~0.2~

5K 157 180
                                    

"Bugün nasılsın Atılhan! "

Dedi sinir bozucu bir şekilde Martinus denilen çoçuk.

Bu arada arkasından iki çoçukta gelip masaya oturdu.

Martinus'un boynunda olan aslan dövmesi ve diğerlerinin kolunda olan aslan dövmesi onları korkunç gösterirken gerildiğimi belli ederek ayağa kalktım.

"Atılhan ben gitsem iyi olucak. "

Diye kapıya giderken Martinus ayağa kalkıp kolumu tuttu ve yanındakilere emir verdi.

"Kızı alın! "

Atılhan sinirle ayağa kalktı ve masaya vurdu.

"Saçmalama Martinus, İrem gel hemen buraya"

Martinus sinir bozucu bir şekilde gülümsedi ve elini beline götürüp belindeki silahı elledi.

"Haraç'ı getirdiğinde kızı alırsın. Yürüyün çoçuklar mekana gidiyoruz"

Yol boyunca çırpınmam işe yaramamıştı mekana gittiğimizde içeride olan 2 erkek 1 kız yanımıza geldi.

Kız olan bana baktı ve ne olduğunu sorar gibi Martinus'a döndü.

"Yeni oyuncağımız Nisa"

Diye ekledi Martinus sinirimi bozmuşlardı.

Adının Nisa olduğunu öğrendiğim pislik elini saçlarıma götürüp tokayı açtı.

"Ne güzel saçların var senin öyle"

Deyip sinsice Martinus'a baktı.

Sonra ilerideki çekmeceden çıkardığı makası Martinus'a uzattığı anda gözlerimi kapattım.

Beni öldürücekti hemde makasla!

"Aç gözlerini bakalım"

Dediğinde karşıma bir ayna getirdi kız.

Aynada omuzlarıma kadar gelen saçlarıma bakınca gözümden bir damla yaş aktı.

Canımdan çok sevdiğim kırıklarını bile aldırmadığım uzun saçlarımı elime vermişlerdi.

"Piçler! "

Diye bağırdığımda Martinus'un gülen yüzü sinirle doldu.

"Kaşınıyorsun sen bence"

"Bence sen kaşınıyorsun sürtük"

Diye ekleyince Martinus beni kolumdan sürükleyip koltuğa oturttu ve önümede o oturdu.

Cebinden çıkardığı çakıyı yüzüme yaklaştırdığında nefesim kesildi.

Böyle birşey yapmayı düşünmüyordu değil mi?

Bir anda bıçağı yanağıma dayayıp hızlıca geri çekti kanayan yanağıma elimi götürdüğümde bulunduğumuz yerin büyük demir kapısı gürültüyle açıldı ve içeriye neredeyse sayamayacağım kadar 30 civarında akrep dövmeli kişi girdi ve önlerindede Atılhan'ı görünce gülümsedim.

Nisa denen Martinus'a yaklaştı ve

"Şuan bu kadar adam yetmeyiz çok fazlalar kızı verelim"

Martinus çaresiz beni ayağa kaldırdı ve Atılhan'a doğru ittirdi.

Yere düşmem ile Atılhan kollarımdan tuttu ve diğerlerine saldırın emrini verdikten sonra beni dışarıya çıkardı.

"İyi misin yanağın kanıyor"

Diye arabaya doğru götürdü arabanın içinde oflayan Işıl'ı görünce sevinmedim değil.

"Lütfen lütfen beni eve götür"

*****

Kısa süren yolculuktan sonra eve ulaştığımda babamın nöbetçi olması çok iyi olmuştu...

Yatağıma yatıp biraz dinledikten sonra;

Duş alıp bornozuma sarıldım ve odaya girdim.

Girdiğim gibi de geri çıktım çünkü yatağımın üstünde yatağımın üstünde o vardı.

"MARTİNUS"

"Ne o şaşırdın mı? "

"S s senin bu burada ne işin var? "

"Senin için geldim"

"Ne ne istiyorsun b b benden? "

"Seni istiyorum"

Diye söylerken ayağa kalktı ve üzerime yürümeye başladı sırtım soğuk duvarla buluşunca Martinus elini bornozumun ipine götürdü.

"Atılhandan uzak durucaksın yoksa"

Diye ipi sıkıca tuttu.

"Tamam mı? "

"T t tamam"

Dediğim sırada yüzüme eğilip dudaklarıma yapıştı.

Devam edecek...

ÇETE [M&M] TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin