16˚ Ve beni yakıp yıkmasına izin veriyorum

13.6K 1K 563
                                    

GOT7 - Sick





M




Hayatımda, en çok da şu aralar, çok fazla kötü şey oluyordu ve çok fazladan kastım çok fazlaydı. Zaten olanlar yetmezmiş gibi yarım saat önce olanlar bomba hissi bırakmıştı açıkçası. Yoongi, annemlere sevgili olduğumuzu söylemekten daha beter bir şey yapamazdı herhalde.

"B-bunu yaptığına inanamıyorum."

"Sessiz ol." Elleri göğsümde dolanırken dudakları boynumu emiyordu. Aldığım zevke inlememeye çalışırken kendi çapımda ona laf etmeye çalışıyordum.

Yarım saat önce annemlerden zar zor ayrılmıştık. Yoongi sevgili olduğumuzu söyledikten sonra büyük bir sessizlik olmuştu. Hiç kimse hiç bir şey sormamış, kimse bir şey söylememişti. Yemeğin kalanında sadece canlı müziği dinlemiştik ve konuştuğumuz tek zaman hesabı isterkendi. Ondan sonra da yine tamamen sessizlik içerisinde restorandan çıkmıştık. Otellerine gitmek üzere kiraladıkları arabaya binerken sessizce yarın görüşürüz demiştim sadece. Cevap bile vermemişlerdi. Yani kısacası, durum berbattı.

"Endişeden sertleşemiyorsun resmen Jimin. Bırak artık şunu düşünmeyi." Oflayarak üstümde yükselip yüzlerimizi hizalayan Yoongi'ye bakmıştım. Ben burada neler düşünüyordum, o neler düşünüyordu. "Tanrım Yoongi sıçtım diyorum, sıçtım. Sen gelmişsin sertleşemiyorsun diyorsun!" Sinirle fısıldadığımda dudaklarını yalayıp gözlerini kaçırmıştı. Durumun ciddiyetini bir türlü anlayamıyordu.

"Bak. Şu an sevişeceğiz çünkü ben öyle istiyorum. Çünkü biliyorsun ki o lanet okul paranı ben ödüyorum ve bunun için sen de bana kendini sunuyorsun. Kısacası, kendini topla." Kaşlarını çatıp konuştuğunda yutkunmuştum.

Hala sinirliydi. Ve haklıydı da. Böyle davranmakta ve sinirli kalmakta yani.

"Yoongi..." Demiştim başımı yana çevirerek. "Ne var?" Kısık sesle konuştuğunda tekrardan ona bakmıştım. "Hala sinirlisin biliyorum." Parmaklarımı yüzüne çıkardığımda başını yana çevirip yüzüne değmemelerini sağlamıştı. Nefesimi verip elimi yatak örtüsüne bıraktığımda hala yüzüme bakmıyordu.

"Hayır. Hayır hayır hayır. Sinirli değilim artık Jimin. Sadece bazı şeyleri anladım. Kavga ettiğimizde anladım. Biz biz olamayız çünkü sen ne buna hazırsın ne de bunu gerçekten istiyorsun." Yutkunmuştu. Gözlerini benim dışımda her yerde gezdiriyordu ve ne kadar inkar etmek istesem de kelimeleri ok gibi saplanmıştı kalbime. "Daha sen ne istediğini bilmiyorsun bile." Gülmüştü bu sefer. Başını hafifçe iki yana sallarken öylece ona bakıyor, söyleyeceklerini söylemesini bekliyordum.

"Sen— sen daha hatanı kabullenemiyorsun bile. Her suçu bende arıyorsun Jimin ve evet senden hoşlanıyorum— hatta sikeyim senden gerçekten çok çok çok hoşlanıyorum ama bu şartlar altında seninle o şekilde birlikte olamam. Kalbim ne kadar senin için atsa da kendimi mahvedemem." Demişti. Ne kadar ağlamamaya çalışsam da sulu gözdüm işte ve her kelimesiyle göz yaşlarım birbirini kovalamıştı. Haklı olması kalbimdeki acıyı daha da kötü bir hale getiriyordu.

Söyledikleriyle bu kadar acı çekmemin tek bir sebebi olabilirdi ve bu da ondan hoşlanıyor olmamdı. Kabul etmesi ne kadar uzun sürmüş olsa da artık içimden bile olsa bunu inkar etmek canımı on kat daha fazla yakıyordu. Bende ondan gerçekten çok çok çok hoşlanıyordum fakat kelimeler bir türlü ağzımdan çıkamıyordu. Sanki dilim izin vermiyordu ona, ona değer verdiğimi söylememe. Ondan hoşlandığımı söylememe. Bizim biz olmamızı gerçekten istediğime.

PAYBACK. ⠀⠀[ YOONMIN ]Where stories live. Discover now