33. Bölüm

21 6 0
                                    

Steve, Megan'dan önce yatak odasına girerek incelemeye başlamıştı. Megan, tekrar çalan telefonuna bakıyordu. Arayanın Jackson olduğunu sanmıştı fakat arayan Carol'dı.

"Tatlım selam sabah etmeden sadece gelmek istiyorum. Adamımızın sol kol kasında küçücük bir iğne izi mevcut. Kanının tahlilinden çıkan sonuca göre, sağlam bir narkotikle bayıltılmış. Sonuçlar yeni ulaştı."

"Ne kullandığı hakkında bir fikrimiz var mı?"

"Evet, Ketamin kullanmış."

Megan, bir müddet sessiz kalarak Carol'un bu maddeyi açıklamasını bekledi.

"Bildiğimiz anestetik bir madde aslında. Kasına enjeksiyonla zerk edilmiş. Adam bilinçsiz kalınca da eylemini gerçekleştirmiş."

"Nerede zerk edildiğini bir bulabilsek."

"Bundan sonrası senin Meg, şans diliyorum."

"Sağ ol canım."

Megan bir an banyo dolabındaki malzemeleri düşündü. Malzemelerin içinde herhangi bir ampul veya enjektör kalıntısı yoktu. İlaçları analiz ettirirsek bir şey çıkar belki, diye düşünerek Steve'in yanına girdi.

"Efendim maalesef olağan dışı bir şey görünmüyor. Yatak bozulmamış, yani kurbanımız gece burada değilmiş, ya da yataktan kalkmamış diyelim."

"Elbise dolabında göze çarpan herhangi bir şey?"

"Benim dikkatimi çeken bir şey yok. Dilerseniz siz de bir göz atın."

Meg, cebinden bir kalem çıkararak elbiselerin aralarını açarak baktı. Herhangi bir gariplik yoktu. Adamın zaten 2 tane sportif yapısına uygun bir şekilde slim kesim olduğu belli olan takım elbisesi vardı. Gerisi çoğunlukla spor kıyafetlerdi. Dolabın diğer kısmı zaten boştu. Karısından kalan elbiseleri evsizlere yardım eden kuruluşlara vermiş olabilir, diye düşünmüştü. Diğer odalarda ilginç bir şey görememişti. Kahretsin ev çok düzenliydi. Çalışma odasına girdiklerinde masanın üzerinde duran dizüstünden başka dikkat çeken bir şey görememişti. Ekranı kapalı olan dizüstünün ön taraftaki güç ışığı hâlâ açık olduğunu belirten bir şekilde güçsüzce yanıp sönüyordu. Megan bir umutla ekranı açtı. Ekranda bir sosyal paylaşım sitesi açık bir şekilde bekliyordu. Sosyal medyadan fazla anlamayan Meg, hemen telefonuna sarılarak Jackson'ı aradı.

"Jackson?"

"Buyurun efendim?"

"Burada, adamın çalışma masasında bir dizüstü bulduk. Hâlihazırda bir sosyal paylaşım sitesi açık şekilde. Ne yapmamı istersin?"

"Basit efendim, sağ alt köşede, saatin yanına fareyi getirdiğiniz zaman bir pil durum göstergesi vardır. Eğer 1 saat ve üzeri bir durumdaysa, söküp incelemem için bana getirebilirsiniz."

Megan bunları dinlerken bir yandan da Jackson'ın tarif ettiklerini bir şey kaçırmadan yapmaya çalışıyordu.

"Evet gördüm, yaklaşık 118 dakika yazıyor."

"Tamam efendim, prizden çıkararak buraya getirebilirsiniz."

"Tamam Jack sağol."

Dizüstü bilgisayarı dikkatlice prizden çıkaran Meg, artık bu teknolojik aletlerden bir tane alması ve öğrenmesi gerektiğini biliyordu. Komik duruma düşmüştü yine. Emniyette kullandığım bilgisayarla alakası yok, demişti içinden. Dizüstü bilgisayarı söktükten sonra, Steve'e dönerek, "gidelim Steve," demişti. Kapıyı çekerek kapatmışlardı. Kapıya çıktıklarında dizüstü bilgisayarı ona uzatarak çöp konteynırına yaklaştı. Hafifçe içine uzanarak garip bir durum olup olmadığına baktı.

"Sanırım cinayet burada işlenmemiş, bilgisayardan çıkacaklara bakacağız ve umarım adamın arabasını buluruz."

Steve hiçbir şey söylemeden dizüstü bilgisayarı Meg'e uzatmıştı.

"Bekle Steve, bagajdan bunu taşımak için bir çanta alayım. Ne olur ne olmaz el sürmek istemiyorum. Üzerinde bir şey bulacağımızı düşünmesem de. Kırmızı Hondanın flaşörleri yanıp sönerek aracın kilitlendiğini haber vermişlerdi.

"Steve komşularını kısaca sorgulayalım. Sorgularken resmi kıyafetinle yanımda olursan kimlik çıkartmaya gerek kalmayacaktır."

"Tamam efendim."

Meg, bunu Steve'den bunu isterken daha çok güvenliğini düşünmüştü. Komşuları sorgulamaları fazla uzun sürmemişti. Kar yağışından dolayı herkes sıcak evine çekilmiş, komşularını dikkatle gözleyen gizemli gözler ortaya çıkmamıştı. Son eve geldiklerinde Meg, umudunu iyice kesmişti. "Bunlardan bir şey çıkmayacak," düşünüyordu. Kapıyı açan orta yaşlı kadın şaşırtıcı bir şey söylemişti. Duyduklarına hem Megan hem de Steve epey şaşırmışlardı:

"Yatmadan hemen önceydi sanırım, son bir sigara içmek ve verendaya bıraktığım çöpü, çöp konteynırına atmak istemiştim. Ağzımda yaktığım sigara ve elimde çöp olduğu hâlde okağın karşısında bulunan konteynıra ilerledim. Dönerken yan komşumuz Robert'ı gördüm. Son derece dalgın yürüyordu. Kafasında çoğu zaman taktığı beyzbol kasketi vardı. Elinde de ince uzun bir paket bulunuyordu. Eşiyle yakın arkadaştık. Bu dostluğun hatırına, iyi geceler Rob, diye seslendim ama beni duymadı. Ben de önemsemeyerek verendaya geçtim ve sigaramı içmeye devam ettim. Hemen sokağın başında bulunan arabasının bagajına elinde olan paketi koydu ve atkısını arkaya doğru atarak arabasına bindi. Tüm gördüğüm bu memur hanım."

"Peki gece dönüp dönmediğini gördünüz mü?"

Kadın kafa sallayarak, görmediğini söylemişti.

"Sabah sütçünün kapıya bıraktığı sütü alırken bir polis arabasının beklediğini fark ettim. Onun dışında bir şey görmedim."

"Peki nereye gitmiş olabileceğine dair bir fikriniz? Mesela bir sevgilisi var mıydı bildiğiniz, ya da herhangi bir kulübe veya bara takılır mıydı?"

Kadın tekrar kafa sallamıştı.

"Eşi öldüğünden beridir pek görüşmedik. Sadece beni ve eşimi, rastladığı zaman selamlaması haricinde. Biz o üzerine atılı suçları işlediğine hiç inanmadık bu arada. Lütfen katilini bulun. Sizden rica ediyoruz."

"Anlıyorum sizi. Merak etmeyin, tüm emniyet bunun peşinde. Peki, yardımlarınız için tekrar teşekkür ederim."

Kadın, bir süre kapıyı kapatmadan merakla arkalarından bakmaya devam etmişti.

OrganizeWhere stories live. Discover now