❝buy something before you come❞ ↬chenle&jisung

six

JiWithSung: Hyung! Kwon Ji Yong denen herif hapisten bu sene çıkıyor, hatta çıkmış olmalı!

-Mesajınız Gönderilemedi-

JiWithSung: Off! Kaldır şu engeli artık!

-Mesajınız Gönderilemedi-

JiWithSung: Hyung! Yalvarırım beni bir dinle!

-Mesajınız Gönderilemedi-

JiWithSung: Yah! Zhoung Chenle! Kapına vurup vurup duruyorum fakat açmıyorsun! Delireceğim!

-Mesajınız Gönderilemedi-

JiWithSung: Önünde sonunda o kapıdan çıkacaksın ve benimle konuşacaksın hyung.

-Mesajınız Gönderilemedi-

JiWithSung: Sen çıkana kadar kapının başında bekleyeceğim.

-Mesajınız Gönderilemedi-

JiWithSung: Çünkü bu önemli bir mese|

"Jisung? Niye hala okulunda değilsin?"
Jisung tam ona mesaj yazacakken birden açılan kapıyla Chenle'nun ayaklarına doğru devrildi.

Onu gördüğü için çok sevinçliydi.

"Çünkü okula hep ikimiz yürürüz hyung."

Gözlerini devirdi.

Chenle gözlerini devirdi.

Chenle Jisung'a gözlerini devirdi.

Jisung'u çok seven ve dediği her şeye değer veren Chenle Jisung'a gözlerini devirdi.

"O eskidendi, artık kendi başıma yürüyeceğim."

Jisung şokla yerden kalktı ve Chenle'nun kızaran gözleriyle mor göz altlarına baktı.

Ağlamış olmalıydı. Ağlamıştı.

"Hyung, ama androfobin..."

Chenle yerde olan bakışlarını şokla Jisung'a doğrulttu.

"Sen bunu nereden biliyorsun?"

Jisung öylece kalakaldı. Ne yani, raporda yazdığını bilmiyor muydu?

"Hyung, kitaptaki raporda yazıyordu. Okumadın mı onu?"

Son söylediğinden sonra Chenle bakışlarını yere indirdi ve kaslarının gerildiğini hissetti. Nasıl okuyabilirdi ki? Kendi tecavüzünü, kaçırılışını okumak; bir kurban için çok zordu. Ayrıca geçmişte olan vücudundaki darp izlerini tekrar görmek neyi değiştirecekti ki? En fazla psikolojisini değiştirirdi, o da kötü yönde.

Chenle, o 12 Aralık haftasında olan her şeyi çok net hatırlıyordu. Her defasında çevresini üzmemek için onları 'Unuttum artık.' ya da 'O geçmişte kaldı.' diye geçiştirse de her saniyesini çok net hatırlıyordu.

O gün annesinden izin alarak komşularına gidiyordu. Önünde çok uzun boylu bir adam durmuştu. Yakışıklı denebilecek bir yüzü vardı ve hiç de buralı gibi durmuyordu.