz yüksek ve manzaralı bir yere sürmüştüm. Zirveye gelir gelmez Jimin'in ağlamaktan kızarmış ve tuzlu ıslak olan dudaklarına yapışmıştım.

Kuralları, sınırları olduğunu biliyordum. Fazla ileri gitmemeyi denemiş bedenini okşamıştım. Üzerinden çıkan her parça altıma güçlü titreşimler göndermişti haliyle.

Jimin de geriye yatırdığım koltuğumun üzerindeyken kalçalarını bana sürtmüştü. Ve son noktayı o an koymuştu.

Göğüslerini emerken kalçamı ona bastırıp arka koltuğa uzandırmıştım. Parmağımı ıslatıp yaladığım kasıkların altındaki büzüşük pembe deliğe itmiştim.

"Hmm.. harikasın Jimin. İnlemelerine bayılıyorum.."

Söylediklerim karşısında çığlık atarak kendini parmaklarıma itti. Parmaklarım hızlanmış içini genişletirken artık dudaklarına dilimi sürterek yanaklarını dişledim. Ve üzerini emdim.

Ufak tefek yara izleriyle kaplı minik bedeni, arabamın arka koltuğunda çırılçıplak, ayrıca yumuşak tutamlı turuncu saçları dağınıkken kendi menisine bulanmış duruyordu. Bedenimin altında beyaz boyanmış bir sanat eseri vardı resmen.

Parmaklarımı ıslanmış delikten çıkartıp artık taş gibi olan penisimi çekip deliğine konumladım. Ucunu içine itip cektim. İçine itip çektim. Alıştırmaya çalışıyordum onu.

"Hy-ung!.. agh! YoonGi hyung."

Elime tükürüp penisimin başına ve deliğinin ucundaki duvarlarına sürttüm. Yeniden içine ittiğimde kalın başımı tamamen almıştı içine.

İnleyip tırnaklarını koltuğa geçirdi. Canının yandığını bildiğim için yerdeki kravatımı alıp ağzına soktum. Dişleri arasına itaatkâr bir şekilde alıp dişledi. Boğuklaşan inlemeleriyle kendimi içine itmeye devam ettim.

Gövdesini alan delik, kızarmaya başlamıştı. Fazla ileri gitmeden sokup çıkarttım. Camları kapalı ve ses yalıtımı - çok akıllıca bir harekette bulunmuşum - olan araba da Jimin'in ilah gibi olan minik mırıltıları ve yüksek çığlıkları, benimse genzimden gelen hırıltılı nefeslerim içeriyi dolduruyordu.

"Lane- çok darsın!. Jimin.. seni sev-iyorum.."

İçine boşalırken zorlukla konuşup kumaşı dişlerinden kurtardım. Dilim onun dilini bulurken onu ateşli bir şekilde öptüm. O karşılık verdikçe hareketlerimiz asabileşip daha vahşileşirken Jimin belini kırarak kendini penisime itti.

Ona dudaklarımla karşılık verip hareketlerini tek yapmasına izin verdim. İnleyip başı geriye düşürdüğünde iki yanımda acı çeker gibi kırılmış duran bacaklarını omzuma koydum. Duruşumu dikleştirip kalçasını sıktım ve içine tamamen kendimi ittim.

"Hyung!"

Boğazı yırtılırcasına bağırırken o, göğsüne elimi atıp küçük metal yüzüğü çekiştirdim. Gözleri kayarak kapanırken, en başından burasının hassas noktası olacağını bilmenin gururunu yaşıyordum.

"Bu-nu sevdin mi? Devam etmemi ist-e-ah! İster misi-n?"

Jimin başını hızlı hızlı sallarken, terli ve azmış halinin dahi masum gözüktüğünü düşünmüştüm. Kulağına eğilip terden ıslanmış eklemi dişlerim arasına alıp serbest bıraktım.

(Daddy)Kink By YoonMin 🎷Where stories live. Discover now