Acıyla çalan bir telefon sesi. Telefonun ucunda telaşlı bir ses tonuyla konuşmaya çalışan bir kişi:
- Efendim, İstanbul, İzmir, Ankara vuruldu. İnsanlar ölüyor, halkımız panik içerisinde sağa sola kaçışıyorlar. Ne yapacağız efendim…
- Sakin ol Devlet Bey! Savaşa girerken bunların olacağını zaten biliyorduk. Yapacak bir şey var o da sonuna kadar kahramanca savaşıp, onurlu bir şekilde ölmek, şehit olmak. Kapat telefonu ve derhal kriz masası toplantısı için komutanları ve yardımcılarımı çağır.
Telefonunu kapatan Devlet Başkanı Recep Tahsin BİLGEHAN, kendisi için hazırlanmış olan özel sığınaktan özel hazırlanmış yüz maskesiyle korumalar eşliğinde çıktı ve savaş öncesinde toplantıların yapılması kararlaştırılan özel bir odaya geçti. Yerin altına inşa edilmiş füzelere ve bombalara karşı son derece dayanaklı bir yer inşa edilmişti. Çünkü savaş ortamında yerin üstü pekte güvenli olmayacaktı. Kısa bir süre sonra bir ülkenin kaderine yön veren yönetici ve askeri yetkililer özel odaya kendileri için yapılmış maskelerle geldiler. Çünkü ABD savaşı kısa sürede bitirmek için Başkanı, bürokratları ve komutanları hedef olarak seçiyordu. Bu taktiği Irak, Libya, Suriye savaşlarında açık ve net bir şekilde gördük ve biliyoruz.
- Evet arkadaşlar, savaş yeni başladı ve ilk bombalar, füzeler halkımıza ve şehirlerimize zarar vermeye başladı. Sizlerden kısa bir durum değerlendirmesi yapmanızı ve bundan sonra neler yapılabileceği hakkında bilgi almak istiyorum.
Konuşmaya ilk önce deniz kuvvetleri komutanı Oramiral Murat BİLGEL başladı :
- Sayın başkanım, bence öncelikle ABD'yi saf dışı etmenin yollarını belirlememiz gerekiyor. Eğer ABD'yi savaş dışına itebilirsek bu savaşı kazanma şansımız çok yüksek olur. Bu durumda Avrupa ülkelerinin ve İsrail'in savaşma arzuları da kırılacağı için her şey lehimize dönebilir.
- Peki planınız nedir komutanım?
- Efendim, ABD'nin en güçlü yanı malumunuzdur ki donanması. Denizlere hakim olan bu savaş gemilerini yok edebilirsek ABD'nin eli kolu bağlanır. Çünkü gemilerden kalkan savaş uçakları, mevzilerimizi, şehirlerimizi, stratejik öneme sahip alanlarımızı bombalıyor. Aynı şekilde savaş gemilerinden ateşlenen füzeleri de sayarsak, ben derim ki savaş gemileri acilen imha edilmelidir.
- Peki bunun için bir planınız var mı?
- Evet efendim. Bölgemizdeki gerginliklerden dolayı çıkabilecek muhtemel bir savaşta üstünlüğü sağlamak için geç yıl bunun planını yaptım. Hatta mühendislerime sizden bile habersiz çok özel bir denizaltı yaptırdım. Deniz altılarımız sayesinde bu savaş gemilerinden kurtulacağız. FSM 1453'ün İsrail denizaltısını nasıl yok ettiğini hep birlikte gördük. Kendisini ispatlamış bir denizaltıya sahip olduğumuzu biliyoruz.
- Ama ABD savaş gemileri ve deniz altılarının gelişmiş radar sistemleri, bizim deniz altımızı tespit edip imha etme durumu konusunda ne düşünüyorsun?
- Bence İsrail küçük Amerika demektir. Eğer İsrail deniz altıları bunu tespit edemediyse ABD donanması da edemez. Riski göze almadan savaş kazanılmaz.
