37. BÖLÜM NANKÖRLERİN ACI SONU TÜRKİYE/ DİYARBAKIR 25 MAYIS 2023

5 1 0
                                    

Irak ve Suriye topraklarında IŞİD+PYD+PKK militanlarından oluşan koalisyon terör güçleri Arap Milli Birlik Ordusu ile kesintisiz savaşırlarken sıcak bölgeden sınırımızı geçerek Diyarbakır'a gelen üst düzey IŞİD+ PYD+PKK yöneticileri acil durum koduyla toplantı yapıyorlardı. Durum beklenenden daha vahim gözüküyor, önlem alınmaz ise sonuç olarak Büyük Kürdistan (Büyük İsrail) olarak kurdukları devletçik girdiği ilk savaş sonrası yıkılabilirdi.
PYD Kuzey Irak Kanton sorumlusu Neçirvan SELAMİ toplantıya başlamak için kısa bir ses akort ayarı yaptıktan sonra:
- Büyük dava Arkadaşlarım, hepinizce malumdur ki, savaşın gidişatı şu an için aleyhimize gözüküyor. Burada alacağımız kararlar ile savaşın akışını değiştirebilir hiç olmazsa savaş sırasında ve sonrasında sınırlarımızı koruyabiliriz. Bu nedenle alınan kararlar çok önemli olacak ama asıl önemli olan aldığımız bu kararları büyük bir ciddiyetle ve kararlılıkla uygulamaktır. Ne pahasına olursa olsun uygulamalıyız. Bu nedenle sırayla görüşlerimizi paylaşmalıyız. Sizleri dinliyorum.
IŞİD Türkiye Gençlik yapılanması sorumlusu Abdul el CEBEL, uzun siyah, kirden birbirine karışmış sakalını sıvazlayarak söze başladı.
- Biz örgüt olarak 2014 yılından bugüne kadarki zaman diliminde Türkiye'de yapılanmamızı ve yerleşmemizi üst düzeyde tamamlamış bulunmaktayız. Adamlarımız halkın arasına karışmış, onlardan biriymiş gibi yaşamaktadırlar. Gelecek emirler doğrultusunda uyuyan hücreler uyanacak ve kanlı eylemlere başlayacaklardır. Şu an için Arapların kurmuş oldukları orduyu yenmek için canla başla mücadele ediyoruz, fakat İsrail ve ABD'den yardım alamıyoruz. Sebebi ise Türkiye ile savaşmaları. Ve bana ulaşan son habere göre Türk denizaltıları, Akdeniz'de ABD'ye ait hem deniz altılarını ve hem de Deniz kuvvetleri donanmasını tamamen yok etmişler, hepsi denizin dibini boylamış. Güya denizden karaya saldırı yaparak; gerek füzelerle, gerekse donanmadan kalkan jetlerle bize destek vereceklerdi. ABD ordusu tüm gücüyle Türkiye'yi savaşın dışına itmek için saldırıyor. Bizi düşündükleri falan yok. Bu durumda ben Türkiye' deki tüm militanlarıma İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya , Adana , Trabzon, Samsun gibi kritik şehirlerde bombalama ve saldırı eylemlerinde bulunmaları için emir verdim. Ülkede dehşet saçacağım. Köprü, otoyol, tren yolu gibi ulaşım ağlarına saldırılar düzenleyerek ulaşım ağlarını çökerteceğim. Militanlarım hücre evlerinden çıkıp sokaklara inecek ve insanlara dehşeti tattıracak, silahları cadde ve sokaklarda ölüm kusacaktır. Türk halkı korku ve panik içinde feryat ederken en yakınlarının ölümlerine şahit olacaklar ve ülkeyi yönetenlere savaşı bitirmeleri için psikolojik baskı yapacaklar. İçerden ve dışardan yapılan saldırılarla kısa sürede Türkiye ateşkes isteyecektir. Ve bizlerde ideallerimize kavuşacağız. Diyeceklerim bundan ibarettir.
Neçirvan SELAMİ:
- Sen ne dersin Halo! Konuşta bir de seni dinleyek
Kısa boylu, şişman, çatık kaşlı, palabıyıklı, kara gözlerinde kapkara kin ve nefret okyanusu taşıyan PKK' nın şehir yapılanması sorumlusu Diyarbakırlı Halo, asıl adı "Haldi Jeremy NARTUKYAN" homurdanarak söze başladı.
- Biz de boş durmuyoruz herhalde... Kandilde bulunan 10 bin militanımız şu an için kuzey Irak'ta vatan savunması yapmakta. İhtiyaten Hakkari ve Diyarbakır dağlarında toplamda 5 bin askerimiz daha vardır. Doğu İllerinde toplamda 3 bin civarında her an savaşa hazır gençlerimiz emir beklemektedirler. Ben de Türkiye'de bir iç savaş çıkmasından yanayım. Türkiye zor durumdadır. İçerden de bizler saldırırsak hem eyaletlerimizin bağımsızlığını kazanmasını sağlar, kuzey ile birleştiririz ve hem de Türklerin bu savaşta mağlup olmalarına yardımcı oluruz. ABD yanında değerimiz artar, konumumuzu güçlendiririz. Şimdi tam zamanıdır. Baskınlar yapalım, bombalar patlatalım, önemli devlet adamlarına suikastler düzenleyelim ve böylelikle kaos oluşturup Türk Ordusunu yıpratalım. Özellikle insanların toplu olarak yaşadıkları, bulundukları yerlerde, AVM, metro, pazar yerleri, eğlence merkezleri gibi yerlerde bombalar patlatarak insanlar üzerinde korku ve psikolojik baskı oluşturalım. Moral değerlerini yok edelim. Ülkelerine olan güvenlerini kaybetsinler. Bu sayede daha büyük bir kaos ortamı meydana getirmiş olacağız. Kendi devletimizi kurmanın vakti geldi, bundan daha iyi bir fırsat olamaz.
Neçirvan SELAMİ:
-O halde arkadaşlar derhal harekete geçelim. Yönetimimizde bulunan gerillalara emirlerimizi iletelim. Şimdiden zaferlerinizi kutlarım.
Güzel temennilerle üç bölücü, hain, kan emici, sırtlan karakterli adam toplantıdan çıkıp, Diyarbakır'ın ara sokaklarında kayboldular. Birkaç gün sonra terör örgütü PKK ve IŞİD mensupları emellerine ulaşma sevdasıyla aldıkları emirleri yerine getirmek için kanlı eylemlerine başladılar. Ve ilk olarak 30 kişilik bir PKK grubu Diyarbakır'ın Lice ilçesindeki karakola uzun namlulu silahlarla ve geri bölümde ise havan toplarıyla saldırdılar. İlk ateş sonucu nöbet tutan polis şehit düştü. Kahraman Türk polisi anında karşılık verdi.
Polisimiz hain teröristlerle kahramanca vuruşurken aynı zamanda telsizden yardım çağrısında bulunuyordu.
-Kahraman 1, saldırıya uğradık.
-Kahraman 7, durum nedir?
-Kahraman 1, ağır silahlarla saldırıya uğradık. Nöbet tutan polisimiz şehit oldu.
-Anlaşıldı, olay bölgesine acilen ekipleri yönlendiriyorum. Takviye kuvvetler kısa sürede orada olacak aslanım. Dayanın...
Telsiz çağrısını Kandildeki mağarasının önünde dinleyen yılanlardan daha aşağılık olan Kurat Çarayılan çok mutlu görünüyordu. Yanındakilere:
- Benim aslanlarımın neler yapabileceğini tüm dünyaya göstereceğim. Bugün bu çatışmada en az 15 polis ölmüş olmalı.. Türk Devleti benim elime geçecek. Anadolu bizim olacak. Yavaş yavaş filmin son perdesine geliyoruz
Lice ilçesinde çatışmalar devam ederken % 100 yerli üretim olan Atak Helikopterleri yardıma gelmişti. Bölgeye askerlerden de takviye güç yollandı. Havan topları isabet eden karakol tanınmayacak haldeydi. 2 saat süren çatışma sonucunda 7 polis şehit oldu, 17 terörist öldürüldü. Diğer teröristler ise geldikleri dağlara kaçarak izlerini kaybettirdiler. PKK ile yaşanan bu çatışmalar Lice ile sınırlı olmayıp, aynı saatlerde Hakkari, Şırnak, Siirt, Bingöl, Van ve Tunceli illerinde ve ilçelerinde çatışmalar başladı. İpleri Amerika'nın ve İngiltere'nin elinde olan PKK terör örgütü Türkiye'nin savaşa girmesini fırsat bilip, yıpratma, zayıflatma ve zamanla teslim olma noktasında güzel ülkemizi Haçlı ordularına kanlı elleriyle hediye etmek istiyordu. Eylemleri her geçen gün daha da adileşiyor ve kahpeleşiyordu. Sadece karakollara değil hastaneler başta olmak üzere diğer devlet kurumlarına da saldırıyor asker ve polis ile birlikte sivil vatandaşlarımızı da öldürüyorlardı. Yollara döşenen yüzlerce tonluk mayınlar tam bir ölüm makinesi gibi çalışıyor, polis ve askeri araçlar geçerken patlatılıyor ve güvenlik güçlerimizi topluca katlediyorlardı. Bununla birlikte şehre gelip yerleşen örgüt mensupları ile dağdan inenler birleşip 10.000 kişilik militan ordusunu oluşturdular. Bu rakam Türkiye Cumhuriyetinin kendi içinde çok ciddi bir tehdit ile karşı karşıya olduğunun apaçık bir göstergesiydi. Bu militanlara da bir de az sayıda da olsa kandırılmış Kürt gençlerinden katılımlar olduğu için sayı 12.000-15.000 civarında bir seviyeye ulaştı. ABD ve Tüm Avrupa ile savaşan Türkiye Devleti, ülke içinde gerçekten hızlı ve etkin bir tedbir almayı gerektiren sosyolojik bir durumla yüzleşiyordu. Buna rağmen Kürt halkının % 99'u Türkiye Cumhuriyeti Devletinin safında yer almayı tercih etti. Diyarbakır başta olmak üzere (özellikle Güneydoğuyu Suriye'deki Merdani' nin yönettiği Kuzey Irak'a bağlanması için ayrı bir öneme sahip olan) Cizre- Şırnak hattı boyunca, Siirt, Hakkari, Bingöl ve Van illerinde Caddelerde ve ara sokaklarda binlerce PKK mensubu, asker ve polisle sıcak çatışmaya girmiş sözde Kürdistan'ı kurmak için aralıksız çatışıyorlardı. Asker ve polis özellikle havadan F16 ve Atak, Skorsky helikopterlerinin desteği ile saldırı üstünlüğünü ele geçirme gayretindeydi.
- Güven 32, son durum nedir?
- Güven 30, şu anda sivil vatandaşları kendine kalkan yapmış, evlere sızmış terör örgütü mensuplarıyla çatışmalar aralıksız devam ediyor.
- Güven 32,Şehit var mı?
- Güven 30, 13 şehidimiz var.
- Güven 32, sivil kayıp var mı?
- Güven 30, tahmini 40-50 civarında, ölüm sebebinin çoğu PKK teröristlerine evlerini açmayan, kendilerine kullandırtmak istemeyen vatandaşlarımıza yönelik saldırılarından kaynaklanıyor. Bazı evlerde bomba patlamalarına, bazı evlere girdiğimizde hane halkının katledildiğine şahit olduk.
- Anlaşıldı Güven 32. Kaç terörist ölmüş olabilir?
-Güven 30, tahmini olarak söylemek gerekirse, hava kuvvetleri saldırıları ile beraber 300-500 arası düşman unsuru yok edildi diyebiliriz.
- Anlaşıldı Güven 32 tamam, Allah yar ve yardımcınız olsun.
- Anlaşıldı Güven 30 tamam.
Şehirlerden gökyüzüne yükselen dumanlar komşu ülkelerden görünür haldeydi. Caddelerde yüzlerce ceset olduğu halde kimse aldırış etmiyor, her iki tarafta hedefe kitlenmiş vaziyette savaşmaya devam ediyorlardı. İnsanlar sağa sola kaçışıyor çocuk ve kadın sesleri mermi seslerinde kayboluyor, Doğu Ve Güneydoğu Bölgemiz de bir Irak, Suriye ve Libya 'yı andırıyordu. Bu ülkeler 20 yıldan beri iç savaş yaşıyor, kardeş kardeşi öldürüyor ve öldürmeye de hala devam ediyorlardı. Hiçbir zaman akan kanı durdurmayı düşünmediler. Belki de düşünmelerine fırsat vermediler. Aynı senaryonun yeni versiyonları başka aktörleri kullanarak şimdi de Anadolu topraklarında sahnede gösterime sunuldu. İslam'ın son kalesini de ele geçirmek için haçlı orduları tüm güçleriyle son bir taarruza geçtiler.
Yıllarca Kürt halkının, haklarını savunduklarını iddia eden eli kanlı adi örgütün, gerçek yüzünü Kürt halkı ikinci kez açık ve net bir şekilde gördü ve öğrenmiş oldu . (İlki 2015yılında yaşanan çatışma olayları) Öğrenmek çok pahalıya mal oldu belki ama bu durumu gelecek yıllar adına da bir kazanç olarak görmemiz gerekmektedir... Gerçeği gören halk, Türk askeri ile yan yana ve omuz omuza savaşarak kendi yaşadıkları toprakları kalleş, katil ve kiralık PKK örgütünden temizlemek için kanlarını dökecek ve canlarını feda edeceklerdi. PKK, Doğu ve Güneydoğu illerimizde hem militanları ile sokak çatışmalarında asker ve emniyet mensuplarımız ile çatışırken, IŞID denilen acımasız terör örgütü de büyükşehirlerde vatandaşlarımızın kalabalık olarak yaşadığı metro, avm, gar ve yolcu terminalleri gibi yerlerde canlı bombalar patlatmaya başlamıştı.
Ve IŞID, ilk bombayı Atatürk Kültür Merkezinde patlattı. Neden ve niçin? Burası neden seçilmişti? Atatürk isminin değerinden dolayı mı? "Cumhuriyeti sen kurdun ama Cumhuriyeti emanet ettiğin Türk Milleti ve Türk Gençliği emanetine sahip çıkamadılar." "Ey Türk Milleti! Bakın işte biz istediğimiz yerde istediğimiz şekilde bomba patlatabilecek güçteyiz. Nerde sizi kurtaracak Atatürk? Hadi gelsin de sizi kurtarsın?" Dercesine... Ya da halk üzerinde büyük bir psikolojik yıkım oluşturarak, vatana sahip çıkma noktasında halkın direncini kırmak mı? Her ikisi de olabilir. Her ikisinin de anlamlı ve önemli bir karşılığı var çünkü....
Patlama o kadar şiddetli olmuştu ki, zemin katta binayı ayakta tutan ana kolonların yarısı yıkılmıştı. Bu nedenle bina yan yatmış vaziyette idi. Titanik'in son 1 saatteki durumuna çok benziyordu. Hemen hemen tüm katlardaki camlar kırılmış, salonların bir çoğu yerle bir olmuştu. Anlaşılan tüm katlara bomba düzeneği yerleştirilmişti.. Oluşan manzarayı anlatmaya yürek dayanmıyor, kelimeler yetersiz kalıyordu. Patlamanın etkisiyle vücudu parçalanmış insanların organları etrafa savrulmuş, duvarlara insan kanından resimler çizilmişti adeta. Bu görüntü bir insanın hafızasından kolay kolay silinecek türden değildi. Bazı insanlar ise yanan vücudunu söndürebilmek ümidiyle ve çabasıyla, sağa-sola koşuyor, kendini duvarlara vuruyor ve acı içinde ölüyordu. Panik, korku ve kaosun hakim olduğu binada insanlar amaçsızca koşuyor, binanın pencerelerinden kendilerini boşluğa bırakıyorlardı. Akıl hakimiyetini kaybetmiş, sinirsel depresonik travma beyni ele geçirmişti. Şuurunu kaybetmiş insanlar belki kurtulurum ümidiyle olsa gerek binanın tepesinden aşağıya, caddeye kendilerini atıyorlardı. Kimi insan parçalanarak, kimisi yanarak, kimisi de molozların altında kalarak can vermişti. Sağ kalan çok az insan ise diğer yaralıları da yanına alarak binanın yıkılan duvarlarının arasından zor zahmet çıkarak caddeye ulaşıyorlardı.
Beş-sekiz dakika gibi kısa bir süre içinde olay mahalline Polis, itfaiye ve ambülanslar sevk edildi. Altı ambülans, beş itfaiye aracı ve 12 polis ekibi olay mahalline geldi. Polis binanın etrafını güvenlik çemberine almış, caddeyi trafiğe kapatmış, giriş ve çıkışları yasakladı. İtfaiye patlamanın yaşandığı binada söndürme çalışmalarını en hızlı bir şekilde yapmaya gayret gösteriyordu. İtfaiye erleri bir yandan alevleri söndürmeye çalışırken, diğer yandan bazı itfaiye erleri de binaya girerek yaralıları kurtarmaya çalışıyordu. Yaklaşık on kadar kahraman itfaiye eri binaya girmiş ve toplamda sekiz yaralıyı binadan çıkarmışlardı.
- Ben Kanal F haberden Melis ÇOKBİLİR, şimdilik olay yerinden aktaracaklarımız bu kadar. Gelişmelerle tekrar saat başında görüşmek üzere hoşça kalın.
- Ben NTV haberden Fırat GÜRKAN, elim verici olaydan aktaracaklarımız şimdilik bu kadar.
- Ben TRT haberden Sami GÜÇLÜSES, Atatürk Kültür Merkezinde yaşanan bombalı eylemde bir çok vatandaşımız hayatını kaybetti. Çok sayıda yaralı var. Manzarayı anlatmaya dilim varmıyor. Tekrar görüşmek dileği ile....

"Ceza yolu ancak insanlara zulmedenler ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenler içindir. İşte onlar için acı bir azap vardır." ŞURA SURESİ AYET 42

Gri GünlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin