17. Bölüm

1.2K 103 98
                                    



Pekala bugün büyük gün, diye içinden geçirdi Chanyeol. Bugün Baekhyun'a soracaktı, bunu başarabilirdi. Zaten mezun olmuşlardı, tek istedikleri dünyanın sonuna kadar birlikte olmaktı. Daha fazla geciktirmeye gerek yok, bugün onu benim yapacağım... benim Baekhyun'um.

...

"Chanyeol bunları nereye koyayım?" diye sordu Jongin elindeki süslemeleri gösterirken. Kaisoo ve Hunhan çifti en yakın arkadaşlarına yardım etmek için Chanyeol'un arka bahçesinde toplanmışlardı. Bayan Park elindeki çatal bıçakları masaya yerleştirdi.

Sehun ağaçlara ışıklı balonları asmıştı, Luhan masaya Baekhyun'un en sevdiği çiçeklerden yerleştirmiş, müzik işini halletmişti. Jongin şarabı halletmiş, Soo'ya süslemelerde yardım ediyordu.

Her şey neredeyse hazır sayılırdı. Chanyeol saatine baktı, yaklaşık 45 dakika sonra minik sevgilisi kapıdan içeriye girecekti. Fazla heyecanlıydı Chanyeol, yukarı çıkıp üstünü değiştirmeye karar verdi. Aynasının karşısına geçti, beyaz gömleğini ve siyah kumaş pantolonunu üzerine geçirdi. Creed parfümünü aldı, kafasının üstünden boynuna doğru sıktı.

Düğmelerini ilikledi, saçındaki dalgaları düzeltti... hazırdı. Odasından çıkmadan önce ceketini de aldı ve cebine küçük kutuyu yerleştirdi.

Hızla merdivenden indiğinde herkes onu bekliyordu. Jongin ve Sehun ıslık çalarken Luhan ve Bayan Park gözlerindeki yaşları silmekle meşgullerdi. Kyungsoo ise sadece baş parmağını kaldırıp yakışmış demekle yetindi.

"Dostum, sence de bir şey unutmadın mı?"

Chanyeol telaşla üzerini kontrol etti, bir eksik yoktu.

"Tanrım Chanyeol, mor çorapların gerçekten çok iyiler ama Baek'e gerçekten böyle mi evlenme teklifi edeceksin?"

Ardından Sehun gülerek Jongin'le beşlik çaktı. Chanyeol'u taklit ederek konuşmaya başladı.

"Hey Baekhyun, beni ve mor çoraplarımı bir ömür boyu kabul eder misin?"

Herkes kahkahalarla yerlere yatarken Chanyeol hemen ayakkabılarını giydi ve tekrar aşağıya indi. Vakit geldi, diye düşündü. Sevgilisinin kapıyı çalmasına iki dakika kalmıştı.

"O zaman biz yerimize geçelim! Dediğim gibi işimiz bittikten sonra gidicez, sizin inlemelerinizi duymak istemiyorum, Tanrım!"

Kyungsoo yüzünü ekşiterek konuştu, arka odaya geçti ve arkasındakilerde onu takip ettiler. Bayan Park gelip son kez oğluna sarıldı.

"Tüm gece babanla dışarıda olacağız bizim için endişelenme tatlım."

Yanağını sıkarak oğlundan ayrıldı, kapıyı açtığında arkasındakini görmeden konuşmaya devam etti.

"Oh ve söylemeyi unutuyordum, prezervatif kullan Chanyeol."

Chanyeol elleriyle yüzünü kapadı, tam bağıracaktı ki onun sesini duydu.

"Merhaba Bayan Park, nasılsınız?"

"İyiyim bir tanem, iyi eğlenceler size ben kaçtım!"

Chanyeol Baekhyun ile göz göze geldiğinde bir an için sevgilisinin gerçek olamayacak kadar güzel olduğunu düşündü. Bir de annesinin söylediklerini duymamış olması için dua etti...

...

Hala kapının önünde duruyorlardı, Chanyeol Baekhyun'un konuşmasıyla kendine gelince konuşmaya başladı.

"Chanyeol hadi, gitmeyecek miyiz?"

Chanyeol uzanıp Baekhyun'un elini tuttu.

i just want to say that i love you || 𝗰𝗵𝗮𝗻𝗯𝗮𝗲𝗸Where stories live. Discover now