chapter 3; wedding? why didn't we know u funcking two?

735 41 6
                                    


"Ve William Shakespeare'in de dediği gibi 'Zaman bekleyenler için çok yavaştır, korkanlar için çok hızlı, yas tutanlar için çok uzun, neşelenenler için çok kısa; ancak sevenler için zaman, sonsuzluktur...'"

Bianca yazdığı şeyin son noktasını da koyup derin bir nefes verdi. Omzunda kollarının üzerinden gevşekçe sarkan hırkasının yanında bir de karnının üzerinde duran sıcak su torbası vardı.

Kollarını gerip esnedi. Olması gerektiği gibi bir pazar sabahı geçiriyordu. Albus yanına gelip masanın üzerinde duran bilgisayarın yanına kahve kupasını bıraktı.

"Bitirdin mi?" diye sordu yüzünde beklenti dolu bir ifade ile.

"Evet," dedi Bianca "Şükürler olsun!"

"Bence de," diye mırıldandı Albus. "Bu kadar uzun süreceğini ben bile düşünmemiştim."

"Çok kolaysa sen yaz," dedi Bianca homurdanarak. Albus güldü.

"Bir şey demedim."

Aniden Bianca midesinin ağzına geldiğini hissetti, bir şey diyemeden lavaboya koştu. Albus on aendilryle bakarken içindekiler dışına çıktı.

"Ancs?" dedi Albus peşinden gelerek. "İyi misin?"

"Evet," dedi Bianca başını kaldırıp saçlarını düzelterek. "Sanırım."

"Bence biraz dinlenmelisin." dedi Albus kalkmasına yardım ederek.

"Haklısın," dedi Bianca ona tutunarak. Daha sonra yüzünü buruşturdu. "Hay sikeyim, bu koku da ne?"

"Bilmem," dedi Albus onu yataklarına yavaşça yatırarak. Yanına uzanıp ona sarıldı, her seferinde daha çok eridiğini, ona daha çok aşık olmaya başladığını hissediyordu. Başını Bianca'nın boyun girintisine yerleştirip huzurla mırıldandı.

Huzuru beş saniye bile sürmemişti.

Camlarından giren baykuş dikkatlerini dağıttığında Albus neredeyse uyuyacaktı.

"Bu ne?"

Albus baykuşun bacağını bağlayan ipi çözüp kartı çıkardı, süslü bir karttı bu.

"'Scorpius ve Rose'un düğününe davetlisiniz,' de ne demek?"

Bianca'nın koyu renkli gözleri büyüdü ve çığlık attı. Albus güldü ama Scorpius'un bunu ona daha önce söylemesi gerekiyordu. Ama  arkadaşının söz konusu kuzeni olunca biraz aptallaştığı barizdi.
O hep aptaldı, dedi iç sesi.

Bu arada Bianca sinirle Rose'u arıyordu. İlkinde, dördüncüsünde, onuncusunda ve hatta on ikincisinde de açmadı. Bianca delirecek raddeye gelip tekrar çaldığında Rose'un sesi duyuldu.

"SEVİŞMENİZİ BÖLÜP BÖLMEMEM UMURUMDA DEĞİL," diye bağırdı Bianca çağrıyı hoparlörle alıp. "EVLENMEK, BUNU BİZ NEDEN BİLİYORUZ SİZİ İKİ SİKİK?"

'Cause I Loved || Albus Severus Potter ✔Where stories live. Discover now