21.BÖLÜM
"Ada sen iyi misin? Kağıdın birine bakıp neden ağlıyorsun. "
"Senin sayende. "
Elimin tersiyle gözlerimi silerken adresin doğruluğunu defalarca yokladım. İçimdeki ses bu sefer doğru olduğunu söylüyordu.
"Başardım Mia! "
"Biraz daha açık konuşur musun. Dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum Ada sen neyi kast ediyorsun."
Çenemden akan mutluluk göz yaşlarım bir bir zemini boylarken cevap vermeden gidip Mia’ya sarılmıştım. O ise bu durumdan hâlâ hiçbir şey anlamamış, yüzünde ki şaşkın ifadeyle ellerini yavaşça belime dolamıştı. Bir süre sonra toparladım kendimi. Artık bir açıklama yapmazsam yanlış anlaşılacak bu da Mia’yı şirket bilgilerini çalmam gibi konularda şüphelendirip olayları kötüye sürükleyecekti.
"Bak Mia. Benim bir ailem var, hemde gerçek bir aile. "
"Bunu bende biliyorum Ada. Hepimizin bir ailesi var elbet. "
"Onu kast etmiyorum. Anlasana artık onlara kavuşacağım aramızda hiçbir engel yok. "
"Her yıl görmüyor muydun zaten? "
Az kalsın Mia’ya saf damgası basacakken sakinleşmek için derin bir nefes aldım. Kızın dediklerimi anlamaması normaldi. Sonuçta Adnan’ın yaptığı pisliklerden haberi yoktu onun.
"Hayır. Adnan pisliği beni ailemle görüştürmüyordu. "
"O iyi biri gibiydi. Fakat senin yalan söyleyecek halin yok ya. Üstelik ölen bir adamın arkasından. "
"Canı cehenneme, adını ağzıma almak bile canımı yakıyor. "
"Peki şimdi ne yapacaksın. Çok zor bi durum bu. "
"Adres elimde sadece paraya ihtiyacım var. "
"İstersen ben halledebilirim. "
"Gerçekten mi? "
"Evet. Biz dostuz Ada seninle. On bin yeterli mi? "
"Çok teşekkür ederim Mia. Sen gerçekten mükemmel bir insansın. Ama unutma sana bunu geri ödeyeceğim."
"Önemli değil. Ne zaman istersen o zaman ödeyebilirsin. "
Tekrar sarılmıştım ona. Uzun zaman sonra birine bu kadar güven ve minnetle sarılmak mutlu etmişti beni. Bu arkadaşlık belki de Adnan’ın bana istemeden kazandırdığı tek iyi şey olabilirdi...
Önce bankaya gidip Mia kendi biriktirdiği parasından yeterli miktarda çektikten sonra bana vermişti. O parayı alana kadar beklediğimiz sıra süresince de hava iyice kararmış, yollar tenhalaşmıştı. Sabahı beklemek benim için iyi olacaktı fakat sabrım kalmamıştı geceden çıkacaktım yola.
Telefonumu cebimden çıkarıp dışına biraz bakındım, çok lüks değildi fakat kötüde denilemezdi. Elimde olan paranın hepsini yeni bir cihaza harcayamazdım. Kamerasına girdiğimde ise gerekli netlikteydi. Birkaç saniye odakladıktan sonra zarfın resmini çekip özelden Mia’ya yolladığımda kafamı yerden kaldırıp ona baktım. Son kez vedalaşmak için sahil kenarında lüks bir mekana getirmiş ve akşam yemeği ikram etmişti bana. Bir türlü bırakmamasının sebebini söylemese bile başıma bela dolanmasından korkuyor olmasıydı.
"Adresi sana da yolladım, eğer bir gün uğrarsan çok mutlu olurum. Ailemin bizi kavuşturan kahramanını tanıması gerekiyor. "
"Ada."
Derince nefes almış içindekini nasıl söyleyeceğini bilemiyordu. Kelimelerini beni kırmamaya yönelik seçerken susmaktan vazgeçti bir anlık.
"Adresin doğru olduğundan emin misin."
