• y i r m i i k i n c i •

4.8K 389 349
                                    

bölüme başlamadan önce yorum okumaya ne kadar aç olduğumu bilmenizi istiyorum, gerçekten de yorumları okumak beni sevindirir beni sevindirmek isterseniz eğer,,

iyi okumalar

+










"Bang PD-nim," dedim elimdeki telefonu görüş alanına sokarken. Açtığım sayfaya bakıp gözlerini kıstıktan sonra yutkunmuş ardından da geri arkasına yaslanmıştı. "Bir açıklama bekliyorum, hemen." Sesimdeki otorite onu kızdırması gerekirken artık benim de sabrımın bu kadar olduğunu kavramış bunun yerine hatta korkmuştu.

"Bunu sonra konuşalım." Sesindeki çaresizliği buram buram hissediyordum fakat bu iş artık sıkmaya başlamıştı. "Maria, sana bir şey anlatamam."

Dişlerimi sıkıp bu odaya çağrıldığım ilk günü anımsadım. Aptal bir sebepten ötürü suçsuz yere aylardır sürüklendiğim bu ilişki bu odada başlamıştı ve şimdi ise bunun aptal bir sebepten daha aptalca bir sebepten olduğunu öğreniyordum.

"Sizinle açık konuşacağım," dedim sakinliğimi korumaya çalışırken. Bir yandan da hala kapı tıklatılıyor, dışarıdakiler kapısını kilitlediğim odaya girmek istiyorlardı. "Bae Maria'nın sabrı kalmadı ve eğer kendisi biraz daha salak yerine konulduğunu hissederse piyasadaki en iyi çaylak kız grubundan ayrılacak."

Söylediğim şeylerin kendisini biraz daha korkuttuğunu biliyordum. Böyle olmayı ben de istemiyordum ama yapabileceğim bir şey yoktu artık, ben de insandım ve tüm bu olanlara bir son verilmesi gerekiyordu.

Ben tam söyleyeceğini düşündüğüm sırada bozulan suratı birden değişmiş, yerini alaycı bir ifade almıştı. Kaşlarımı çatarak diyeceği şeyi bekledim. "Ayrılamazsın, sözleşmen iki yıl sürüyor ve sen daha ilk altı ayını bile doldurmadın." Ayağa kalkıp arkamdaki dolaba doğru ilerlerken üzerinde Beyond the Moonlight yazılı dosyaya bakacağını biliyordum. "Bak sen.."

"Ne?" diye sordum yanına gidip neye bu kadar şaşırdığını görmek için.

"Maria, ne yazık ki şu an kazandığın parayla bırak şirkete tazminat ödemeyi kendi albümünü bile satın alamazsın." Suratımın sarardığını hissettim, bunu hesaba katmamıştım. "Hapse girmek istiyorsan ayrılabilirsin elbette."

"Size inanamıyorum," dedim iğrenircesine onu baştan aşağı süzerken. "Bir buçuk yıldır her şeyimi buraya adadım, şu an yapılan için asıl ben size dava açabilirim."

"Maria, unutuyorsun," demişti bu sefer etrafımda dönüp gülerken. "Dünyadaki en iyi gruplardan bir tanesine sahipken sence burada kim kazanır?"

Dolan gözlerimi ağlamaması için engellemeye çalıştım. Her açıdan zayıf taraftım, boşa kürek çekiyordum her zamanki gibi.

Az önce koltuğa fırlattığım çantamı hışımla alıp kilitlediğim kapıyı açtım. Çarpıştığım Namjoon sunbaeye kötü bir bakış atarken kalabalığı yardım ve koşar adımlarla uzun zamandır gitmediğim yere gittim.

Terasa.





Bir elimde telefon, diğer elimde sigarayla soğuk havada yalnız başıma duruyordum. Doğum günümü mahveden şey bu olmuştu işte. Yirmi ikinci yaşım kaosla başlamıştı, umuyorum ki tüm senem böyle geçmezdi.

Her saat başı bir başka dedikodu, bir başka haber çıkıyordu hakkımızda. Bense onları okuyamadan duramıyordum bir türlü yerimde.

"Maria."

ave maria ❀ yoongi    ✅Where stories live. Discover now