0.3

127 16 1
                                    

Gözlerimden akan yaşları umursamadan sahile doğru ilerledim. Bir baba bu kadar acımasız olmamalıydı, hayat bu kadar acımasız olmamalıydı. Taşıyamayacağımız yükler omzumuza yüklenmezdi fakat ben artık kaldıramıyordum.

Deniz kenarında ki kayalıkların birisine oturdum ve öylece etrafa bakıyordum. O sıra da dikkatimi dağıtan telefonumun mesaj sesiydi.

Bilinmeyen numara: Hey! (16.03)

Bilinmeyen numara: Sana yazmamamı söylemiştin biliyorum ama bugün seni öyle görünce dayanamadım. (16.03)

Bilinmeyen numara: Gözlerin çok kötüydü Gece. (16.03)

Bilinmeyen numara: Ve çıkışta seni göremedim. (16.03)

Bilinmeyen numara: Ne oldu? (16.03)

Gözlerimi devirerek telefonumun ekranını kapattım. Cidden bu bilinmeyen de nereden çıkmıştı?

Ona güvenmiyordum, güvenmemeliydim. Ama çevremde bana böyle bir şakayı yapabilecek birisini de tanımıyordum. Sevginin ve güvenin varlığına inanan birisi değildim. Ya da yaşadıklarımdan sonra bunu öğrenmiştim. Tekrar gelen mesaj sesiyle irkildim.

Bilinmeyen numara: Peki.. (16.06)

Bilinmeyen numara: Şansımı denemek istemiştim. (16.06)

Bilinmeyen numara: Sadece iyi olduğunu bilmek istiyorum. (16.06)

Telefonumda ki yazıları okuduğum sırada gözümden bir damla yaş ekrana damlamıştı.

Kimdi bu sahi? Numaramı nereden aldığını bile sormamıştım. Bizim okuldan olduğu belliydi ama benimle ilgilenen birisiyle karşılaşmamıştım. Ya onun dediği gibi ben görmüyordum ya da görmek istemiyordum.

Gece: İyi değilim. (16.07)

Bilinmeyen numara: Neredesin? (16.08)

Gece: Yoksa yanıma mı geleceksin? (16.08)

Telefona bir daha bakmamaya karar vererek çantama koydum.

4 sene öncesine kadar düzgün devam eden hayatım şimdi asla eskisi gibi değildi. Annem doğum yapacaktı ve hepimiz heyecanla kapının önünde bekliyorduk. Hemşirenin elindeki bebeği gördüğümde öyle mutlu olmuştum ki. Kalp yetmezliği olduğundan nefes alma sıkıntısı çekiyordu ama o gün o kadar umutluydum ki onu tamamen iyileştireceğimize. Kardeşimi kucağıma aldığım an da hemşirenin suratındaki ifadeyi gördüğümde o an hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını fark etmiştim.

Annem, kardeşimi doğururken ölmüştü.

Yanımda olan yengemden başka kimse yoktu. Babam bile işinden vakit ayırarak buraya gelmeye tenezzül etmemişti. Annemden sonra kendimi kardeşime adamıştım. Babam kendisini işe, kumara, içkiye vermişti. Ki önceden de böyleydi.

Ondan hem nefret ediyordum hem de çok seviyordum. Baskıcı bir insandı ve asla gözüne giremezdiniz. Her zaman başarılı olsam bile bir kere başarısız olsam o gün kesinlikle benim için en berbat günlerden birisi oluyordu.

Annem öldükten sonra benden derslerimde aynı başarıyı beklemesi çok acımasızcaydı. Yine derslerimde başarısız olduğum zamanlardan biriydi ve babamın bana sinirli olduğu günlerden birisinde kardeşimin kontrolü vardı. 2 yaşına gelmesine rağmen hastalığı hala kötü şekilde ilerliyordu. Babam evden çıkarken arkadan kapıyı kilitlediğinde şok olmuştum. Kendi anahtarımın olduğu kutuya baktığımda onu da aldığını görmüştüm. Dışarı çıkamamak umurumda değildi ama sağlık söz konusuydu. Diğer gün kardeşimi kontrole getirmeyi düşünsemde öyle olmamıştı..

Gece | Texting Where stories live. Discover now