The rest i can do without

246 27 9
                                    

      Merhaba Jongin,
  Bu gün eve geldin. Eşyalarını toplamak için olduğunu söyledin, ben de sana "Ben kendiminkileri topladım zaten gerek kalmadı" dedim. İlk başta anlam veremedin sonra evi sana bıraktığımı fark ettin ve hiç bir şey demedin zaten yüzüme bile bakmıyordun. Konuşurken duvarları, tavanı seyretmek bana bakmandan daha cazip geliyor sana sanırım. Evin anahtarlarını verip giderken bana seslendin. Adımı senden yeniden duymak nefesimi kesti Jongin, o iki saniyede aklımdan neler geçirdiğimi bilemezsin, barışmak isteyeceğinden tut üç günlük ömrüm kaldıya kadar bir çok şey söylebileceğini düşündüm. Ama sen "Viviyi nereye götürüyorsun ?" Dedin. İçimden o an cehennemin dibine orospu çocuğu istersen sen de gel demek geçse de demedim, sadece boş boş yüzüne baktım. Çünkü sana inanamıyorum Jongin. Sana cidden inanamıyorum. Son zamanlarda içimdeki öfke pimini o kasar sık çekiyorsun ki seni orada yumruklamadığım için bence kendini şanslı saymalısın. Biliyorsun sinirliyken kontrolden çıkabiliyorum. Sonra ne oldu biliyor musun ? Tabii ki biliyorsun senle yaşıyoruz bunları çünkü, kavga ettik. Sen Viviyi götüremeceğimi söyledin işte bu da pimini çektiğin bombanın patlamasına neden oldu. Neyseki sadece bağırışlar olarak çıktı bu patlama. Tanrım, hala ellerim titriyor sinirden. Bütün bunların üzerine bir de gelip bana eşyalarımı eksik almış gibi durduğum ile ilgili şeyler zırvaladın. Ve bağırışlar devam etti, yine de sana soramadım aslında o kavga tam zamanıydı ama ben yine de soramadım "Neden ?" Diye. Cidden iflah olmaz bir ödleğim.
Bütün bu olan şeylere rağmen neden senin yüzünü kafamdan atamıyorum, neden sana bu kadar kızgınken bile ne kadar güzel olduğun düşüncesini atamıyorum. Orada öylece birbirimize bağırıp kavga ederken içimdeki o özlem hissini neden atamıyorum ? Ama bu akşam eşyalarımı yeni evime yerleştirirken bunu iyice düşündüm ve kararımı verdim. Bu kararı verdikten sonra eşyalarımı yerleştirmeme bile gerek kalmadı çünkü pek uzun süre durmayacaklar. O eve de dönmeyecekler, ben de öyle, ben de dönmeyeceğim. O ev benim için "Geri kalanı olmadan da yaşayabilirim." Deyip kapıyı çarptığım an bitti.
  Yine de hala bize neden bunu yaptığını anlayamıyorum, aklım almıyor. Neden böyle can yakıcı olmak zorundaydı Jongin ? Yoksa senin canın yanmıyor mu ? Benimki çok yanıyor.  Maalesef hala seni seviyorum.
                
                                    Sevgiler, Sehun.

Somebody else || SeKai ||Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora