Ufaklık 2 bölüm:34

29.7K 1.3K 333
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın:)

Kafamı koltuğa yaslayıp dışarıyı izliyordum. Araba da sessizlik hakimdi. Uraz sessiz bir şekilde arabayı kullanırken bende ona eşlik ediyordum. Aynı oksijeni almak bile huzurdu. "Uyuyor musun?" diye sordu Uraz. Kafamı ona döndürüp bakışlarımı mavi gözleriyle buluşturdum. "Uyanığım." dedim. Kafasını tamam anlamında sallayıp yola döndü. "Nereye gidiyoruz Uraz?" diye sordum. Gittiğim yer önemli değildi ama merak ediyordum. Bence bunu bilmek benim de hakkım. "Gidince öğrenirsin." dedi. Neden bu kadar sinirdi?

"Uraz?" deyince bana kısa bir bakış attı. "Efendim Ufaklık" dedi. Tamamen ona dönüp "Ladin beni kaçırdığında ne yaptın? " diye sordum. Az çok yaptıklarını tahmin edebiliyordum. "Tahmininden çok daha fazlası." dedi. Aklımı okumuş gibi. "Ben seni unutmak istemedim." dedim ve yutkundum. Şuan vicdan azabı çekiyordum. Uraz bir bana bir yola bakıyordu. "Biliyorum güzelim." dedi. Elimle eline dokundum anında elimi tutmuştu. "Uyumazsam seni öldüreceğini söyledi. Ben uyumuyordum ona direniyordum ama sana zarar geleceğini söyleyince uyudum. Ben anılarımızı görüyordum. Hoşuma gidiyordu. Her gözümü kapadığımda seni görüyordum. Beynimin içindekileri değiştiğini bilmiyordum Uraz. Özür dilerim. " Uraz arabayı durduğu gibi benim emniyet kemerimi çıkarıp beni kendi kucağına çekti.

Sırtım direksiyona yaslıyken Uraz ile yüzlerimiz fazla yakındı. Mavi gözlerini bir dünyaya değişmezdim. "Sakın benden suçun olmadığı zaman özür dileme " dedi. Ne zaman dolduğunu anlamadığım gözlerimden bir damla yaş düştü. "Seni unuttum." dedim kendimden iğrenerek. "Seni bulamadım." dedi aynı ses tonuyla. "Yanındayım. Beni buldun." dedim. Eliyle beni ensemden tutarak kendine cekti. Alınlarımız birbirine değiyordu. "Aklındayım" dedi. Gülümseyip "Boşversene kalbindeyim ve sen deniz gözlü adam kalbimdesin." dedim. Uraz da gamzelerini belli edecek derece de gülüp "Kalbimsin Ufaklık, kalbim." dedi.

Gözlerimi kapatıp huzurla kollarımı Uraz'ın boynuna sardım. "Sen kadın benim bu dünyadaki tek yaşama nedenimsin. Beni nasıl bu kadar kendine aşık ettin? " diye sordu. Sesi bile kan dolaşımımı durduracak yapıya sahipti. "Yaparım öyle şeyler" dedim. Gözlerimi açtığımda bana ters ters bakıyordu. "Kimsin sen Uraz? Annen kim baban kim mesela? Ben neden seni tanımıyorum. " diye aklımdan geçen düşünceleri dile getirdim. "Neden soruyorsun?" diye sordu. "Seni tanımaya hakkım yok mu?" diye sordum. Uraz yüzüme düşen sacı kulağımın arkasına koyup "Senin benim olan herşeyde hakkın var. " dedi. Dudağımı kıvırdım. "Anlatacak mısın?" diye sordum ısrarla. "İstediğin bütün cevapları alacaksın ama şimdi değil "Yanağından öpüp geri çekildim. "Biran önce gidelim." dedim. Uraz bana kısa bir bakış atıp dudağını kıvırdı ve arabayı çalıştırdı.

Onu konuşturacaktım. Bütün geçmişi irdeleyecektim. Bu kendi canımı acıtmak için iyi yöntemdi. Bu zamana kadar hep bununla yüzleşmekten korktum. Uraz'ın geçmişi Cansu denen kız ile doluydu. Sevdiğim adamın sevdiği ilk kız. Sevdiğim adamın onu hissetmek için bana dokunduğunu onun intikamını almak için benimle sevgili olduğunu nasıl göz ardı edebilirim ki. O kızı deli gibi kıskanıyordum. Ölü olduğu halde hayatımın içine etmişti. Ölü olduğu halde bir kalpte atıyordu ama artık o kalp benimdi. Uraz Deren benimdi. Ki ben onu ne ölüyle ne de diriyle paylaşamamam bu saatden sonra...

Sarsılan bendenimle Uraz'ın beni kucağına aldığını anladım. Gözlerimi hafif araladığım da gün doğmak üzereydi. Uraz beni bir eve doğru taşıyordu. Üstümde halsizlik vardı. Uyku mağduru bir şekilde etrafa bakıyordum. Uraz ağır adımlarla merdivenleri çıkıp cebinden çıkardığı anahtarla yazlık olduğunu düşündüm evin kapısını açtı. İçeri girdiğinde ayağıyla kapıyı kapatıp merdivenlere yöneldi.

Eve o kadar aşikardı ki daha önceden buraya geldiği çok belliydi. Yatak odasına girince gözlerim büyümüştü. Burası çok güzeldi. Kocaman bir yatak ve sallanıyordu. Herşey gri ve beyaz tonuyla tasarlanmıştı. Bu büyülenmiş odaya aşık olmuştum. "Mükemmel" diye mırıldandım. Uraz beni yatağa bırakıp "Uyanık mısın?" diye sordu ona ters ters bakıp"Hayır ,uyuyorum. "Dedim. O da bana ters ters bakmakla yetindi. Yatağa uzandığım da hayatımın şokunu yaşamıştım. Gökyüzünün altındaydım. Üst tavan camdan yapılmıştı. Sanki elimi kaldırsam bulutlara dokunabilcektim. Çok sevdiğim bir söz aklıma gelmişti. "Ne istersen görürsün gökyüzüne bakarsan ve istersen ölürsün gözlerini kaparsan..."

UFAKLIK (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now