꧁21꧂

89.1K 6.1K 1.4K
                                    

Bu bölüm yorum yağmurunu fazlasıyla hak ediyor. Hak edene hakkını verelim

💫Biz💫

"Sadece Fidan mı avukat?"

"Hayır!"

Tek hece ve her harfi cesaret dolu küçük bir kelime. Kendi hayatına şekil vermek için tek bir şansı vardı Rojbin'in. Onu da kullanmak için doğru zamanı bulduğunu düşünüyordu.
Alparslan bakışlarını üzerinden çekmezken gelecek soruyu merakla bekledi ama beklediği gibi olmadı.
Karşıdan gelen tanıdık bir sima hızlı adımlarla kendilerinin dibinde biterken yüzbaşının omuzları sinirle gerildi.

"Rojbin!"

"Cengiz! Burada ne işin var?"

Alparslan yanında sinirden gerim gerim gerilirken Cengiz'in de ondan geriye kalır yanı yoktu. İkiside birbirlerine karşı oldukça öfkeliydi.

"Cemile hanım, babaannenin durumunu söyleyince bende uğramak istedim."

Burada hangi hakla demek istesede
susmak zorunda kalan Rojbin, iş arkadaşı olarak kendisini ziyaret eden birine bu şekilde karşılık veremeyeceğinin bilincindeydi. Yarın işe gidemeyeceği için Cemile hanıma haber veren Rojbin gerekçe olarak babaanesinin durumundan söz etmek zorunda kalmıştı. Tabi onunda gecenin bir köründe kalkıp da başkalarını arayacağını tahmin edememişti.

"Teşekkür ederim Cengiz, lakin saat epeyce geç olmuştu keşke zahmet etmeseydin."

"Olur mu öyle şey, biz seninle arkadaşız aramızda her ne yaşanmış olursa olsun."

Son kelimelerini yüzbaşıya bakarak söyleyen Cengiz, anlaşılan ona karşı olan bu tavrının sebebi olarak yüzbaşıyı suçluyordu ama haksızdı. Rojbin, kendisine yeteri kadar açık olmadığı için ona sinirlenmişti. Ne demesi gerektiğini bilmediğinden susmayı tercih ederken Cengiz devam etti.

"Son dava için bizim büro mesaideydi, Cemile hanımda gelmek istedi ama önemli bir işi çıktığı için gelemedi."

"Allah razı olsun Cengiz, zahmet etmişsin."

Rojbin, ayakta dururken Cengiz beklenilmeyecek bir samimiyetle az önce kendisinin oturduğu sandalyeye kuruldu. Yani tam olarak yüzbaşının yanına. Alparslan şuan da tam olarak yumurtası alınan bir tavuktan farksızdı. Omuzları yumurtasını koruyan bir anne edasıyla kabardıkça kabarırken, Rojbin her hangi aksi bir durumda araya girebilmek adına diken üstünde oturuyordu.

"Babaannenin durumu nasıl?"

"Elhamdülillah iyi, normal odaya alındı."

"Öyle mi ziyaret etmek isterim. Birde kendisine geçmis olsun diyeyim."

Rojbin, ne alaka dercesine düşünürken yüzbaşı bu sefer kendisine hakim olamayıp araya girdi.

"Kim olarak Cengiz?"

Resmen düşüncelerine tercüme olmuştu.

"Sen kim olarak buradaysan bende o vasıfla buradayım Alparslan yüzbaşı!"

Alparslan, ellerini yumruk biçiminde sıkıp ileri atılacak bir pozisyon alırken Rojbin hızlı davranıp ikilinin arasına girdi. Öyle görünüyordu ki burada durması her iki tarafida olumsuz etkileyecekti.

"Ben yatsıyı kılamamıştım izninizle mescide gideyim. Sizede çok teşekkür ederim, zahmet verdim özellikle de sana Alparslan ama daha fazla burada kalmanıza gerek yok sizde evinize gidin artık."

DENİZ SUBAYIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin