Ufaklık 2 bölüm:9

29.3K 1.6K 271
                                    

Berke'den

Tabloya baktıkça sinirlerim bozuluyordu. Gülsem mi? Kızsam mı? Ne hissedeceğimi bilmiyordum. Ama ben gülmeyi tercih ediyorum. "Havuç kafa cidden o tabloyu çalarken ne düşündün? "diye sordum. Tabloya bakıp "O an onun yanıp gitme düşüncesi kötü hissettirdi bana. Bilmiyorum zaten çok güzel bir tablo onu bir gün evlenirsem yatak odama asacağım. "dedi. Aklım karışmıştı. "Neden şimdi asmıyorsun? "diye sordum. Gülümseyip "Her şeyin tertemiz olduğu zaman dilimi lazım. Tabloyu benim için saklar mısın? "diyordu. Kafamı evet anlamında salladım. Bazen bu kızın düşündüğü şeyleri anlamıyordum. Yinede ona değer verdim. Tabloyu onun için saklayacaktım.

Arabayı tenha bir yerde dururup kapıyı açtım. Pelin bana bakıp "Neden durduk? "diye sordu. Arka koltuğu gösterip "Hakan'ı bağlayacağım. "dedim ve arabadan indim. "Neyle bağlayacaksın? "diye sordu. Bu kız beni gerçekten tanımıyordu. Bagajı açıp içinden ipleri ve bantı çıkardım. Bir parça ip Pelin'e atıp "Ayaklarını bağla "dedim. Kafasını tamam anlamında salladı.

Pelin ayaklarını bağlarken ben ellerini arkadan bağlamıştım. Ağzına banttı yapıştırdım. "Paket hazır." dedim. Pelin gülümsedi. "Herhangi çevirmede yakalanırız. "dedi. Ona göz kırpıp "Polislerden kaçmak benim işim ayıp ediyorsun." dedim. Hiç olmazsa bu konuda bana güveniyordu. "Bagaja koyalım. "Dedim. Pelin Hakan'a bakıp "Sığmaz "dedi. Kafasıyla bacaklarını birleştirsek sığardı. "Ayaklarından tut" dedim. Pelin ayaklarını tutarken bende onu kollarından tutuyordum.

Bagaja zor olsa da yerleştirip kapağı kapattım. Pelin derin nefesler alıyordu. Onu baştan aşağıya süzdüğüm de hâlâ o elbiseyle olduğunu fark ettim. "Üzerini değiştir. "dedim. Kafasını peki anlamda sallayıp arabaya bindi. Bense etrafı izlemeye başladım. Yorulmuştuk.

Pelin arabadan indi. Siyah dar bir pantolon ve asker yeşili bir tişört giyinmişti. Bu kıza neden her giydiği yakışıyordu? "Sende üzerini değiştir sonrada dönelim artık. "dedi bezmiş bir surat ifadesiyle. Kafamı tamam anlamında sallayıp arabaya bindim. Siyah tişörtümü gri eşortman altımı giyindim. Ben spor seviyordum. Takım elbise beni bozuyordu. Kornaya basıp Pelin'in arabaya binmesini beklerken önde olan tabloyu güzel bir şekilde arka koltuğa yerleştirdim. O artık bana emanetti.

Pelin kapıyı kapatıp emniyet kemerini bağladı. "Şimdi nereye gidiyoruz? "diye sordu. Arabayı çalıştırıp "Önce anneme sonra da Harabe'ye "dedim. Bana kısa bir bakış attı. Bir an önce Harabeye geri dönmemiz gerekiyordu. Hızlı bir şekilde arabayı kullanıp annemin evine doğru sürdüm. Beni evde beklediğine adım gibi eminim.

Evin önünde durduğumda derin bir nefes aldım. "Senin için zor olacaksa gelebilirim. "dedi, anlayışlı bir şekilde. Kafamı hayır anlamında salladım. "Zor değil. Sen beni bekle"dedim ve arabadan çıktım. Şimdi Pelin'e güvenmiyorum diyemezdim ama bazı önlemler şarttı. Arabayı kitleyip Pelin'e el salladım. Bana hareket çekti. Hatırlatın o eli de diliyle birlikte keseceğim.

Annemin büyük ve gösterici evine bakış attım. Korumalar bana "Hoşgeldiniz Berke Bey"dedi. Umursamadan içeri girip kapıyı çaldım. İki dakika içinde kapı açılmıştı. Yeni geldiğini umduğum kadın bana gülümseyip "Hoşgeldiniz siz Berke Bey olmalısınız. "dedi. Annem evdeki herkese adımı ezberletmiş olmalıydı. "Annem nerede? "diye sordum. Salonu gösterince bir şey demesine izin vermeden salona doğru ilerledim. Annem bütün zarafetiyle koltukta oturmuş karşı duvarı izliyordu. "Anne? "deyince bakışları anında beni buldu. Ayağa kalkıp kocaman gülümsedi. Bana sıkıca sarılıp "Oğlum "dedi. Fazla içten gözüküyordu.

Benden ayrılıp tekli koltuk yerine büyük koltuğa oturdu. Yanını işaret edince derin nefes alıp yanına oturdum. "Nasılsın? "diye sordu. "İyi sen? "dedim. Annemle aramızdaki ilişki çok değişikti. "Gayet iyi"dedi. "Ne güzel "dedim. Annemin bana karşı olan sevgisinden şüphe duymuyordum ama sorunumuz bu değil.

UFAKLIK (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now