"Evet. Eğer yanlış olsaydı saçma salak bilgi yazan kağıdı neden saklasın ki? Bu yüzden sende endişelenmeyi bırak. "
"Haklısın aslında. "
Onu rahatlatmak için tebessüm ettiğimde eş zamanla saate baktım. Yeterince geç olmuştu. Üstümü düzelttim ve ayağa kalktım. Ardından Mia’ya dönmüştüm.
"Artık gitmeliyim. "
"Kendine iyi bak. "
"Sende."
Son kez sarılıp kapıya kadar eşlik etmişti. Birkaç dakika taksi bekledikten sonra otogara gidip en erken bileti almıştım. Şanslıydım, gideceğim yere otobüs vardı ve tamda on beş dakika sonra kalkacaktı.
Dakikalar sanki saat gibiydi benim için. Her saniye geçtikçe daha da durgunlaşıyordu zaman. Bende bunu fırsat bilip çok uzaklaşmamak şartı ile etrafa arayışa çıkmıştım.Önce paraları kaybetmemem açısından küçük boyda cüzdan, daha sonra sırf zamanın hızlı geçmesi için kıytırık kulaklıklardan ve şarj aleti satın almıştım. Geri döndüğümde ise kendime kızıyordum. Öyle ucu ucuna yetişmiştim ki az kalsın sabahı beklemek zorunda kalacak, birde yetmezmiş gibi geceyi geçirecek bir yerim olmadığı için sokakta yatacaktım. Yine de bu kızgınlığı bir kenara atıp boşvermeyi başarmıştım. Artık önümdeki tek engel bu aşacağım yollardı...
Araf’tan:
"O hizmetçi kız ne kadar bozuldu gördün dimi Ayla abla. "
"Gördüm Balca’cım ona da ders oldu. "
"Evet aşırı iyi bir ders oldu. Hem bir şey söyleyeyim mi-"
"Söyleme Balca! "
Saatlerce aynı şeyi dinlemeye artık dayanamamıştım. Sesimi yükseltip konuşmalarını bölmem ikisini de ürkütüp Balca’nın bozulmasına neden olmuştu. Birkaç saniye duraksadım, bu sessizlik iyiydi. Balca’nın bitmek bilmeyen dedikodusunu böldüğümden her ne kadar rahatsız olmasam da toparlamaya çalıştım. Hem evlenme teklifi edip hemde ilk günden pişman etmek istemiyordum onu. En azından dayanabildiğim kadar sürecekti bu oyun.
"Sabahtan beri Ada dışında ağzınızdan tek kelime çıkmıyor istifa etti ve gitti işte daha ne istiyorsunuz. "
"Muhabbet etmek suç mu Araf? "
"Değil ablacım ama maksadınız buysa film izleyeceğiz diye çağırmayacaktınız beni! "
Ayağa kalkıp masadan arabanın anahtarını almış ardından kapıya yönelmiştim. Gitmekle gitmemek arasında kalmıştım, acaba saatlerce durmadan arasam bulabilirmiydim ki Ada’yı. Kim bilir şimdi kalacak yeri de olmayabilirdi. Sırf bana olan öfkesi yüzünden çıkıp gitmişti evden buna adım kadar emindim. Kendimi kötü hissetmeme neden olan sorgulamam bitince durdum. Niye böyle oluyordum ki şimdi ben. Haksız da değildim. İlk önce kendi gelip hayatımdan çıkmak istedikten sonra başka bir kadına yer vermeme kızacak değildi. En azından buna hakkı yoktu.
Hatırladıkça sinirim tepeme çıkıyordu. Bu kadar kolay silip atan birini aramayacaktım. Beni silip atan birini ben hiç olmamışçasına sayardım. Üstelik sadece birbirini önemseyen insanlar arayıp sorardı. Ben ise onu önemsemediğimi gayet net söylediğime emindim. Silmiştim aklımdan bulma planını fakat eve de geri dönmeyecektim. Tek yapmam gereken kendime biraz zaman ayırmaktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYANIN HİZMETÇİSİ
AdventureBir kız zeki ve asi. Bir mafya sert ve tek ailesi olarak gördüğü ablası dışında herkese merhametsiz. "Umutlarımı yok ettin, hislerimi teninden birer birer çekiyorsun. Söyle bana sevdiğim, sahiden benden bu kadar nasıl nefret ettin?" #Başlangıç ➡ 22...