- Anlaşıldı, derhal planınızı uygulayın general!
- Emredersiniz efendim!
-Kara Kuvvetleri Komutanı olarak siz ne düşünüyorsunuz ?
Orgeneral Çağrı KILIÇARSLAN?
- Efendim, kara birliklerimiz ABD deniz piyadelerinin karadan yapacağı çıkarma harekatına karşın gerekli tedbirleri aldı. Çünkü sadece havadan bombardıman yaparak bir ülke savaş dışına itilemez. Bu nedenle savaşın ileriki günlerinde ABD ordusu mutlaka kara harekatına başlayacaktır. Fakat asıl tehlikenin içeriden gelmesi noktasında bazı endişelerim var efendim. 1900'lü yılların başında nasıl ise, şimdi de ABD, Güneydoğudaki Kürt vatandaşlarımızı Büyük Kürdistan Devletini kurma vaadiyle ayaklandırabilir. Neticede gerekli topraklar komşu devletlerden alındı. Sadece İran ve Türkiye'den toprak alınmadı. “İşte size fırsat, bizimle birlikte savaşın devletinizi kurun” deyip iç savaş çıkartabilirler. Bence düşmanlarımızın ajanları bunun alt yapı çalışmasını da yapmışlardır bile.
- Bu söylediklerine az da olsa katılıyorum. Fakat Kürt kardeşlerimizin % 99' u bu oyuna gelmeyecektir. Ben buna inanıyorum.
- Mit Müsteşarı sayın Abdülmecid CİHANGİR siz Ne dersiniz bu konuda?
- Efendim, biz bu ve buna benzer konular ile ilgili yıllardır bir takım çalışmalar yaptık zaten ve böyle bir sorunla karşılaşma durumunu da göz önüne alarak orada ülkesinin birlik ve beraberliğine sadakatle bağlı aşiretler ve korucu aileleri tespit ettik, konuştuk, ikna ettik ve söz aldık. Kesinlikle bir iç savaş durumu olmayacağını, olsa bile kendileri hayatları pahasına olsa bile buna izin vermeyeceklerini ifade ettiler. Fakat son günlerde edindiğimiz istihbarat çalışmaları sonucunda elde ettiğimiz veriler bize, ileriki günlerde Cafer Merdani'ye bağlı 30.000 kişilik bir Peşmerge ordusunun karadan ülkemize saldıracaklarını gösteriyor. Zaten Kuzey Irak'ta halk aylar öncesinden kuru gıda stoku yapmaya başlamıştı. Halk arasında savaş söylentileri konuşulmakta. Merdani geçen hafta savaşın tarafı olmayacağız dese bile biz buna asla inanmıyoruz. Kara ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile bu tespitlerimizi paylaşarak gerekli tedbirleri aldık .
– Zamanında bu Merdani’nin kafasını ezmeliydik. Çok büyük yanlışlar yaptık. Eğer gerçekten Merdani böyle bir hata yaparsa, onlara acımak yok. Gerekirse nükleer başlıklı füzelerde kullanacaksınız, o ordu sınırdan içeri girmeyecek anlaşıldı mı komutan!
- Emredersiniz efendim. Siz hiç merak etmeyin.
- Bir daha toplantı yapma şansımız olmayabilir. Eğer bana bir şey olursa tüm yetkiler ve emir komuta Önce Devlet Bey'de daha sonra sırasıyla Kara- hava - Deniz komutanlarındadır. Hadi bakalım gazamız mübarek olsun. Allaha emanet olun. Yaşasın Türk ve İslam alemi, Yaşasın Türk Milleti, Türk Vatanı….
“Sakın gevşemeyin ve üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. O sizin amellerinizi eksiltmeyecektir.”
MUHAMMED SURESİ / AYET 35
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gri Günler
General Fiction2023 yılında Kudüs büyükelçisi Selahaddin EYYÜBOĞLU'nun başından geçen olaylar ve ülkemizin verdiği destansı var olma mücadelesi anlatılmaktadır.
