MH18

24.6K 924 611
                                    

18.BÖLÜM

"Oyun mu? Siz ukala hareketlerinizin adını gerçekten oyun mu koyuyorsunuz? Bu saçmalığa artık bir son verin. Ben Araf’ın yanına gidiyorum."

Daha fazla ısrar etmeyecekti yüzünden anlamıştım. Onu siniriyle baş başa bıraktığımda ise merdivenlerden yukarı çıkarken Araf’a durumu belli etmemek için hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışıyordum. Ayla bir yana unuttuğum bir sıkıntı daha vardı. Sahi Araf’ın odası neredeydi?

Hiç dolaşmamıştım bu evi, kendi odam, banyo ve mutfak dışında diğerlerinin yerlerini bilmiyordum. Rastgele bir kapıyı açtığımda arkamdan uzan el araladığım kapıyı kapatmaya yönelik çektiğinde korkudan yerimden sıçramıştım.

"Buradan güzelim. "

"Neden bu kadar sessiz geldin? Beni korkudan öldürüyordun az daha. "

Peşinden gelmemi bekleyen Araf’a gözlerimi dikmiş sertçe bakıyordum. Zaten ilk günden beri bitmemişti bizim şu kapı olayımız. Ya tam ben açarken geliyor aniden karşılaşıyorduk ya da benden önce davranıp koskoca kapıyı yüzüme vuruyordu.

"Neyi bekliyorsun Ada? "

"Kapılarla olan derdini çözmeyi. "

"Burası çok açıkta bence daha tenha bir yerde oturup beraber çözebiliriz. "

Dediğinde ince bir gülüş atıp odalardan birine girmiş ardından benimde gelmem için kapıyı aralık bırakmıştı. Neyi kast etmişti şimdi bu? Tenha da ne demekti.
Daha ilk günden böyle davranırsa çok işimiz vardı Araf beyefendiyle ama şimdilik aklından geçirdiği güzel sohbetin aksine onu canını sıkacak olan Balca konusunda uyarmaya gidecektim. Sonuçta Ayla’yı ve dediği saçmalıkları her ne kadar önemsemesemde dediklerinin gerçekleşecek düşüncesi bile korkutuyordu insanı.

Daha fazla beklemedim olduğum yerde. Araf’ın olan odaya girip kapıyı yavaşça örttüm. Üstündeki tişörtü yarı beline kadar sıyırmış yarasına bakıyordu. O kadar odaklanmıştı ki benim odaya girdiğimi bile fark etmemişti. Usulca yanına oturduğumda istemsizce benimde bakışlarım karnındaki bez parçasına gitmişti.

"Acıyor mu? "

"Biraz."

"Ne demek biraz Araf. Kalk doktoru çağıralım. "

"Ada sakin ol. Ne doktoru? "

"Yaran çok acıyor olmalı. Senin acımıyor demen biraz acıyor olduğunu, hafif acıyor demen az şiddetli, biraz demen gerçekten acıdığı, evet demen ise-"

"Bunu yapmam ise çok konuşuyor olduğunu gösteriyor. "

Lafını bitirir bitirmez dudaklarıma yapışmıştı. Ben ise yarı kalkmak üzere olan halimle şaşkınlıktan gözlerim kocaman açılmış, şok geçirmiş gibi hiçbir şey yapmadan dümdüz ileriye bakıyordum.

"Bak geçti. "

Olduğum yerde rahat oturur bir hâl aldığımda aradaki boşluğu kapatıp iyicene yanıma gelmiş sağ elimi tutmuştu. Utançla başımı hafif eğerken omzunun üstüne bırakmıştım kafamı.

"Bunu çok sık yapıyorsun. "

"Neyi? "

"Az önce yaptığın şeyi. Anla işte. "

"Belki de sadece seni çok özlüyorumdur."

"Sevgimizi böyle ifade etmemiz sence ne kadar doğru? "

"Neyi kast ediyorsun? "

"Ya anlık bir hevesse ve bir gün beni bırakırsan. "

"Ne kadar saçma sözler bunlar Ada. Sen iyi misin? "

MAFYANIN HİZMETÇİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin