10.Bölüm: İMKANSIZ

85.7K 4.5K 2.8K
                                    

Lana Del Rey - Gods And Monsters (Dinlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.)

10. Bölüm: İMKÂNSIZ

2010

Büyük kalenin önünde durdu lüks araba. Barbaros Özekli kızını bu eve bırakmak istemiyordu yeniden ama mecburdu. Karmen hayatıyla tehdit ediyordu ve Barbaros bir kaybı daha kaldıramazdı. Son yattığı klinikte de intihara kalkışması Barbaros'u biraz daha hırpalamıştı. Bir çare bulamıyordu. Birlikte arabadan indiler. Barbaros daha ne kadar böyle devam edeceğini düşünmek dahi istemiyordu. Onun yaşında bir çocuk için hayalî arkadaşı olması o kadar da olağanüstü bir durum değildi ama Karmen'inki artık hayalî arkadaştan daha ötesiydi.

Barbaros yıllarca bu hayalî arkadaştan büyüdükçe kurtulacağını sanmıştı ama Karmen aksine her geçen gün ona biraz daha bağlanıyordu. Kendine zarar verdiği an işin rengi değişmiş ve Barbaros kızını en iyi doktorlara götürmüştü. Hatta Barbaros'un, Karmen'in hastalığını kabullenmesi de hiç kolay olmamıştı, hep kızımda bir sorun yok, doktorlar bir şey anlamıyor, çocuklarda hayalî arkadaştan normal ne var diye düşünmüştü ama şimdi görüyordu. İşler hiç de sandığı gibi değildi ve kendi elleriyle soktuğu bataklıktan çıkaramıyordu kızını.

Eve girmedi, son kez kızına sarıldı ve arabasına bindi tekrar. Karmen anahtarıyla kapıyı açtı. Uzun beyaz elbisesi bileğine geliyordu, saçlarını babasının yolda örmesini istemişti ancak babası örgü bilmediği için sadece toplamıştı. Ama sorun değildi zaten Haris çok güzel örüyordu.

Haris'i özlemişti. Yürüdü salona doğru. "Haris, ben geldim!" diye bağırdı bir süre. Haris'in nereden çıkacağı belli olmuyordu. Salonda gördüğü görüntüyle yerine çakıldı.

Minik kedisi, yerde kanlar içinde ölmüştü. Çığlık attı acıyla, yanına çöktü. Gri kanlı tüylerini okşadı acıyla. O sırada salona Haris girdi, ağzında kurumuş kan vardı. Karmen ona ilk defa nefretle baktı.

"Onu öldürdün!" dedi acı içinde bağırarak. Haris o bakıcı kadının kanını içtiğinden beri kan içmiyordu, kurumak üzereydi yine ve dayanamamıştı. Sadece biraz içecekti ama duramamıştı.

"Ölmek üzereydim." Ölmeyecekti, sadece kuruyacaktı. Kurumak, ölmekten bin kat daha kötüydü.

"Nasıl kıydın ona?" dedi hıçkırıkları arasında.

"Özür dilerim." Haris ona yakınlaştı. Karmen onun lanetlendiğini ve sadece kan içtiğinde canlandığını biliyordu. Haris hıçkırıklarla ağlayan kızı kolları arasına aldı. "Affet beni." Karmen, onu affetti. Çünkü sahip olduğu tek arkadaşı oydu.




Günümüz

Ruhum bu evde yoruluyordu. Bu ev insanı adeta içine hapsediyordu. Dizüstü bilgisayarımda araştırma yapıyordum, yabancı, ünlü doktorların makalelerini okuyordum. Henüz Karmen kadar değişik bir şizofren hastasına rastlamamıştım.

Karmen hastalığını bu evle bütünleştirmişti. Onunla daha çok terapi yapmak istiyordum ancak her konuşmaya başladığımda kaçıyordu. Bu sabah kahvaltıya bile inmemişti.

Bilgisayarımı kapattım, ayağa kalktım. İçi dolu küllüğe dalgınca baktım, daha birkaç saat önce boşaltmıştım. Odadan çıktım, Karmen'in odasına gittim. Kapıyı çaldım, ses yoktu ve içeri girdim.

Odasında değildi, geri çıktım. Salonda olabilirdi. Aşağı indim ancak hiçbir yerde yoktu. Dışarı mı çıkmıştı? Tekrar odama çıkacaktım ki aşağı inen merdiven dikkatimi çekti. Daha önce hiç inmemiştim.

KALINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin